26. Bölüm

159 10 10
                                    

Yazardan devam...

Yeşim stresten titreyen ellerini sıkıp gevşetti bu hareketi bir kaç kez yapıp kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Sınavdan güzel bir puan almamıştı yani babasına göre iyi bir puan değildi ama en azından onu iyi bir üniversiteye giremiceği kadar da düşük değildi. Bugün tercih sonuçları açıklanmıştı bu yüzden zaten bu kadar strealiydi ya zaten.

Eğer babasının istediği gibi hukuk bölümünü tutturamadıysa olucaklar düşünmek dahi istemiyordu, evde büyük bir kavga çıkıcak, tüm özgürlüğü kısıtlanıcak, haftanın 6 günü özel hocalarla dersler ve en önemlisi giray'la bile ayrılmak zorunda kalabilirdi.

Babası giray'la en başından hiç sevgili olmasını istememişti hatta ilişkilerinin derslerine yansicağını dahi düşünmüştü ama yeşim böyle bileşeyin olmicağını söylemişti ki öylede olmuştu. Notları düşmek yerine daha yükselmişti çünkü giray onu her zaman desteklemiş, birlikte her haftasonu kütüphaneye çalışmaya gitmişlerdi.

Babasının "sonunda sistem açıldı" demesiyle terlemiş acuç içlerini pantalonuna sürerek silip çalışma masasında oturan babasına biraz daha yaklaştı. Sınav sonucunu görmek için bilgisayara biraz daha yaklaştığında zaten hızlı atan kalbi daha da hızlı attı. Kazanamamıştı...

Babası cihat sinirle kızına döndü " kazanamamışsın! Tek yapman gereken şu üniversiteye gitmekti bunu dahi becerememişsin"

Cihatın bağırmasıyla genç kız bir adım geriye gitti, dolan gözlerinden bir damla yaş düştüğünde elinin tersiyle hızlıca sildi " özür dilerim baba ben..." " sen ne yeşim! Bu sınav kazanılacak demiştim dimi? Hepsi o it yüzünden dedim sana ondan uzak dur diye ama sen dinlemedin"

Yeşim ellerini hayır anlamında salladı " onun bir suçu yok baba gerçekten" babasının sinirle sandalyesinde kalkmasıyla korkuyla bir adım daha geriye gitti. " bir daha onunla görüşmiceksin odana git şimdi ben çık diyene kadarda çıkmıyorsun anladın mı?"

Yeşim başını öne eğip kafasını tamam anlamında sallayarak babasının odasından çıkıp kendi odasına doğru ilerledi. Şimdi napıcaktı? Sevdiği çocuğu böyle yüz üstü mü bırakacaktı? Onu üzmek istemiyordu ama babasına da karşı gelicek cesareti kendinde bulamıyordu. Odasına girer girmez telefonu çaldı hızla yatağının üstünde ki telefonunu aldı. Giray arıyordu sakin olmalıydı ya şimdi bitiricekti herşeyi ya da bir daha bu şansı bulamicaktı.

" efendim?"

" bir tanem nasıl sonuçlar? Ben o istediğim yeri tuturmuşum demek ki neymiş çalışmadan da kazanılabiliyoemuş" diyerek kahkaha attı.

" senin adına çok sevindim " telefondan bir süre ses gelmedi.

" yeşim sen iyimisin?"

"hayır değilim. Ben... Kazanamadım."

" ben senin yanına geliyorum hemen"

"hayır! Gelme hatta bundan sonra beni arama da" ağlamamak için kendini zor tutuyordu eğer ağlarsa herşey daha kötü olucaktı.

" anlamadım?"

" arama işte benden uzak dur. Benim... Dikkatimi dağıtıyorsun"

"Di.. Dikkatini mi dağıtıyorum? Yeşim... Ne sa.. Saçmalıyorsun?"

" üzgünüm giray ama babam seninle bir daha görüşmemi istemiyor. Beni bir daha arama"

Genç oğlanın cevap vermesine bile izin vermeden telefonu kapatıp yavaşça yatağına oturdu. İstemsizce akan göz yaşları yanaklarından birer birer süzülüyordu. Böyle olmasını istemezdi hiçkimse böyle bişey olmasını istemez ama bunu yapmak zorundaydı.

Ya girayı seçip yıllardır ona ve kardeşine bakan babasını kaybedicekti yada sevdiği çocuğu kaybedicekti.

Hayat herzaman önümüze böyle ikilemler çıkartır, böyle zor seçimler yapmak zorunda kalırız. Kararı ya aklınızla yada kalbinizle verirsiniz, yeşim o gün aklıyla bu kararı vermişti belki de kalbinin seçtiği yoldan gitseydi ikisi içinde olaylar farklı olucaktı..

Giray o günden sonra aşka olan inancını tamamiyle kaybetmişti, ne olursa olsun sevdiği kızın onu bırakmicağına emindi ama öyle olmamıştı. Güveni sarsılmıştı, sevgiyle dolu olan kalbi nefret ve üzüntüyle kaplanmıştı, bir daha kimseye karşı böyle duygular besleyemiceğini düşünüyordu beslesede gene yüz üstü bırakılıcağından o kadar emindi ki, bu yüzden kimseye aşık olmaya çalışmamıştı bile.

Yeşimse o günden sonra 1 yılını tamiyle evde geçirmişti gece gündüz sürekli çalışmış babası gibi bir avukat olmak için bu kadar çalışıyordu, aslında kendisi veteriner olmak istiyordu ama babası onun gibi başarılı bir avukat olmasını istemişti.
Girayla ayrıldıktan sonra kendisini derslerine odaklamış ne zaman onu düşünse kendini test çözerken buluyordu. Elbette bu kadar çalışmanın verimini almış istediği üniversiteye girmiş 1. Olarak da o üniversiteden mezun olmuştu. Oda giray gibi hayatına kimseyi almamıştı çünkü hala onu seviyordu bir kaç kez onunla görüşmeye çalışmıştı ama cesaretini bir türlü toplayamamıştı.

Boşuna aşk cesaret ister dememişler...

Hevin'den

"yeşim, yağmurun teyzesi yani doğru mu anladım?" soruma karşılık Numan kafasını salladı " evet giray bey bu yüzden gitmek istemiyor" gamze  " haklı da adamı bırakıp gitmiş, beni de birisi öyle bıraksa bende yüzünü dahi görmek istemem"

Bir tarafım gamzeye hak verirken bir tarafımda neden bıraktığını merak ediyordu.

KÜÇÜK MUCİZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin