Bölüm 2

3.7K 187 113
                                    

~~~

Temizlik bittiğinde bende bitmiştim. Game over. Pilim bitmişti. Annem her şeyi aşırı abarttığından ecel terleri dökerek duvarları bile sildirmişti.
Annemi yolculayıp babamın yaptığı alışverişte aldığı kahveden yapıp televizyonun karşısındaki L koltuğa oturup bacaklarımı uzatmıştım.

Merve halsizlikten öldüğü için uyumaya gitmişti, Betülü bilmiyordum, oda uyuyordur sanırım.
Ben ise yıllardır hayalini kurduğum hayatın tam ortasında olduğum için kendimle gurur duyuyor eşofmanın üzerinden ellerimle bacaklarımı ovuştura ovuştura özgürlüğümü düşünüyordum.

Annem yoktu, babam yoktu. Ablam,kardeşim yoktu. Daha şimdiden yalnızlığım yüzüme bir tokat gibi çarpmıştı fakat artık kendi ayaklarımın üzerinde duracaktım. Büyüdüm ve başlı başına bir birey oldum.

Sol dudağım egomu tatmin edercesine yukarı kıvrıldığında sanki arkada aksiyonlu bir fon müziği çalıyordu ve ben, beni yerle bir edecek her bir unsuru yok ederek dimdik bir şekilde yürüyordum.

Düşüncelerimi bölen telefon melodisi odayı doldururken sıkıntıyla nefes verdim. İçmek için soğumasını beklediğim kahveyi ortadaki masaya bırakıp, prizin yanında şarjda olan telefonuma ilerledim.

Arayan Denizdi. Heyecanla telefonu şarjdan çıkarıp çağrıyı cevapladım.

"Kızım bıraktın gittin lan beni burada!"
Denizin ağlamaklı gelen sesi Kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Koltuğa oturduğumda, "Sen ağlıyor musun?" Diye sordum.

"Yok lan, gülüyorum sağır mısın? Kızım, tabi ki ağlıyorum. Bu tımarhanede beni yalnız bıraktın, farkında mısın? Senin için çok seviniyorum, hayallerin gerçek oldu ama ben yapamadım. Başaramadım. Biz ayrılamayız ya, bakkala giderken seni aradı gözlerim bugün."

Söyledikleriyle gözlerim dolmuştu.

"Ağlama gerizekalı!beni de ağlatıyorsun. Alacağım yanıma seni söz veriyorum."

Burnunu çektikten sonra içli bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Tabii, benimkiler de öyle diyordu. Git kızım git, sen üniversite kazanamadın ama Sevdeyle üniversite hayatı yaşa diye ısrar ediyorlar sabahtan beri, gözlerimi yaşartttılar bak ağlıyorum."

Deniz, liseden sınıf arkadaşımdı. Onu daha şimdiden özlemiştim. Ailem kız arkadaşlarımla dahi buluşmama ılımlı yaklaşmadıkları için sık görüşemiyorduk ama markete veyahut bakkala bile beraber gidiyor az da olsa hasret gideriyorduk. Hayatımdaki tek yaşama sebebimdi. Ailem;anne-babam, kardeşlerim bile beni anlamazken o beni anlıyordu. Kan bağından öteydi bizim kardeşliğimiz.

Burnumu çekerek konuşmaya başladım.
"Lan hatırlasana, bizim seninle ne hayallerimiz vardı? Kurtulmak için Sivastan elin İstanbuluna kaçacaktık hani? İstanbul olmaz belki ama İzmir olur. Kaçıracağım ulan seni, bak görürsün. Yetti artık, kanser ederler bunlar seni! Bir insan neden bu kadar kısıtlanır? Kaçıp erkeklerin koynuna gidiyorduk da haberim mi yok?"

Söylediklerime kahkaha atan Denizin ses tınısıyla rahatlamıştım. Elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim.

"Kaçırır mısın cidden beni?"
Ciddi sorduğu bu soru karşısında ağzım bir miktar açık kaldı. Kaçırır mıydım onu? Sonra mahvetmezler miydi ailem beni? Peki mahvetmeleri umrumda mıydı? Deniz için değer miydi? Düşünülmesi bile hataydı, Deniz için ölürdüm.

"Vallahi kaçırırım." diyerek arkama yaslandım.
"Vallahi mi lan?" dediğiyle heyecanla konuşmaya başladım.
"Vallahi kızım vallahi! Biraz daha sorarsan vazgeçeceğim ama he. Ciddi bir plan yapmamız lazım. Umurumda değil artık sonrasının ne olacağı. Beraber yaşayacağız. Artık rahat bir nefes alacaksın. Tasmasıyla demirliğe bağlanmış köpek muamelesi yapıyorlar ya bize!"

YONCA (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin