" of" sürekli oflayan omaya baktım göz ucuyla, sabahtan beri oflayıp duruyordu farukda bu kızı sevmediğimi bildiği halde resmen dibime dibime sokuyordu.
" ne oldu?" faruğun sorusuyla Omay saçını arkaya doğru savurup "çok sıcak keşke soğuk bişeyler olsa.. Farukcum şöyle soğuk bişeyler alır mısın kantinden bana?"
Hızla ayağa kalktı "tabi alırım" Omay gülümseyince Faruk koşarak yanımızdan ayrıldı omayın gülümsemesi sırıtmaya döndü " çok saf bir arkadaşın var"
Onun gibi sırıtıp " evet saf çünkü hiç etrafında senin gibi bir şeytan yok."
Bana bakıp sırıtmaya devam etti. " arkadaşını daha bana karşı ne kadar koricaksın yada koruyabiliceksin merak ediyorum?" " o senden vazgeçene kadar" düşünür gibi yapmaya başladı bir taraftan da 'hımm' tarzında mırıltılar çıkarıyordu.
"peki o senden vazgeçer ve beni tercih ederse... O zaman napıcaksın?"
Kendimden emin bir halde "böyle bişey olmicağı için sıkıntı yok." sırıtışı iyice yayıldı "arkadaşlarına güvenmen ne güzel.. Peki onlar sana bu kadar güveniyor mu?" kaşlarımı çatarak ona anlamsız bakışlar attım 'ne demeye daha doğru ne yapmaya çalışıyordu gene?'
Geçen gün onun yüzünden farukla kavga etmiştik hatta o kadar saçma bir neden yüzündendi ki. Omaya sadece onun hizmetçisi olmadığını ve ödevini kendisinin yapmasını söylemiştim, bu dediklerim yüzünden kavga etmiştik. Bana kendisinin isteyerek yaptığını bundan rahatsız olmadığını söylediğinde artık onu bu kıza karşı korumaktan vazgeçmiştim.
" derdin ne gene?" omuz silkip " hiç sadece bir soru hemen böyle işkillenme"
Ona inanmadığımı yüzümde ki bakıştan anlayabiliyordu ama sadece şirince gülümsemeyle yetinip telefonuna dönmüştü.
Ayağa kalktığımda bakışları bana döndü " sınıfa gidiyorum telefonumu alıcam faruk'a söylersin" birden anlayamadığım bir şekilde ayağa kalkarak bağırmaya başladı " ben senin hizmetçin değilim hevin sınıfa çıkıp sana telefonunu neden getiriyim?"
Şaşkın bakışlarla ona bakıyordum kaşlarımı çattım " ne diyorsun sen ya? Kafan mı güzel?"
" ne dediğimi çok iyi biliyorsun bana böyle kötü davranmana artık katlanamıyorum, ayrıca arkadaşını benimle paylaşamaman benim sorunum değil! Neden sürekli farukdan uzak durmam için beni tehdit ediyorsun?"
Diyerek ağlamaya başladı ve banka oturup eliyle yüzünü kapattı daha ben ne olduğunu bile kavrayamadan biri kolumdan tutarak beni kendine çekti. Sinirle bana bağıran faruka bakıyordum sadece.
" hevin ona nasıl böyle davranırsın gerçekten böyle iğrenç bir insana nasıl dönüşürüsün?"
" Faruk cidden ona inanıyor musun?" kolumu bırakarak ağlayan omaya yaklaşıp onun saçlarını okşadı, ağzım açık bir halde ona bakıyordum beni umursamıyordu bile, buna cidden nasıl inanırdı? Beni bu kadar mı tanıyordu?
Onları öyle bırakarak sınıfa çıktım o kadar sinirliydim ki kimseyle konuşmadan sırama oturup kafamı sıraya koydum. Benden bağımsız titreyen sağ bacağımı bir türlü durduramıyordum diğer taraftan da dolan gözlerimi elimle gizlice sildim.
Sınıfın kapısı hızla kapanınca faruğun geldiğini anladım mete "kırsaydın kanka birde"
Ona cevap vermemişti direk benim başıma geldiğini adım seslerinden anladım. Kavga etmeden ve bu olayı uzatmadan da beni rahat bırakmicaktı. Göz yaşlarımı silip burnumu çektim ve kafamı kaldırdım bana o kadar sinirliydi ki bu gözlerinden belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK MUCİZEM
RomanceBir günde herşeyini kaybetmiş bir kadın diğer tarafta sadece kardeşine bakmaya çalışan bir adam ve onların yollarını birleştiren küçük bir mucize. Zamanla ikisinin arasında oluşan bağ onları da birbirine bağliyacak ayrılmalarına izin vermicekti.