Şuan okulda kavga etmişte müdürün odasında müdüre hesap veriyor gibi hissediyordum. Giray kollarını arkasında birleştirmiş çatık kaşlarıyla salonda bir sağa bir sola gidiyordu, bizde ellerimiz önümüzde küçük çocuklar gibi sessizce koltukta oturuyorduk. Daha doğrusu ben öyle oturuyordum mete rahatça koltuğa oturmuş giray'ın gidiş gelişlerini izliyordu.
" bahçede ne işiniz vardı?" meteyi dürttüm " anlat hadi herşey senin yüzünden oldu" " ben mi? Sen de benim peşime takıldın takılmasaydın"
" ama sen kafa..." konuşmamı girayın sinirli sesi kesmişti " yeter! Biriniz anlatın hemen"
" şey giray bey biz..." " siz ne?" diyerek koltuğun önünde sehbaya oturarak beni dinlemeye başladı bakışlarımı yerden kaldırıp ona bakarak
" hepsi mete yüzünden oldu bu sabah beni aradı ve sizin bir katil olduğunuzu onu tehdit ettiğiniz ve halıyla bir ceset getirip arka bahçeye gömdürttüğünüzü söyledi ben elbette inanmadım. Sizin masum olduğunuzu söyledim ama ikimizinde elinde bu idaalarımızı kanıtlicak kanıtımız yoktu daha sonra işte bahçede de halıyı ve kazılmış yeri bulunca... "
Kafası fazlasıyla karışık görünüyordu" ben ve katil olmak mı? Neyin kafasını yaşıyorsunuz? "
" o halıda ne getirdi adamların o zaman "" o eski halının içinde yeni halı vardı bagajda kirlenmesin diye ona sarmalarını söylemiştim.."
" ceset yok yani? " meteye bıkkınca bakarak" hayır yok "" bu kutuda ne var peki? " üçümüzde sehbaın üstünde duran üstü hala toprak olan siyah kutuya bakmaya başladık. Giray kutuyu eline alıp incelemeye başladı, onunda bizden bir farkı yok gibiydi.
" hiçbir fikrim yok kutuyu ilk kez görüyorum "
" evinin bahçesine birisi kutu gömüyor ve haberin yok mu? Ciddimisin sen? Hadi seni geçtim o kadar koruman var dışarıda onlarda mı görmemiş"
Giray elini ensesine götürüp " bilmiyorum tüm gün evde olmuyorum sadece akşamları eve geliyorum "
" ımm kutuyu açmicakmıyız? " soruma giray ayağa kalktı" ben alet çantasından bişeyler getiriyim" o gittiğinde meteyle baş başa kalmıştık ona yaklaşıp kısık sesle "gördün mü katil felan değilmiş en başında gelip sorabilirdik"
Sinirle "gelip sorsaydın o zaman hevin yalan söylüyor belki nasıl bu kadar çabuk inanıyorsun ona" " adam değilim diyor" " başka ne dicekti aaa evet ben katilim nasılda buldunuz beni mi dicekti?"
" neyse ne o gömülü yerde ceset yoktu halı da da bir iz yoktu yani o masum" koltukta geriye yaslanıp bakışlarını karşıya sabitledi. Bende onun gibi yaparak arkama yaslandım " uykum geldi"
Kıkırdadığını duyduğumda ona döndüm " neden gülüyorsun?" " hiç git uyu hadi gerisini biz hallederiz" " cık siz ikinizi baş başa asla bırakamam" "merak etme patronunu dövmem"
"kendine olan bu özgüvenine bayılıyorum" yorgun bir halde kafasını geriye yaslayarak gülümsedi benim yüzümden bugün çok yorulmuştu bu yüzden kendimi fazlasıyla üzgün ve suçlu hissediyordum saat gecenin 3'üydü pek bu saate kadar ayakta kalmaya alışkan değildi.
"senin patron uyuyamı kaldı içeride yoksa bizi öldürmek için bir planmı yapıyor" istemsizce gülmeye başladım benimle oda gülmeye başladığı sırada içeri giren giray tüm ortamı bozmuştu. Ya şu boşları bir toplasak mı acaba?
" neye gülüyorsunuz bu kadar?" mete koltukta doğruluğunda bende onunla doğruldum. "hiç aramızda önemli bişey değil" elinde ki torna bida ve çekiçle kutuyu açmaya çalışmıştı ama pek becerebildiğini söyleyemem, mete göz devirip görevi devraldı oda biraz uğraşmıştı ki tüm uğraşları resmen boşa gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK MUCİZEM
RomanceBir günde herşeyini kaybetmiş bir kadın diğer tarafta sadece kardeşine bakmaya çalışan bir adam ve onların yollarını birleştiren küçük bir mucize. Zamanla ikisinin arasında oluşan bağ onları da birbirine bağliyacak ayrılmalarına izin vermicekti.