3.5

1K 146 54
                                    

"Suyun içinde?"

Sarışın çocuk başını salladı. "Krum Karkaroff'la birlikte bilmeceyi çoktan çözmüş hatta bir çözümü bile var." Yanındaki çocuğa keskin bir bakış attı. "Tabii Potter bunları bilmeyecek."

Felix gözlerini devirdi. "İlk söylediğinde anlamıştım zaten." diye söylendi. "Hem benim de fazlasını söylemeye niyetim yoktu."

"Bu kadarı bile senin hakkında düşüncelerimi değiştirebilirdi."

Onun soğukça söyledikleri üzerine Felix, "Senden gizli bir şey de yapmıyorum gördüğün gibi." diye savundu kendini. "Hadi ben arkadaşım olduğu için yardım ettim, sen neden yardım ediyorsun? İpucunu nasıl çözebileceğini ben de bulabilirdim."

Draco "Gayet açık değil mi?" diye söylendi ters ters. "Ben istediğim kadarını söyleyeyim, sen de bildiğin kadarını anlat."

Felix ofladı. "William'a yardım etmiş olabilirim ama saf ya da salak değilim. Fazlasını asla söylemezdim zaten."

"Neyse ne," diye geçiştirdi Malfoy çocuğu. "En azından şimdi şüphe duymayacağım, daha ne istiyorsun?"

"Aslında ben bu kadarına izin vermene bile şaşırdım," diye itiraf etti Felix. "Sen karşı çıkarsın, ben de yakalandığımı bahane ederim diye düşünüyordum."

Draco, Gryffindor masasında abisiyle sohbet eden çocuğa baktı. Sahi ne zamandır odağı Harry Potter değil de kardeşiydi?

"William bizim için önemli." diye açıkladı. "Bizden nefret etmemeli bu yüzden küçük jestlerden kaçmamalıyız. Nedenini gayet iyi anladığını umuyorum."

Son konuşmalarından beri düşünüyordu. William Potter sandığı gibi saf çıkmamıştı. Dik başlılığı ve hazır cevap oluşuna önceki sene yeterince şahit olmuştu ancak belli ki bu kadarla sınırlı değildi, aynı zamanda zeki ve kurnazdı da. Kontrollü hareket ederek göze batmıyor aksine toplum içindeki saygınlığını arttırıyordu. 

En önemlisiyse bu meziyetlerini sadece kendi binasına karşı yapmıyor oluşuydu. Abisine oyun oynamaktan da hiç çekinmemişti hatta bundan zevk almıştı. Planlarını kendisine anlatırkenki ifadesini unutması mümkün değildi. Orada utanmak ya da vicdan azabı yoktu, zevk ve kendini beğenmişlik vardı.

Felix, kendisine bakan sorgulayıcı gözlere karşı başını sallarken "Anlıyorum." dedi. William eğer bir gün onları seçerse bu Harry Potter için de aydınlık için de büyük bir darbe olurdu. Potter hanesi ve aile dostları aydınlığın tam ortasında mücadele ediyordu. Eğer aralarından biri onların izinden gitmek yerine karanlığı seçerse düşündüklerinden bile daha çok işlerine yarayabilirdi. "Ben de öyle düşünüyorum."

Yanındaki ikinci sınıf öğrencisine gitmeden önce son kez, emreder bir edayla baktı. "Ona göz kulak ol." Sonrasında bir cevap bile beklemeden Slytherin masasına yönelmişti.

Yaz tatilinde babasıyla sohbetlerinin bir konusu da Potterların en küçüğünün bir Slytherin oluşu olmuştu. Lucius Malfoy bu durumun önemini kavraması adına ilgili oğluna iki kişiyi örnek göstermişti. Biri Black hanesinin yüzkarası Sirius Black'ti. Tüm soyunun aksine Gryffindor'a seçilmişti ve kirli kanlarla arkadaşlık kurarak onlardan biri olmuştu. Bir diğeriyse Barty Crouch Jr.'dı. Babası Crouch Sr. Sihir Kanunları Uygulama Dairesi Başkanıydı, ölümyiyenlere karşı acımasız önlemler almış, seherbazların affedilmez kullanımına yetki dahi vermişti. Ölümyiyenlerin baş düşmanlarından biri olan adamın oğluysa kolunda diğer sadık müridler gibi karanlık işareti taşıyordu.

William öyle anılmak istemiyor olabilirdi ancak o şu an herkes için sağ kalan çocuğun kardeşiydi. Slytherine seçildiği an Lucius Malfoy gibi pek çok Slytherinli safkanın radarına girmişti. Lord Voldemort hala kayıpken kimse onlara karşı bir hamle yapmıyor olabilirdi ancak o döndüğünde her şey değişecekti. 

How Dark? | William F. PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin