İçeriden gelen gürültü sesi ile yerimde kıpırdandım. Sesler giderek artıp beni rahatsız etmeye başlayınca Berke'yi uyandırmak için kolumu yatağın yan tarafına attım. Yatağın soğukluğu parmak uçlarımdan vücuduma yayılırken yerimde doğrulup odaya göz gezdirdim. Berke odada yoktu. Ayaklarımı yataktan aşağı sarkıtıp neredeyse tüm duvarı boydan baya kaplayan camdan şehri izledim.
Hava kapalıydı büyük ihtimal yağmur yağacaktı. Yağmurlu havaları severdim, çok güzel hissettirirdi bana.
Tam ayağa kalkacaktım ki bir şey gürültü ile yere düştü. Berke içerde ne yapıyorsa ortalığı mahvetmişti. Uyandığımdan beri sürekli bir şeylerin sesi geliyordu. Daha fazla oturmayıp ayağa kalktım, banyoda yüzümū yıkayıp ayaklarımı yere sürte sürte mutfağa girdim.
İçeriye girmem ile gözlerimin büymesi bir oldu. Ben neyin ne olduğunu kavramaya çalışırken Berke'nin gözleri bana kaydı. Yanında duran bir kaç tanıdık sima dikkatimi çeksede şu an gözlerim tek bir yere takılıyordu. Berke'nin önünde sandalyeye bağlı yüzü gözü kanlar içinde olan adama.
"Günaydın, ben bu kadar erken uyanmanı beklemiyordum."
Bulunduğumuz ortam içinde söylediği alakasız şey ile ona doğru yürümeye çalıştım. Arada bir gözüm kana kalıyordu ve midem alt üst oluyordu. Zar zor Berke'nin yanına gidip "Gerçekten tek düşündüğün şey benim erken uyanmış olmam mı şu an?" Göğsünden ittirip üstüne yürüdüm. "Bu adam kim Berke?" Anın şokundan çıktıktan sonra konuşmaya devam ettim. "Bahsettiğin işler bunlar mı? Sen insanları mı dövüyorsun" Gözlerinin içine bakıp devam ettim. "Hatta öldürüyor bile olabilirsin."
Tek kelime etmeden kanepeye oturdu. Berke ufak bir el hareketi yaptı ve diğerleri teker teker odadan çıktılar. Hepsi çıkınca Berke bana döndü.
"Tek merak ettiğim şey sensin. Sadece seni önemsiyorum ben." Duraksayıp devam etti. "O adam da sana zamanında acı çektirmiş bir şerefsiz." Gözlerimin içine bakıp devam etti.
"Bahsettiğim işler de tam olarak bunlar ama hayır küçük ben insanları öldürmüyorum çünkü gidecekleri yerde cezalarını çekip çekmediklerini bilmiyorum. Kendi adalet anlayışıma göre hak ettikleri cezayı veriyorum." Tek kaşını kaldırıp bana bakmaya devam etti.
"Yeterli mi?" Hiç bir cevap vermeden bir kaç adım geriledim eğer o sandalyede oturan baba bile diyemedim adam ise bunu yapmalarına devam etmelerine göz yumamazdım. Buna aptallık ya da başka bir şey diyebilirsiniz ama benim hâlâ insanî duygularım vardı. Her ne kadar bana yaptıkları için ceza çekmesini istesem de bu şekilde olmazdı, ki olmamalıydı zaten.
Adamın yüzünü iyice görebilmek için hafifçe eğildim. Saçı sakalı birbirine karışmıştı, önce cidden o olup olmadığını anlayamasam da aklıma alnının biraz üstünde olan ben geldi. Saçını tutup kaldıracağım sırada belli belirsiz bir şeyler söyledi. Berke de fark edip yanıma geldi çenesinden tiksine tiksine tuttu.
"Bir daha söyle." Sesini galiba ilk kez bu kadar sert ve otoriter çıktığını duymuştum."Borcumu" Üst üste öksürdü, öksürüğü sırasında ağzından akan kanlar midemi alt üst etti. Halının desenlerine bakıp dikkatimi dağıtmaya çalıştım. "Yakın zamanda öderim bırakın beni."
Berke duyduklarından sonra çenesini sertçe bıraktı. Yumruk yaptığı ellerini ona indireceği anladığım sırada tuttum.
"Yeter bu kadar, fazla abartma." Gözlerimin içine baktı.
"Adam hâlâ anlamamış niye onu bu hale getirdiğimizi, para için dövdüğümü sanıyor. Duymuyor musun? Bir kızı olduğunu ve onun psikolojisini nasıl etkilediğini bile unutmuş!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Lise Aşkı
ChickLitBahçeden içeri girerken arkamdan gelen ayak sesleri ile arkamı döndüm. Gökhan ve Meriç arkamdan geliyordu . Bahçe kapısından içeri girdiğimde gördüğüm manzara karşısında şok oldum. Berke Kağan ve Emir bir çocuğu acımasızca dövüyorlardı. Çocuğun yüzü...