1.2

1.6K 151 121
                                    

"Ee, heyecanlı mısın?" Lily, bir yandan kahvaltı hazırlarken sormuştu.

Annesinin heyecanlı tavrı çocuğu gülümsetti. "Senin kadar değil."

Kadın kıkırdadı. "Oğlumun Hogwarts'a başlamasının beni heyecanlandırması normal değil mi?"

Normal, diye düşündü çocuk. Elbette normaldi. İki sene önce olanları gayet iyi hatırlıyordu. Abisi davet mektubunu aldığında büyük bir curcuna kopmuş, tanıdığı herkes onu tebrik etmeye gelmişti. Hatta bu sayede tanımadığı pek çok büyücüyle de tanışmıştı. 1 Eylül sabahıysa Gelecek Postası'nı sağ kalan çocuğun Hogwarts Express'in önündeki resimleri doldurmuştu.

Seçilmiş çocuk Hogwarts'a başlıyor! Aman ne büyük olay.

Oğlundan bir cevap gelmediğinde kızıl kadın heyecanla devam etti. "Acaba hangi binaya seçileceksin?"

İlgisizce omuz silkti. "Ne olmasını isterdin?"

"Bilmem," diye atıldı kadın. "Benim için fark etmez."

Çocuğun dudakları muzipçe kıvrıldı. "Sirius'la iddiaya girdiğinizi biliyorum."

Kadının yeşil gözleri utançla açıldı. "Merlin, yakalandık demek." diye mırıldanırken gülüyordu. "Susması için kabul etmek zorunda kaldım. Sirius'un ısrarlarına kim karşı dayanabilir ki!"

William sakince gülümsedi. "Ee, oyun hangi binayaydı?" Önemsiz bir ayrıntıymış izlenimi uyandırmaya çalışıyordu ancak onun için oldukça önemliydi.

"Sirius Gryffindor'u seçti, tahmin etmişsindir." dedi Lily olağan bir sesle. "Ben de Ravenclaw olabileceğini düşünüyorum. Yani, çalışkanlık konusunda bana çektiğin kesin."

"Ama sen de bir Gryffindor'dun." diye karşıladı William. Annesinin dediği bir bakıma doğruydu. Kitapları karıştırmayı seviyordu ve halinden de gayet memnundu.

"Öyleydim," diye onayladı kadın. "Ama Gryffindor'u Sirius çoktan kapmıştı, başka bir bina söylemek zorundaydım."

Potterlar asırlardır Gryffindor'du, bu yüzden kadın iki oğlunun da Gryffindor olacağından neredeyse emindi. Tabii onun için fark etmezdi ancak en mantıklı seçenek buydu.

William durgunca gülümsedi. Mektubunu alıp da her şey ciddileşene dek hangi binaya gitmek istediğini hiç düşünmemişti ancak son bir aydır geceleri düşündüğü tek şey bu olur hâle gelmişti.

Gryffindor'a gitmek istemiyordu. Evde abisinin gölgesinde yaşamaya dayanamıyordu bir de Hogwarts'ta bunu çekemezdi. Hufflepuff olmayacağındansa neredeyse emindi, o kadar merhametli olduğunu sanmıyordu. Ravenclaw belki barınabileceği bir binaydı ancak onun aklında başka bir yer vardı. Slytherin.

Yeşil ve gümüş renkler onu her seferinde cezbediyordu. Slytherin'e karşı duyulan nefretle büyütülmüştü ancak kendisi hiçbir zaman öyle hissedememişti. Nedenini çok kez sorgulamıştı ancak bir cevap bulamamıştı. Önceleri garipliğin kendisinde olduğunu düşünürdü ancak şimdi bunun kaderi olduğunu hissediyordu.

Hem önünde canlı bir örnek vardı. Sirius amcası Black hanesinde Slytherin aşkıyla yetiştirilmişti ama kendisi bir Gryffindor olmuştu ve halinden de gayet memnundu.

"Günaydın millet!" Harry, keyifli bir sesle mutfağa girdiğide iki kızılın bakışları da ona dönmüştü.

"Günaydın canım!" diye karşıladı Lily. "Hadi oyalanmadan kahvaltınızı yapın, trene geç kalmayalım."

Harry, kardeşinin yanındaki yerine otururken keyifliydi. "Heyecanlı mısın Will? Şatoya bayılacaksın!"

William, "Evet!" diye atıldı. Sağ kalan çocuğun gölgesinde kalacağından memnun olmasa da elbette heyecanlıydı. Hogwarts'a gidiyordu! Sonunda kendini kanıtlamak için bir fırsatı olacaktı.

How Dark? | William F. PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin