4.14

1.1K 120 125
                                    

"Draco dur!"

Draco Malfoy, kendisine verilen direktif üzerine adımlarını durdururken kaşları şaşkınca havaya kalkmıştı.

"Bu ne cüret, Potter?" Nott, Draco daha arkasını bile dönmeden önce hışımla dönmüş, tiksintiyle söylemişti.

William ona bir cevap vermedi, daha doğrusu veremedi. Binasından buraya gelene dek hiç durmadan koşmuştu -ki buna dört kat merdiven çıkmak da dahildi- bu yüzden nefes nefeseydi.

O bir cevap vermek için kendini toparlamayı beklerken Draco yavaşça arkasını döndü. Yüzünde kibirli bir ifadeyle karşısındaki çoçuğun yüzünü inceledi. "Siz gidin, Nott. Ben ona haddini bildiririm."

Nott çok fazla düşünmeden "Pekala," derken kendisiyle gelmesi için Zabini'ye kısa bir baş işareti yaptı. Bir sene öncesinde olsa Draco'ya 'haddini bildirmek' konusunda çok fazla güvenmezdi çünkü ilk iki senesinde Potter veledine çok fazla yüz vermişti. Şimdi dönemin başından beriyse olması gerektiği gibi davranıyordu.

Uzaklaşan iki Slytherin'in arkasından bir süre baktıktan sonra Draco tekrar önüne döndü. William'a üstten üstten baktı. "Adımla seslenmek ve emir vermek... Eline düştüğün biri için biraz yanlış bir başlangıç değil mi, Potter?"

Will gözlerini sarışın çocuktan kaçırarak boş koridorda gezdirdi. "Onu Umbridge'e veremezsin."

Draco dudaklarını büzerek elindeki parşomene baktı. "Ah, bunu mu?" diyerek hafifçe kaldırdı, üzerinde yazanlara kısaca göz gezdirdi. "Bunu neden yapayım ki? Profesörün çok işine yarayacak gibi görünüyor."

"Draco... lütfen." diye mırıldandı.

Sarışın çocuğun yüzü oyunculukla aydınlanırken parmağını şaklattı. "İşte, doğru kelime, 'lütfen'!" Sırıtarak William'ı incelerken ekledi. "Ama yine de hayır."

"Bilmediğin şeyler var!" diye atıldı, şimdi gerçekten telaşlı görünüyordu.

Onun telaşlı ve sabırsız hali Draco'nun ilgisini çekse de belli etmedi. "İşte burası tam da o şeyleri öğrenmem gereken yer. Ve acele etsen iyi olur, Potter, profesör Umbridge beni bekliyor."

"Bak," dedi William. "Umbridge adımı o listede görürse bir daha bana asla güvenmez."

Draco'nun tek kaşı havaya kalkarken "Şimdi neden güvensin ki?" diye sordu. "Yada sen, neden onun sana güvenmesini istiyorsun?"

William bir an duraksarken "Bilmiyor musun?" diye sordu ancak Draco hiçbir tepki vermemiş, sadece kaşlarını kaldırmıştı. "Ona toplantıları ben söyledim." diye açıkladı bu kez.

Tamam, bu kez gerçekten şaşırmıştı. "Sen mi?" diye sordu. "Neden?"

"Neden mi?" diye çıkıştı William. Evet, iki kez adıyla seslenmekle yetinmemiş şimdi de Draco Malfoy'u azarlıyordu. "Bana taraf seçmemi söyleyen sen değil miydin? Eğer benim bunu yapabileceğime inanmasaydın bunu yapar mıydın? Şimdi neden şaşırıyorsun?"

"Sana 'taraf seç' dedim, 'Umbridge'e ajanlık yap' değil!"

William'ın gözleri şaşkınlıkla açılırken "Bunun da mı suçlusu benim?" diye isyan etti. "Ha sen ha o, ne fark eder ki!"

"Aptal!" Draco bu kez bağırmıştı. William'ı kolundan yakalayarak kendine çekti. Şimdi kızgın yüzü çocuğun şaşkın yüzüyle karşı karşıyaydı. "Onun bizim tarafımızda olduğunu nereden çıkardın?" diye öfkeyle sordu. "O sadece işimize yarayan bir zavallı."

How Dark? | William F. PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin