Öncelikle çok çok çoook sorry bayadır yeni bölüm atmıyordum gerçi merak eden de yok ama olsunduu :")
Ya unutmuşum ben hikaye yazdığımı geçen defterlerimi karıştırırken gördüm görmüşken bi kaç şey yazayım dedim veee yazdım. Karakterleri bile unutmuşumm...Haydaa! Bu niye burda?
"Sen... Senin ne işin var burda?" Cevap vermek ister gibi ağzını oynatınca elimle kapıyı işaret ettim.
"Dışarı çıkıyorsun. Hemen. Şimdi!" Cıklayıp odanın içindeki ikili beyaz koltuğa oturdu.
"Ayıp oluyor ama güzellik." Mert kolumu tutup kendine doğru çekti.
"Ona bir daha güzellik dersen seni " Emir'in dudakları yukarı doğru kırıldı "Evet beni ne? Ne yaparsın? Ne yapabilirsin ki? " dedi ve o salak gülüşünü sürdürdü. Ağzının ortasına yapıştırasım vardı. Gerçi böyle gülmeye devam ederse hayal olarak kalmazdı bu isteğim. Mert'e doğru baktım. Kafasını önüne eğmişti. Eli hâlâ kolumdaydı ama sanki elleri gevşemişti. Benden bir şeyler saklıyoru bu çok belliydi. Kendini ne zaman hazır hissederse anlatır. Onu danıdığımdan beri böyleydi. Bir şey yaptığında önce kendine itiraf ederdi yaptığı şeyi önce kendisi kabullenir sonra bana anlatırdı benim kabullenmemi beklerdi. Bu sefer her ne yaptıysa onu çok etkilemişti belliydi.Aniden Emir'in de kolumu tutmasıyla ona döndüm. Hayırdır birader? Dercesine baktım. Anlamış olacak ki
"Mertle bir şey konuşmam lazım dışarı çık. " dedi. Kolumu elinden çektim. "Benim yanımda konuşabilirsiniz konuşacağınız konu her neyse." Mert'e doğru baktım.
"Bi sorun olur mu burda otursam." Kafasını önünden kaldırıp bana baktı. Gülümsüyordu ama gerçek bir gülümseme değildi. Bana güven vermek icin gülümsüyordu. Bu sefer büyük bir halt yemişti.
"Sen çıksan daha iyi olur güzelim. Şuradan çıkınca onca yılın özlemini gideriz." Kafamı onaylarcasına salladım.
"Peki o zaman ben çıkıyorum. Sende çıkınca ara beni buluşalım." Mert kafa sallayınca odadan çıktım. Hastane koltuklarına yığılmış Gizem ve Nazlı'yı görünce onlara doğru yürüdüm. Nazlı geldiğimi fark etti ve ayağa kalktı."Bir ara içerde sabahlıycaksın sanmıştım. Az daha kalsaydın içerde. Sorun değil yani biz hastanenin bu mükemmel ötesi rahat koltuklarında uyuruz ya ne problem olacak." Elimle Gizem'i işaret ettim.
"Gizem gayet rahat bulmuş baksana geldiğimi bile fark etmedi. " Gülüp bana döndü.
"Yok be o hastanenin koltuklarını değil, yeni sevgilisini rahat buldu ondan." Kaşlarımı çattım. Okula daha yeni başlamıştık. Ne ara tanıştılar, ne ara birbirlerini sevdiler?"Kimmiş peki?" Mahallenin dedikoducu kadınları gibi sesimi kısmış ve meraklı bir ses tonuyla sormuştum. İçime ne kaçtı benim!
"Şu arka bahçe de gördüğümüz çocuklardan biri. Sabah okulun önünde çarpışmalar. Eskiden çarpışınca kitaplar falan düşerdi. Bunlar telefonlarını düşürmüşler. İkisi de sinirlenmiş tabi çocuk Gizem'e bakmadan bağırmış, Gizem de çocuğa bakmadan bağırmış. Sonra bu ikisi birbirini görünce susup biraz bakışmışlar. Sonra da aynı anda özür dilemişler." Durup nefes aldı ve güldü. O kadar çok konuşmuştu ki ben bile yorulmuşum. Yerimden kalkıp Gizem'in yanına gittim.
"Mert'in yanına gidip geldim. Sevgili yapmışsın. İçerde 5 dakika bile durmadım be! Hızlısın. " dedim ve güldüm sonra gülüşüme kızların da gülüşü eklendi.
"Helin çocuğa ciddi anlamda ilk başta çok sinir olmuştum. Ama sonra bana telefon alacağını söyleyince sinirim yatıştı." Bu sözün üzerine daha çok gülmeye başlamıştım.
"Ha yani telefon almasaydı sevgili olmayacak mıydınız?" Gizem gülerken cevap verdi.
"Ama iphone aldı nasıl sevgili olmayayım?" Gülmekten karnım ağrımaya başlamıştı ve gözüm yaşarmıştı. Elini cebine attı ve telefonunu çıkardı. Nazlı Gizem'in elinde ki telefonu görünce gülmeye başladı.
"Gizem biri bana bunu alsa ben direk çocukla evlenirim sen yine iyi yapmışsın. "
Biraz daha gülüşüp hastaneden çıktık. Kızlara döndüm.
"Kızlar şey diyorum bizim evde toplansak mı? Biraz dedikodu yaparız fena mı olur ?" İkisinden de olumlu cevap alınca numaralarını alıp adımlarımı markete doğru yönlendirdim. Market arabasına biraz yiycek doldurdum ve sıraya girip bekledim. Sıramı beklerken Osman abiye markette olduğumu ve çıkışta beni almasını istediğimi söylemiştim. Bu arada Osman abi şoförüm. Aldığım şeyleri poşetleyim marketten çıktım ve beklemeye başladım. Beklemekten sıkılıp telefonumu çıkardım ve sosyal medya hesaplarımda gezdim. Bir süre sonra önümde bir araba durdu.
Bu araba benim arabam değildi ki. Ama bir yerden tanıdık geliyordu. Kimin olduğunu düşünürken arabanın kapısı açıldı.
Ya böyle yerlerde bitirmeye bayılıyorummm lsndkwlzmaoksks
Her niysi bir sonra ki bölümde görüşmek üzere🌪
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Lise Aşkı
ChickLitBahçeden içeri girerken arkamdan gelen ayak sesleri ile arkamı döndüm. Gökhan ve Meriç arkamdan geliyordu . Bahçe kapısından içeri girdiğimde gördüğüm manzara karşısında şok oldum. Berke Kağan ve Emir bir çocuğu acımasızca dövüyorlardı. Çocuğun yüzü...