32. Bölüm

87 6 0
                                    


"hadi kızım yapabilirsin" kendimi gaza getirmeye çalışarak mutfakta yemek yapan giray'ın yanına ilerledim.

Bugün tüm çalışanlar izinli olduğu için ve akınla ben aç olduğumuz için dayanamayıp bize yemek yapmak için mutfağa girdi.

Yüce gönüllü giray.

"Iıı yardım edebiliceğim bişey var mı?" "hayır sadece elimin altında dolanma yeter"

Bu mu benden hoşlanıyor şimdi? Kübra yüzünden saçma sapan düşünceler girdi aklıma.

Suratımı asıp " peki sizede iyilik yaramıyor" duygu sömürüsü yaparak mutfağın kapısına ilerledim. " üff tamam gel" sırıtıp ona dönerek " ben napiyim?" tezgaha doğru ilerleyip dikkatle yemek yapan giraya baktım bana dönüp gülümsedi " bişey yapmana gerek yok neredeyse bitirdim zaten" "ne yaptınız ki?" gururla göğsünü kabartıp " Melemen"

Melemen mi?

Menemen değil mi o ya? Ayrıca 2 saattir mutfaktasın yapan yapa Menemen mi yaptın? Hiç beklemezdim en azından Bi domatesli makarna yapaydın be.

Hafif yüzümüz ekşitip gülümsedim "hıı... Güzel."

Gülen yüzü bir anda soldu " o yüz ifadesi ne? Beğenmedin mi melemeni mi?"

" beğendim beğenmesine de.. Kaç saattir mutfaktasınız ben başka şeyler yaptığınızı düşünmüştüm. Ayrıca melemen değil Menemen"

Menemenin altını kapatıp ellerini beline koydu, üstünde ki mutfakta önlüğüyle tam hülya ablaya benziyordu. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım, zaten moreli bozuk olan giray iyice sinirlenerek " kızım ne gülüyorsun? Çok biliyorsan kendin yapsaydın Allah Allah"

" hülya ablaya benziyorsun" diyerek içimde daha fazla tutamadığım kahkaha mı patlattım. Mutfak camından kendi yansımasına bakıp başımı yana çevirerek gülmeye başladı. " ya hevin..." gülerek bana yaklaştı. O yaklaştıkça gülmem de azarlıyordu.

" seninle gerçekten artık konuşmam lazım" " ıı şuan konuşuyoruz ya" kafasını hayır anlamında salladı " sana söylemem gereken Bir şey var"

Benden hoşlandığını filan söylemicek değil mi?

" ne söyliceksiniz" dedim merakla, menemene dönüp "önce yemeğinizi yiyin akın uyuduktan sonra kütüphaneye gel orda olucam"

Üstünde ki mutfakta önülüğünü çıkartıp yerine takarak mutfaktan çıktı ve arkasında aklı karmançorman olan bir ben bıraktı.

Akınla menemenizi yerken bişey fark ettim, Ben hayatımda böyle güzel bir Menemen yememiştim. Domatesinden mi yoksa yapan kişinin elinin lezzetinden mi bilemicem ama harbiden baya güzel olmuş.

Akın elini göbeğine koyarak geriye yaslandı " offf ne yedik beeğ" gülümseyip onun gibi bende yapıp derin bir nefes aldım " 2 ekmek yedik normal değil mi?" gülümseyip saçlarını karıştırdım. "yaaa yapmasana saçlarımı bozuyorsun" " birazdan uyicaksın zaten bozulsa ne olur?"

"olmaz! Ya rüyamda Yağmur'u görürsem." dudaklarını sarkıtıp kaşlarımı. çattı " Beni çirkin görmesini istemiyorum"

Şu hayattan tek isteğim akın gibi birisi, çok mu şey istiyorum acaba?

Akının yanağını sıkıp şefkatle gülümsedim " küçük mucizem benim, sen saçların dağınık olsada yine yakışıklısın ki eminim yağmur seni yine yakışıklı bulur." hafif gülümseyip yerinde kımıldandı " gerçekten bulur mu?" başımı sallayark onu onayladım " bulur tabi ki"

Gülümsemesi sırıtışa dönünce bende gülümsedim " Peki abim saçları dağınık olunca nasıl gözüküyor?"

Bu soru beni biraz düşündürmüştü, girayı daha önce hiç saçları dağınık görmemiştim sanırım. Hasta olduğu zaman bile saçlarını eliyle düzeltmişti, dağınık olmasını sevmediğini söylemişti.

KÜÇÜK MUCİZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin