Bölüm 8

2.4K 123 17
                                    

Ve tımarhaneme geri dönmüştüm. Kafamı kaldırarak yıllarımı geçirdiğim eve bakmaya başladım. Yine ve yeniden dönüp dolaşıp buraya geri gelmiştim. Ne de olsa tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıydı.

🍀

Bölüm 8

____

Bagaja ilerleyerek bavulumu ve valizimi indirdim. Sokak ıssızdı, saat gece yarısı 2'yi geçmiş olmalıydı.

Babam arabayı kilitleyerek annemle birlikte apartmana girdi. Yine yardım etmemişti. Derin derin nefesler alarak kendimi sakin tutuyordum. Bir elimde valizimi tutuyor, bir elimle bavulumu sürüyordum. Sırtımdaki çantanın ağırlığı omuzlarımı ağrıtmıştı.

Apartmana girerek merdivenlerin dibine kadar geldim. Bavulu köşeye bırakarak valizle merdivenleri tırmanmaya başladım. İkinci katta oturuyorduk ve asansör yoktu. Bavulu nasıl çıkaracağım hakkında şuan bir fikrim yoktu.
İkinci kata kadar nefes nefese çıkarak aralık açık olan kapının önüne valizimi bıraktım. Sırtımdaki çantayı da çıkararak köşeye koydum.

Hiç düşünmüyorlardı, bu kız bunu nasıl taşır diye.

Nefesimi toparlayarak tekrar aşağı indim. Eğilerek bavulun alt kısmından kaldırıp dizime koydum ve iki elimle sıkıca tutarak merdivenleri çıkmaya başladım. Nefes nefese kalmıştım. Uyku sersemi ve halsizdim. Merdivenlerin yarısında yere indirip duvara tutunarak dinlenmeye çalıştım.
Bir dakika kadar sonra tekrar eğilip zorlukla kaldırarak çıkmaya devam ettim.
Nihayet kapının önüne geldiğimde yere koyarak gözlerimi kapattım. Kalbim, yorgunluktan ağzımda atıyordu. Kollarım, boşlukta halsizlikle sallanıyordu. Hissetmiyordum ne kolumu, ne bacağımı.

Ayakkabılarımı çıkararak, içeriye girdim. Yerdeki çantamı koluma takıp, valizi elime aldım ve koridorun sonundaki odaya girdim. Babam tuvalete girmişti, annemin odasından sesi geliyordu. Ablam uyuyordu. Yavaşça çantamı ve valizimi yere bırakarak geri döndüm ve bavulu yeniden kaldırarak koşar adımlarla odaya soktum. Dış kapıyı örtüp kilitleyerek, odama geçtim.

Yatağıma oturarak gözlerimi kapattım. Her şey boka sarmıştı. Ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu. Denizle konuşarak kafamı dağıtmam gerekiyordu.

Ayağa kalkarak sırtımdaki hırkayı çıkartıp askıya astım. Dolaptan yünlü, benekli bir pijama altı çıkartıp giyindim. Ayağımdaki Civan'ın olan çorapları da diz kapaklarıma çektikten sonra saçlarımı arkadan topuz yaptım. Tişörtü yine çıkarmamıştım. Tuvalete girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra klozete oturup telefonu açtım.
Ne mesaj vardı, ne de bildirim. Ne bekliyordum? Civan'ın arayıp nolur gitme demesini falan mı?

Deniz'in sohbetine girerek mesaj yazmaya başladım.

"Deniz, Sevde ben. Uyanık mısın?"

Son görülmesi ve profili gözükmüyordu. Uyanık olması gerekiyordu, saat daha 02.37'di. O bu saatte uyumazdı.İnşallah aktiftir diye dua ederek sohbetten çıkıp, Civan'ın sohbetine girdim.
Son görülmesi, 01.48'di.

Durumlara çevirdiğimde Mir'in 00.19'da bir durum attığını gördüm. Heyecanla basarak incelemeye başladım.

Arkasında iki yüzü maskeli adamla selfie çekilmişti. Bu fotoğraf yüzümün gülmesine sebep oldu. Sadece gözleri gözüken adamlarla fotoğraf çekilip altına, 'Dostlar👑' yazmak neyin nesiydi?
Mir, çok komik ve çok eğlenceli biriydi.

Deniz'den mesaj geldiğinde yüzümdeki tebessüm arttı.
"Sevde, benim ismim ne?"

Benim olup olmadığımı test ediyordu. İkimizin arasında, sadece ikimizin bildiği farklı isimlerimiz de vardı.
"Nadia, benim."

YONCA (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin