" hevin abla ya" " akın Bi rahat dur acımasın canın" " yaaa ama sen saç yapmayı bilmiyorsun haline bak saçımın" "Allah Allah çok biliyorsan kendin yap küçük efendi senin için uğraşıyoruz herhalde burda. Tam abine çekmişsin iyilik yaramıyor ikinizede"
" öhöm öhöm" bakışlarım yavaşça kollarını göğsünde birleştirmiş giray'a döndü, hafif sırıtıp " günaydın canım patronum"
" günaydın hevin kusura bakma arkamdan söylenmelerini bölmüş gibi oldum ama" " yok ya estağfurullah içimden devam ederim ben"
" hevin!" bağırdığında yerimden sıçradım " şaka yaptım.. Şakaa" " hevin abla" " akın dur canımı kurtarmaya çalışıyorum şurda"
" ya benim saçımı kim kurtarıcak" akınla birbirimize bakıp yavaşça giray'a döndük bakışlarımızdan anlamış olucak ki beni hiç karıştırmayın bakışları atıyordu ama artık bu bakışlar için çok geç giray beyciğim.
×
×
×" oldu mu küçük bey" akın aynasından kendine bakıp " çok iyi oldu abi teşekkür ederim" giray'a sarıldığında gülümsedim böyle yavaş yavaş aralarını düzelticem sağlam bir abi kardeş ilişkisi kurdurucam ki türkiyeden gittiklerinde birbirlerini asla yalnız bırakmasınlar birde bu mesele vardı dimi neyse sonra düşünürüm bu konuyu.
Asıl konu düğün için istanbuldan gelen giray beyin arkadaşı Kübra birde o çıktı başıma pekte bir süslü hanımefendi bugün alışverişe çıkıcaz onunla tüm çantaları bana taşıttırır bu şimdi numanda mı gelse bizimle biraz o taşır biraz ben, evet mantıklı.
Aşşağı indiğimizde Kübra çoktan masaya oturmuştu " sonunda indiniz kahvaltı saatim geçicek" merakla" geçince noluyo ki? " yerime otururken onun vericeği cevabı dinliyordum." ay tatlım diyetim bozuluyor saati geçince "
" senin diyete ihtiyacın yok ki Kübra tığ gibi kızsın " giray beyin dediği şeyle tek kaşımı kaldırıp ona baktım laflara bak laflara. Yok ben anladım bu adamın tüm kadınlara bir ilgisi ama bana gelince askerlik arkadaşı moduna giriyor .
" yaa canım benim teşekkür ederim de dikkat etmeyince kilo alıyorum manken olmak kolay değil" " Aaa manken misin?" " evet adımı hiç mi duymadın veya bir resmimi felan da mı görmedin internette?"
" pek aram yoktur internetle" " Hıı anladım neyse artık biliyorsun nasılsa" hafif gülümseyip önüme döndüm, yani bilmesemde olurmuş çokta gerekli biri değilsin.
.
.
.
." ya bu kırmızı daha güzel sanki" yorgun bir şekilde gösterdiği kırmızı tuvalet elbiseye baktım " evet bu da güzel"
" sende herşeye güzel diyorsun" " sizde herşeyi beğeniyorsunuz" " doğru o zaman ben şu üç elbiseyide alıcam" çalışana uzattı alıcağı elbiseleri çalışan hemen alıp " tabi kasaya götürüyorum" kasaya doğru giderken kübraya döndüm.
" üçünüde alıcaksın yani!" çok normalmiş gibi omuz silkip " evet üçünüde alıcam ne var ki bunda?" sitemli bir şekilde,
"o elbiselerle verdiğin parayla ben ev alırım"
Dediğime baya güldü hatta kahkaha attı " ayyy çok komik kızsın ben zenginim hayatım unuttun galiba" " he denizde dalga bende para diyorsun yani"
" evet öyle diyorum hadi sen de bişeyler bak" " yok ben almiyim" " düğünde ne giyiniceksin?" " ıııı düğüne gelmicem..."
"giray söylemedi yani sana tatlım gelip Akın'a bakman lazım düğünde birde akın'ın peşinden mi koşturucaz biz?"
Tamam şimdi düşününce biraz mantıklı gelmişti dediği ama sonuçta düğün bu yani 2 saat çocuğa bakabilir herhalde giray bey, bence gitmeme gerek yok ayrıca ne diye gidicem tanımadığım etmediğim birinin düğününe.
.
.
.
.
." Akın gel buraya "" hayııır ben o papyonu hayatta takmam "" akın dellendirme beni bu papyon takılıcak "" hayııır " koşarak merdivenlerden indiğinde bende peşinden indim hazırlanmış olan giray bey akınla bana anlamsızca bakıyordu.
" akın dur diyorum sana "" bende takmicam diyorum "" takıcaksın gel " bu kovalamanın sonucu elbette benim akını yakalama ve papyonu zorlada olsa takmamla bitti.
" of ya "" oflama bana yersin dayağı "" of of of "" sen iyice asileştin he bana bak ergenliğe erken mi giriyorsun yoksa? "" ergenliğe filan girmicem ben yüzümde sivilce çıksın istemiyorum " hafif gülüp" valla istesende istemesende giriceksin küçük mucizem "
" hevin gelmiyor musun? " sesin geldiği tarafa döndüğümde kırmızı tuvaletin içinde cidden mükemmel duran kübraya baktım, tamam cidden artık manken olduğuna inandım kendisinin. Fiziği o kadar ksursuzdu ki o kadar olur yani, kübranın fiziğini kesmeyi bitirip sorduğu soruya cevap verdim.
" yok gelmiyorum " " hııı bu ufaklığa kim bakıcak orda " akın göğsünü gererek " kimsenin bakmasına gerek yok Kübra abla ben kendime bakabilirim"
" daha yarım saat var çıkmamıza hemen hazırlan" giray'a baktım anlamsızca. Bensizde hiçbir yere gidemiyor buda. "öhöm şey ben gelmesem" tek kaşını havaya kaldırıp " sebep?" " ııı" ne bahane üretsem ki düşün hevin düşün.
" giyicek düzgün elbisem yok" çok yaratıcı ve mantıklı bir bahane oldu bence.
" vardır illaki" niye zorluyorsun be adam yok işte Allah Allah. "cık yok maalesef" " e benim var bugün aldıklarımdan birini giyin işte" gülmeye başladım " sizin giydiğiniz kıyafet bana olurmu hiç?"
Giray bir beni süzüp sonra kübraya döndü birde onu süzdü " yani aslında haklı senin bedeninle onunki aynı değil o biraz daha büyükbeden giyiniyor"
Ya giray sen hayırdır? Yeminle adam kadın cinsi olarak sadece bana düşman ya sabır. İnsan bir der yok canım sende manken gibisin felan ama nerdeee.
" ımm napıcaz?" " sen akınla düğünün olucağı yere git bizde..." bana bakıp " elbise işini halledip gelicez anca gidersiniz zaten" " tamam biz çıkıyoruz o zaman"
Kübra ve Akın gittiğinde giray bey bana döndü " sen odana çık ben geliyorum" bişey dememe izin vermeden yanımdan ayrılıp odasına çıktı, bende dediğini yapıp kendi odama çıktım. Gergince giray beyi beklemeye başladım bu adam beni çok geriyor. Geldiğinde elinde bir kıyafet torbası vardı bana uzattı " al bakalım sana olur diye düşünüyorum. Kübraya söylemiştim sanada bişeyler almasını ama sen almak istememişsin bu yüzden bu görev bana kaldı." eliyle ensesini kaşıyıp "umarım beğenirsin"
Ben daha onun dediklerini idrak etmeye çalışırken o elime kıyafet torbasını tutuşturup odadan çıkmıştı. Yüzümde aptal bir ısırıtış belirdi, bana elbise almıştı. Yavaşça yatağıma doğru ilerleyip kıyafet torbasını özenle yatağımın üstüne koydum ve fermuarını açtım. Turkuaz renginde sade bir elbiseydi yani tam benim tarzımdaydı. Imm bu elbise aşağıda dediği o büyük beden mevzusunu bir süre unutmamı sağlayabilir.
Hızlıca elbiseyi giyinip aynanın karşısına geçtim. Kumaşı gerçekten kaliteli ve yumuşacıktı kayık yakalı, diz kapağımım biraz aşağısına geliyordu. Üst kısmı dar etek kısmıysa hafif kabarıktı ki ne fazla abartılı ne de fazla sadeydi. Saçım zaten maşalıydı onu hemen bir at kuyruğu yaptım. Umarım yarım saat dolmamıştır çünkü daha makyajımı bile yapmadım.
Elimden geldiğince hızlı bir şekilde makyajımı yapıp siyah bilekten bağlanmalı hafif topuklu ayakkabı oda giyinip odamdan çıktım, koşturarak aşağı indiğimde gürültüden dolayı hemen bana dönen giray beye gülümseyip. " fazla bekletmedim değil mi?"
Merdivenlerden inip tam karşısında durduğumda.. Yani şimdi hiç yalan söyleyemicem büyülenmiş gibi hayranlıkla benim güzelliğime bakıyordu. Şimdi böyle bakmakta da haksız değil.
"giray bey" bir kaç kez gözlerini kırpıştırıp "öhöm ııı hadi gidelim geç kaldık senin yüzünden yeterince" diyerek hızlı adımlarla kapıya doğru ilerledi bende tabi peşinden.
Bakalım bu geceyi sağ salim atlatabilicek miyim? Bu konuda kendime hiç güvenmiyorum ya hadi hayırlısı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK MUCİZEM
RomanceBir günde herşeyini kaybetmiş bir kadın diğer tarafta sadece kardeşine bakmaya çalışan bir adam ve onların yollarını birleştiren küçük bir mucize. Zamanla ikisinin arasında oluşan bağ onları da birbirine bağliyacak ayrılmalarına izin vermicekti.