Bölüm 28

1.3K 66 27
                                    

İyi Okumalar.

____

Bir Hafta Sonra

"Benim bura afet yeri
Yangın da var deprem de Hangisini anlatayım ki?
Kimmiş beni söndürecek?
Ateşim dinsin diye okyanusa sığınamam ki."

Geliyordu. Ellerimi hızla kulaklarıma bastım. Tavanda cılız cılız yanıp sönen ışıkların arasında bedeninin gölgesini gördüğümde gözlerimi kapatarak ellerimi iyice kapattım kulaklarıma.

Açlıktan zayıf düşen bedenimden dolayı kulaklarıma yeteri kadar baskı yapamıyordum. Ayakkabısının yerde çıkardığı tok sesler, çalan müziğin arkasında kulağıma ilişiyordu.

"Sarılırım sarılırım bırakmam
Çağırırım çağırırım daha da sensiz yatmam

Olmazsan olmaz büyümez çiçeklerim
Toprağım havalanmaz kurur gider bahçelerim."

Duymak istemiyordum. Müzik artık hoşuma gitmiyor, midemi bulandırıyordu.

Mahzenin kapısı açıldığında kafamı kendime çektiğim dizlerime gömdüm. Kısa bir an sonra yine o elleri saçlarımın arasında hissettim.

Artık bağıramıyordum, karşılık veremiyordum. Ağzımı açacak kadar dermanım yoktu. Dün bayılmıştım ve serum bağlamışlardı.

"Sevde, benim güzeller güzeli çiçeğim, nasılsın?"

"Olmazsan olmaz büyümez çiçeklerim
Toprağım havalanmaz kurur gider bahçelerim."

Kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım. Yine jilet gibi bir takım vardı üzerinde. Pahalı parfümünün ağır kokusu burnumu kaşındırıyordu.

Her gün belirli aralıklarla buraya geliyor, bana sorular soruyor ve geri gidiyordu. Her seferinde beni görünce gözleri doluyordu.

Dilimle kuruyup birbirine yapışmış dudaklarımı yalayarak, "Müziği kapat. N'olur?" dediğimde gözlerini kaçırdı.

Kafasını omzunun gerisinden arkaya çevirdiğinde elinde solmuş çiçeklerle dolu bir vazo olan kadın içeriye girip köşeye bıraktı.

Kadın hızla çıktığında bakışları yeniden beni buldu. "Benim solmuş çiçeğim, bu solmuş çiçeklere bak ve kendini hatırla. Bu çiçekler senin aynan. Sen şuan solumuş bir çiçeksin." kafamı sağa sola salladım.

"Ben çiçek falan değilim Cevdet, bırak beni!"

Dolan gözlerine nazaran ufak bir tebessüm etti. "Benim mis kokulu çiçeğim olacak ve yeniden açacak mısın? Evet dediğin an sererim dünyaları önüne."

Kafamı hızla sağa sola salladım. Benim için dünya o gece durmuştu. "Senin hiçbir şeyin olmayacağım. Zulmetme artık bana, bırak ne olur.."

Doğrularak ağır adımlarla mahzenden çıktı. İçeriye taze ve yeni açan bir papatya bırakıldıktan sonra kapı üzerime kapanırken yeniden boğazımı biri sıkıyormuş gibi hissettim.

Bakışlarım daha dün kırdığım ve bugün yeniden yenisi koyulan telefona kaydı. Yanı başımda sadece Civan'a ulaşabileceğim bir telefon vardı.

YONCA (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin