10. BÖLÜM

495 15 1
                                    

Girayın o ölümcül bakışından sonra daha fazla ikisinin arasında kalamadım ve kalkıp akının yanına gittim, gerçi ikisini öyle orda bırakmak ne kadar doğruydu hiçbir fikrim yok ama kendimi feda edemicek kadar çok seviyorum. Akın bana bakıp gülümsedi " hevin abla bu çınar buda öykü ikisi kardeşmiş biliyomusun?"

Gözlerini kocaman açıp bana baktı sanki dünyanın en ilginç olayını anlatıyordu bana bu haline güldüm "yaaaa ikiside çok tatlıymış maşallah" öykü bana dönüp "maşallah ne demek?"

Çok güzel soru yavrucum, beynim durdu şuan ben sana şimdi nasıl anlatsam " ııı maşallah böyle nazar değmemesi için kullanılan bir kelime" "nazar değmesimi, nasıl yani" "yani birisinin sana güzel bişey dedikten sonra senin başına bişey gelmesi mesela kolyen çok güzel dedikten sonra kolye in kopması gibi"

"başıma bişey gelmesi yani top gelmesi gibi bişey mi?" en sinir olduğum çocuk tipi allahtan akınım bunun gibi değil.

Akın göz devirip "sende hiçbirşey bilmiyon" hafif güldüm "Akın ayıp ama" "öyle ama hiçbirşey bilmiyo kafasını çalıştırmıyo" ahh tatlım çok haklısın "daha küçük ama biliyorsun dimi." "biliyorum ben onun gibi kafamı çalıştırmamazlık yapmıyom"

Çok iyi laf sokuyor öyküye baktığımda boş boş akına bakıyordu. Ay cidden akın haklı "akıncım hadi eve gidelim arkadaşlarınla vedalaş" "tamam görüşürüz" kalkıp elimi tuttu bunun normalde mızmızlanıp biraz daha demesi lazım neyse şuan buna takılmicam.

Giray gile baktığımda ikiside somurtmuş önlerine bakıyordu. Çocuk olan akın mı yoksa bu ikisi mi bilemedim vallahi, yanlarına gittiğimizde Giray hemen ayağa kalktı "şükür hadi gidelim" metede ayağa kalktı " benim biraz işim var siz gidin eve" " tamam görüşürüz o zaman" "tamam güzelim" yanağımdan makas alıp bizden uzaklaştı "güzelim felan ne ayak bu?" tek kaşımı kaldırıp giraya baktım " neden sinirlendiniz?" hafif boğazını temizledi " yooo ne sinirlencem öylesine sordum." "hımm anladım gidelim mi?" kafasını salladı akının elinden tutup beraber geri eve döndük.

Akşam yemekten sonra akınla biraz oyun oynadık girayda işle ilgili telefon görüşmeleri yaptı. Akını uyutunca Bi güzel çay demledim, annemle her akşam balkonda çay içerdik bazen çok soğuk olurdu hava o zamanda mutfakta içerdik.

İçimde tuhaf bir his var yani nasıl anlatsam sanki biri kalbimi avuçlarının arasına almış sıkıyordu bu canımı yakıyor. Çayın suyu taşınca kendime geldim hemen altını söndürdüm iki tane bardak ve şekeri alıp balkona koydum masa baya tozlanmış ilk Bi onu siliyim mutfak bezlerinden birini alıp masayı güzelce sildim.

Giray geldi balkona " napıyorsun ?" "çay içicem içermisiniz?" Bi düşündü " olur" sandalyeye oturdu bende çay ve pisküitleri alıp balkona çıktım çayları doldurup gülümsedim " annem böyle balkonda oturup çay içmeyi çok severdi." "sevilmicek gibi değil ki çok güzel Bi balkonunuz varmış" heryer annemin çiçeklerle doluydu uzun zaman kimse su vermediği için çoğu solmaya ve kurumaya başlamıştı.

" annem varken bu evde hayat vardı şimdiyse...." masada olan elimi tuttu " sen böyle yaptıkça oda üzülüyor hissediyor. O yoksa sen varsın, bizim evimizede hayat sen oldun aynı annen gibi." gülümsedim hafif dolan gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım gözlerimi yavaşça açtım bana tebessüm ederek bakan giraya baktım.

"haklısınız teşekkür ederim" "neden" "ne zaman ağlasam, üzülsem hep yanımdasınız çünkü" elini çekti ve ensesine götürdü "önemli değil" utandımı o yok daha neler yanakları hafiften kızardı sanki, giray beyi utandıran dünya bize neler yapmaz bilmiyorum.

"eeeee anlat bakalım senle pek konuşma şansımız olmadı" "ne anlatıyım" "bilmem çocukken yaptığın yaramazlıkları mesela yaramaz Bi çocuğa benziyorsun" " ne alakası var ya gayette akıllı Bi çocukmuşum ben" diye çemkirince gülmeye başladı "tamam sakin ol aslan parçası bişey demedim" " sakinim ben. Yani aslında bir keresinde çekiçle televizyonun ekranına vurmuşum bide tüplü televizyon siz düşünün yani gerisini patlasa felan tüm ev havaya uçarmış allahtan annem yetişmişte çekici elimden almış" " çekiçle ne işin var kızım senin" "annemin dediğine göre tamirci olmuşum televizyonu tamir edicekmişim"

Giray bey gülerken bende dayanamayıp onla gülmeye başladım "bir keresinde bizim eski mahallede bir tepe vardı oradan tahtanın altını sabunlayıp kayardık işte bende tam kayıcam biri arkadan itekledi beni ben nasıl hızlı kayıyorum ama, aşağıda da duvar var ona çarpıcam bende ayağımı sürterek duruyim derken hep topuklarımı sürmüştüm. Ayhh ben hayatımda hiç o kadar acı çekmedim ya neredeyse 1 hafta doğru düzgün acıdan uyuyamadım uyumayı bırakın yürüyemiyordum. "

" eeeee sonra "" valla sonrası yok işte doktora gittik pansuman felan halletiler " hafif güldü" allahtan baya akıllıymışsın "" hıı siz anlatın o zaman "" valla ben pek akıllı değilmişim ağaç tepesinden düşmeler, bisikleti sağlam götürüp paramparça getirmeler, komşulardan kırık cam şikayetleri felan "

" hadi canım "" hıhım sonradan duruldum ben akından sonra daha doğrusu. " gülümsedim" şu kırık cam olayı ne " güldü" ahh ahh " çayında bir yudum aldı" bizim mahallede ki çocuklar işte beni gaza getirdiler şu evin camını kıramazsın diye, o dedikleri evde de huysuz Bi amca yaşıyordu işte bende kırarım dedim aldım sapanımı yerdende Bi taş aldım sonra tam cama nişanımı aldım ve tak kırdım camı tabi herkes şok oldu ve kaçmaya başladı. Ben sapanda hiç iyi değildim bunlarda nasılsa atamaz diye düşündükleri için, amca Bi çıktı dışarı elinde kalın Bi sopayla 'kim kırdı benim camımı' diye bağırmaya başladı sokağın ortasında elimde sapanla kalmışım tabi direk bana baktı ' giraaay gene mi sen' koşmaya başladı ama nasıl koşuyor ya sen gelmişsin 70 yaşına ne bu hız tabi ben hemen topuk o gün akşama kadar eve gitmedim sonra gidince bi güzel dayak yedim tabi ama işte " ben gülmemi kesip" ayyy giray bey hiç beklemezdim sizden böyle bişey "" işte ummadık taş baş yarar küçük hanım " öyle tüm gece oturduk orda konuştuk çokta iyi gelmişti aslında böyle bir konuşmaya ihtiyacım varmış.

Sonunda ev böcekten temizlenmiş ya neydi be öyle allahım ya. Neyse işte tekrar odalarımıza ve eski düzenimize döndük giray işe gitti, akın okulda. Bahçeye çıkıp derin bir nefes alıp verdim aslında bu böcek istilası benim işime yaramıştı. Korkumla yüzleşmiştim, eve gitmeye gerçekten cesaretim yoktu o anılarla yüzleşmeye korkuyordum ama gene küçük mucizem sayesinde üstesinden gelmiştim.

Canın beni aldatmasının üstesinden nasıl geldiysem bununda üstesinden gelebilirdim daha bebekken annesi ölen çocuklar var hiç annesinin kokusunu alamayan bebekler bense kaç yaşıma gelmişim sanki bir tek benim annem ölmüş gibi sürekli mızıldanmayı kesmem gerekiyor annem için güçlü olmam lazım artık kendine gel artık hevin kendine...

KÜÇÜK MUCİZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin