Bölüm 15

1.8K 103 38
                                    

İyi okumalar 🍀


___



Deniz yanağımda ki göz yaşını silip, kulağıma eğildi.
"Sabret, güçlü dur. Yalnız kaldığımız ilk an, sarılıp ağlayacağız. Şimdi yapma."

Kafamı kaldırıp, yanaklarımı iyice temizledim. Deniz haklıydı. Kendimi küçük düşüremezdim.

Ringe baktığımda, maçın devam ettiğini gördüm. Mir ayağa kalkmıştı ve Emre'ye bir şeyler söylüyordu.

"Sevde."
Adım, Civan'ın ağzından çıktığıyla, sanki vücuduma iğneler batmaya başlamıştı.

Sağ elimi yumruk yaparak, kafamı arkama çevirdim.

Civan'ın sol koluna sarılmış, omzuna kafasını koymuş Elena'ya kaydı gözlerim.

Gözleri buz gibi soğuk bakıyordu, öldürecekmiş gibi.

"Tanıştırayım, Elena. Elena, Sevde. "diyerek Elena'yı gösteren Civan'a bakmadan, elimi Elena'ya uzattım.

Elimi sıktığında, yüzüne yapay bir gülümseme eklemişti.
"Memnun oldu ben, Sevda." dediğinde, sinirle sırıtmaya başladım.

Adımı yanlış söylemesi sinirlerimi iyice germişti.
"Sevda değil, Sevde." diyerek elimi çektim.

Koltuğa oturduklarında Elena, Civan'ın kolunun altında bir kedi gibi mayışmıştı. Civan'ın eli ise Elena'nın şişik karnındaydı.

Civan kafasını kaldırıp, gözlerime bakmaya başladı. Gözlerim dolu doluydu. Ancak kör biri ağladığımı farketmezdi.

Daha fazla bakışlarına dayanamayarak, önüme döndüm.

Mir, Emre'yi altına almış yumrukluyordu.

Depoda ki sesler, kulağıma uğultu halinde doluyordu. Buradan bir an önce gitmek istiyordum.

"Kizlar, siz bekliyorsunuz ayakta. Oturun, lütfen."
Elena'nın sinir krizi geçirtecek cinste ki Rus aksanlı Türkçesi kulağıma dolduğunda, dudaklarımı ısırıp tırnaklarımı avucuma geçirmekten başka bir şey yapamadım.

Deniz arkasına doğru dönerek, "Teşekkürler, böyle iyiyiz." dedi ve tekrar önüne döndü.

Mir, Emre'yi haşat edercesine dövüyordu. Anlaşılan Deniz'in bağırması, onu kendine getirmişti.

Egemeninse keyifli bakışlarının hedefindeydim. Şu an o bile umurumda değildi.

Emre nihayet elini kaldırıp, pes ettiğinde sıkıntılı bir nefes verdim.

Mir kafasını kaldırdı ve gözlerini bize dikti. Kafasını hafif aşağı eğip baş selamı vererek, gülümsediğinde zoraki bir tebessümle karşılık verdim.

Ardından Deniz'e kaydı gözleri. 5 saniye kadar Deniz'e baktıktan sonra, sol eli kafasına gitti. Bir sağa, bir sola sendeleyerek yere düştüğünde dehşetle açtım gözlerimi.

Arkamda bir hareketlilik hissettiğimde kafamı omzumun üzerinden arkaya çevirdim. Civan hiddetle ayağa kalkıp, iki adımda yanımda durmuştu. Gözleri yere yığılan Mir'deydi.

Kafes üzerlerinden yavaş yavaş açılmaya başladığında, yüzünü bana çevirdi. Gözlerini, yüzümde hissediyordum. Kısa bir sessizlikten sonra, artık duymak istemediğim sesi duyuldu.
"Birazdan geliyorum ben."

Gelip, gelmemesi umurumda değildi. Arkasını dönüp, locadan çıktığında gözlerim yeniden Mir'e kaydı.

Deniz locanın camlarına yapışmış bir şekilde kısık gözleriyle Mir'i izliyordu.

YONCA (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin