Gözlerimi yavaş yavaş açmaya başlamıştım. Görüş açım bulanıktı ellerimi kaldırıp gözlerimi bir kaç kez avduktan sonra netleşmişti. Doğrulmaya çalışmıştım. Ama sadece çalışmıştım, karnımdaki ağrı buna engel oluyordu. Çaresiz tekrar uzandım.
Yaklaşık bir 10 dakika sonra Poyraz gelmişti. Yavaşça yanıma yaklaşıp karşımdaki tekli koltuğa oturdu. Gözlerimi ondan çekip tavana bakmaya devam ettim.
" Bidaha asla kendine bişi yapmaya kalkma."
"Neden çok mu üzüldün?"
"Çünkü sana bunları sadece ben yapabilirim. Bundan sonra nefes alırken bile bana sorucaksın." Histerikçe bi kahkaha atıp konuşma başladım.
"Saçmalık. Böyle bişey asla olmayacak. Anlıyor musun beni? Olmayacak." Yattığım yerden yavaşça doğruldum.
Kapıdan her zaman yemeğimi getiren hizmetli getirmişti. Yine elinde tepsi ve içinde de yemek vardı.
"Tepsiyi yavaşça kucağına koy." Kız tepsiyi yavaşça kucağıma koyup çekildi. Poyraz'a yiyecekmiş gibi bakıyordu. Poyraz hiç kızın yüzüne bile bakmamıştı.
"Tamam çık." Kız yüzü asık bi şekilde çıkmıştı odadan.
"Yemeğini ye sonra ilaçlarını iç. Günlerdir bişey yemedin çok zayıflamışsın. Elimde kalmanı istemiyorum."
"Sanane zayıfladıysam. Onu beni buraya getirmeden önce düşünseydin."
Cevap vermemişti. Bende cevap beklememiştim zaten. Yemeği yiyip, ilaçları içtim.
"Üstümü değiştireceğim çıkar mısın?"
"Yanımda değiştir. Çıkmıyorum."
Hiç ona laf anlatamazdım. Dolabın yanına gidip şort ve tişört alıp bakışlarını umursamadan banyoya girdim. Üstümü giyip çıktım.
Oda da değildi. Koltuğa oturup dışarı seyretmeye başladım. Burdan kaçmak için hiçbir yol yoktu. Her yerde yüksek surlar vardı. Çıkamazdım, çıksam bile düşer bir yerimi kırardım. Aklıma şu an gelen en makul şeyi yapacaktım. Huyuna gidecektim.
Aynanın önüne geçip saçlarımı taradım. Kapıyı açıp merdivenlere yöneldim. Salondan sesler geliyordu. Sessizce aşağı indim. Gördüğüm şeyle gözlerim kocam açıldı. Poyraz koltukta yarı çıplak bi şekilde oturmuş, kucağında da yarı çıplak bir kadın vardı.
Saçları gri tonlarındaydı. Uzaktan bakınca çekici duruyordu. Poyraz'ın kucağında öpüşüyorlardı aynı zamanda da kendini ona sürtüyordu.
Bu görüntü gerçekten miğdemi bulandırmıştı. Hızlı ve sessiz adımlarla odaya çıkıp kendimi banyoya attım. Miğdemde kusmaktan bişi kalmamıştı. Ayağa kalkıp elimi yüzümü yıkadım.
Elim kolum bağlı oturmaktan çok sıkılmıştım. Oda da boydan boya olan camın yanına yaklaşıp açtım. Aslında çok yüksek değildi. Karnımdaki yara bana engel oluyordu. Atlıyacaktım, yavaşça ayaklarımı dışarı attım. Duvarlara tutuna tutuna aşağı atladım.
Camdan yavaşça içeri baktım. Kız çıplak bir şekilde Poyraz'ın önünde dans ediyordu. Poyraz da koltukta oturmuş içerek onu izliyordu. Beni farketmemişlerdi. Bu iğrenç görüntüye daha fazla bakamayarak arka kapının yanına gittim.
Arka kapıda 3 koruma vardı. Onların dikkatini dağıtmalıydım. Bahçedeki çöpün yanına gidip içinde bulduğum şişeyi aldım. Onlara farkettirmeden şişeyi dışarı fırlattım. Umarım giderlerdi. İki kişi gitmişti ama bir kişi hâlâ buradaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK/Düzenleniyor
Storie d'amoreHayatın sıradan gittiğini düşünürken hiç beklemediğiniz bi anda karşınıza çıkan kişiyle hayatınızın tepetaklak olduğunu görürsünüz. Bazı insanların işine karışmak hiç de iyi bişi değildir hele ki karıştığınız kişi gizli bi mafyaysa. Geçmişin sırla...