13.Bölüm

458 19 71
                                    

Yere düşen anahtarı alarak kapıyı açıp dışarı çıktım. Yukarı çıkarak bahçeye yöneldim. Muhtemelen ön kapı kilitliydi. Kapının yanındaki üç korumanın yanına doğru gitmeye başladım.

Geldiğimi anlamış olacak ki bana doğru döndü. Soğukkanlılığımı koruyarak konuşmaya başladım.

"Poyraz aşağıda alırsınız artık."

İki koruma hızla aşağı giderken biri burda kalmıştı.

"Sen neden gitmiyorsun?"

"Kaçmaman için." Gözlerimi devirip arkamı dönüp yürümeye başladım. Çok uzaklaşmadan konuşmaya başladım.

"Merak etme şimdilik kaçmıyorum. Bu yaptığım daha hiçbir şey. Bana yaptıklarının hesabını vermek zorunda."

Sakin bir şekilde odama çıktım. Aynanın karşısına geçip kendime baktım. Boğazımda parmaklarının bıraktığı kan izleri ve karnım da mum kalıntıları vardı.

Banyonun kapısını açıp banyoya girdim. Üzerimdekileri çıkararak kirli sepetine attım. Yaklaşık 1 saat kadar banyoda kalıp izlerin temizlendiğinden emin olunca çıktım.

Dolaba yaklaşıp açtım. İç çamaşırı ve eşofman takımı çıkararak giydim. Saçlarımı tarakla tarayıp ıslak olduğu için açık bırakarak camın yanındaki koltuğa oturdum.

Yaptığım şeyden gram pişmanlık duymuyordum. Hak etmişti. Bu yaptığım daha hiçbir şeydi.

Açıktığımı hissederek aşağı indim. Evin bu denli sessiz olması garibime gitsede fazla üstünde durmayıp mutfağa gittim.

"Buraya yemek kurar mısın acıktım?"

"Tabi efendim hemen."diyerek mutfaktaki masaya benim için servis açtı. İşi bitince sandalyeye oturup yemeğimi yemeye başladım. Doyduğumu hissedince kalkıp mutfaktan çıktım.

Merdivenlerden inen adamla duraksadım. Muhtemelen doktordu. Kısa bir an gözlerimin içine bakmış ama sonra hemen çekmişti. Yanındaki korumayla beraber kapıdan çıkıp gitmişlerdi.

Merdivenlerden çıkarak odamın kapısına geldim. Poyraz'ın yanına gidip gitmemekte kararsız kalmıştım. Gitmek istemediğime karar verip odama girdim.

Yapacak bişey olmadığı için yatağıma uzandım. Saat daha erken olduğu için uyuyamamıştım. Ne kadar süre geçti bilmiyordum. Göz kapaklarım ağırlaşınca diretmeyip gözlerimi kapattım.

Yüzüme vuran güneş ışığıyla gözlerimi araladım. Poyraz'a ne olduğu umrumda olmasa bile merak ettiğim için gidip bakacaktım.

Yataktan kalkıp banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp saçlarımı topladım. Banyodan çıkıp aşağı indim. Emel sadece benim için masaya kahvaltı kurmuştu. Masaya oturup kahvaltımı yapmıştım.

Masadan kalkıp yukarı çıktım. Normalde Poyraz'ın odası kilitli olurdu. Odaları gezdiğim zaman farketmiştim. Uyanık olabileceğini düşünerek kapıyı tıklattım. Ses gelmeyince kapıyı yavaşça açarak içeri girdim.

Poyraz kolunda serum takılı bir şekilde yatıyordu. Onun da odası simsiyahtı. Perdeleri kapattığı için odası karanlıktı. Resmen duvar yerine cam yapmışlardı ama doğru söylemek gerekirse harika görünüyorlar. Perdeleri açınca içerisi aydınlık olmuştu.

Arkamı dönüp Poyraz'ın yüzüne baktım ilk defa sinirli ve sert bakmıyordu aksine fazlasıyla masumdu. Baş ucundaki komodinin üzerinde ki resim dikkatimi çekmişti. Yaklaşıp elime alarak bakmaya başladım. Bir kadın vardı, kucağından da bir çocuk. Muhtemelen Poyraz ve annesiydi. Yerine koyup diğerinin yanına gittim.

TUTSAK/DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin