"PENCEREDE Kİ NOT"

236 12 1
                                    

Bu son günler de yeni bir sabaha uyanmak hiç içimden gelmiyordu. Güzel bir güneşe açtım gözlerimi. Benim dışımda herkes mutluydu hava bile. Yataktan kalkmak için hareketlendiğim de ayağımın acısının gaçtiğini farkettim. Belli ki çok büyük çaplı bir burkma değildi. Bugün İstanbul'da ki ikinci günümüzdü. Normal şartlarda okula gitmem gerekiyordu fakat kayıt işlemleri nedeniyle birgün daha gitmeyecektim. Odamda ki banyoya gidip soğuk suyu yüzüme çarptım. Yeni yeni kendime gelebilmiştim. Eşyalarımı yeleştirmediğim için odam korkunç derecede dağınıktı. Merdivenlerden yavaş yavaş inmeye başladım. Bir burkma vakasıyla daha uğraşamazdım. Babam gitmişti. Masada bir tost duruyordu. Önümde koca birgün vardı. Evde durmayı düşünmüyordum. Yukarı çıkıp bir kot ve beyaz tişört geçirdim üzerime. Saçım dalgalı olduğu için pek birşey yapmama gerek kalmıyordu. Açık bıraktım. Bordo converse ve deri ceketimi de geçirdikten sonra aynaya baktım. Tam da kendim gibi olmuştum. Bu sefer evden çıkarken çantamı almayı ihmal etmedim. Dışarı çıkınca Elif'i aradım.

" Nasılmış benim birtanem?" dedim.

"Sen olmadan kötü." dedi sesindeki özlemi belli etmeye çalışarak.

"Orada herşey yolunda mı?" dedi sanki ses tonumdan birşeyler anlamış gibi. Dün gece olanlar aklıma geldi. "Yolunda" diyebildim.

Yaklaşık yarım saat sonra da telefonu kapattık. Bende şu meşhur Taksim dedikleri caddeye geldim. Etraf o kadar kalabalıktı ki adım atacak yer bulamıyordum. Büfe gibi bir yerden simit aldım. Yiye yiye yürürken etrafı seyretmeye başladım. Herkesin bir işi herkesin bir acelesi var gibiydi. İzmir'i şimdiden çok özlemiştim. Bir durakta durdum ve otobüs beklemeye başladım. Sonrasında da eve en yakın durakta indim. Evimiz sahile yakındı bende eve gitmektense sahile inip kumsal da oturdum. Kalabalık olacağını düşünmüştüm aksine etraf oldukça tenhaydı. Dalgaların kıyıya çarptıkça çıkardığı ses insanı büyülüyordu. Biraz oturduktan sonra eve geçtim. Babam hala gelmemişti. Bende odama çıkıp kolilerde ki eşyalarımı yerleştirmeye başladım. Biraz sonra da babam geldi. Okul işlemlerimi yaptırmış. Kabullenmekten başka çarem olmadığı için dediği herşeye tamam dedim. Odamı tam anlamıyla topladıktan sonra sıcak bir duşa girmeye karar verdim. Çıktıktan sonra saçlarımı kuruttum ve günümün yarısından çoğunu geçirebileceğim pijamalarımı giydim. Perdeyi kapatmak için cama doğru gittiğimde çerçeveye sıkıştırılmış bir not buldum.

"Umarım ayağın düzelmiştir, belli ki yalnız başına yürümeyi çok seviyorsun."

Elimde ki nota anlam vermeye çalışırken kafamda ki parçalar yerine oturdu. Notu yazan barda ki oğlandan başkası değildi. Bugün beni tek başıma gezerken nasıl görmüştü? Evimi nereden biliyordu? En önemlisi odama nasıl girmişti? Bu geceyi sonlandırmak en iyisiydi, bende biran önce uyumaya karar verdim. Bildiğim birşey vardı o da bu züppeyle başımın dertte olduğuydu.

GÖÇEBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin