Güneşin yeni doğmaya başladığı anlar da gözlerimi araladım. Başımın ağrısı hafiflemişti. Etrafa bakınırken gözlerim Güney'inkilerle buluştu. Gitmemişti. Gözlerinin altında ki morluklar fark edilebilen türdendi. Uykusuz görünüyordu.
Ona baktığımı görünce uykulu bir ses tonuyla "İyi misin?" dedi. Uyumamak için sürekli gözleriyle oynuyordu.
" Git istersen uyumaya ihtiyacın var." dedim.
"Biraz daha uyu." dedi net bir şekilde. Gitmeyeceğini belli etmişti. Israr etmemeye karar verdim.
Odama vuran güneş uyanmama neden olmuştu. Gözlerimi açtığımda Güney gitmişti. Yataktan kalkmaya yeltendiğim de babam odaya girdi.
"Seni dinliyorum." dedi. Sonra başımda ki yaraya baktı.
"Birşey yok. Başım döndü, düştüm." dedim ve kalkıp banyoya doğru yürüdüm. Arkamdan seslendi.
"Bir arkadaşın gelseydi keşke tek kalmasaydın."
Bilmiyordu ki. Bilmemeliydi de zaten beni bu hale sokan adamın bir gece boyu gözünü bile kırpmadan beni izlediğini. Suratımda aptal bir gülümseme oluştuğunda aynada kendimi fark ettim. Ne gülmesiydi bu? Kendine gel dedim ve başımda ki yara bandını ıslatmamaya özen göstererek yüzümü yıkadım. Hazırlanıp aşağı indim. Bu sabah babam gitmemişti. Kahvaltı hazırlamış masa da beni bekliyordu. Yemeden gitmeye çalışsam da izin vermeyecekti bu yüzden gidip oturdum.
"Okula gideceğine emin misin?" dedi.
Gösterdiği ilgi gereksizdi. İyiydim ben.
"Kesinlikle." dedim net bir ses tonuyla. Birşeyler atıştırdıktan sonra çantamı alıp çıktım. Okula sahilden giden bir yol bulmuştum. Mis gibi deniz havasıyla yürümeye başladım. Sonunda adını öğrenmiştim. Anlayamıyordum. Neden bu kadar önemsemişti beni? Vicdan yapmıştı belki de.
"Beren." diye seslendi biri.
Arkamı dönünce Atakan olduğunu gördüm. Yanıma gelip kısa bir sorguya tuttu beni. Sonrasında da telefonumu verdi. Tabi ya. Okulda kalmıştı.
"Bir numara arayıp duruyor. Sesimi duyunca da kapatıyor." dedi.
Önemsemedim. Beraber okula gittik. Ezgi beni görünce üzerime atlar gibi kocaman sarıldı. Bu kızı sevmiştim.
"Aptal! Nasıl becerdin, o asansör de ne işin vardı, o çocuğun senle derdi ne?" diye başladı.
"Sakin." dedim gülerek. "Bir posta da Atakan'dan dinledim zaten." deyip sınıfa gitmeye başladım. Onlar da arkamdan geliyordu. Dersten sonra okul da her yeri gözetledim. Gelmemişti. Gelmezdi tabi. Uyumamıştı bütün gece. Bir teşekkür borcum var gibi görünüyordu.
Ezgi'nin bitmek tükenmek bilmeyen soruları en sonunda olanları anlatmama neden oldu.
"Hastaneden sonra beni evime getirdi. Uyudum. Saat dokuz gibi uyandım baş ağrısından. Evde ilaç bulamayınca da dışarı çıktım. Kapının önünde araba da bekliyormuş. İlaç aldıktan sonra da tekrar evime getirdi. Hepsi bu yani." dedim.Suratında ki şaşkınlığa anlam veremesem de birşey sormadım.
"O çocuğun bela bir tip olduğunu söylemiştim. Uzak tut kendinden Beren." dedi.
Gerçekten endişelenmişti. Anlattıklarıma bu kadar şaşırdıysa olanları tam anlamıyla bilseydi nasıl bir tepki verirdi bilmiyorum.
Öğle arasında bahçede ki banklardan birine oturdum. Yorgun hissediyordum. Ortalık tenhaydı. Yemekhaneye gitmişti herkes. Yemek yiyecek durumda değildim. Telefonum çalmaya başladı. Sabah Atakan'ın bahsettiği numaraydı bu. Açıp açmamak konusunda kararsız kaldım. Bu aralar bir de telefon sapığıyla uğraşacak halim yoktu. Açmamaya karar verdiğim de aklıma İzmir'den arkadaşlarım geldi. Belli mi olurdu, belki de biri numarasını değiştirmiş olabilirdi. Açtım.
"Alo?" birkaç dakika sessizlikten sonra tekrarladım.
"Konuşacak mısın acaba?" dedim. Yine koca bir sessizlik.
"Tamam." deyip tam kapatırken karşı taraftan ses geldi.
"Telefonun neden Ezgi'de değildi?" Biran da tüylerim ürperdi. Bu ses tanıdıktı. Bu ses Güney'di.
"Numara mı nasıl buldun?" dedim. Ve yine bir sessizlik.
"Soruya soruyla cevap vermekten vazgeç Beren ÖNAL."
Kurduğu her cümle sersemlememe neden oluyordu. O benimle ilgili bir çok şey biliyorken ben adını daha yeni öğrenmiştim.
"Bilmiyorum tamam mı? Mâlum o gün bayılmış bir vaziyette çıkmıştım okuldan. Değil mi?" dedim en emin ses tonumla. Surat ifadesini tahmin edebiliyordum.
Nefesini dışarıya doğru verdi ve "Bir daha telefonlarını kendin aç." deyip anında suratıma kapattı.
Ne yapmaya çalışıyordu? Bar da karşılaştığımız günden beri peşimdeydi. Ve şimdi de bu olanlar bana çok saçma geliyordu. Başından beri amacı neydi?
![](https://img.wattpad.com/cover/32084743-288-k719417.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖÇEBE
ChickLitYalnızlığın içine doğmuş bir kız. Gözü işinden baska birsey görmeyen bir baba. Parçaları kayıp bir yapboz. Bir aşk. İnsan nefret ederken aşık olabilir mi ? Nefret aşkı yok eder mi ? Yok olmuşluğun hikayesi.