How Dark? | William F. Potter

3- ÜÇ BÜYÜCÜ TURNUVASI

Diagon yolu, her sene o zamanlarda olduğu gibi kalabalıktı. Büyücü aileleri çocuklarının okul alışverişi için hep birlikte dolaşıyorlardı.

Potter ailesi ikinci ve dördüncü sınıf kitaplarını almak için kitapçıya girdiklerinde Will hemen kendi bölümüne yöneldi. Kitapları bir an önce alıp incelemek istiyordu. Lily, oğlunun arkasından gülerek seslendi. "Çok oyalanmamaya çalış!"

Will kalabalığın arasında annesini duymamıştı. İlk olarak iksir kitabına uzandı, o sene öğreneceği iksirlerin adlarına baktı. Çoğunun ne işe yaradığını zaten çok önceden ezberlemişti.

İksir kitabını sepetine atıp Temel Büyüler 2. sınıf kitabına uzanmıştı ki, kendisine seslenildiğini duydu. Sesi tanırken gülerek arkasını dönmüştü. "Hey," diye selam verdi yanına yaklaşan sarışına.

Felix, "Hey," diye karşılık verdi. Elleri ceplerinde Will'e doğru gelirken epey keyifli görünüyordu. "Kitapları okumak için çok vaktin olacak biliyorsun değil mi?" diye laf attığında William sırıttı.

"Evet, beş dakika önce başladı."

Felix güldü. "Daha eğlenceli bir arkadaş edinmeliydim." diye söylenirken sesi alaylıydı.

"Sana aramakta bol şans," Will kendini beğenmiş bir edayla konuşmuştu. Yüzünde züppe bir gülüş vardı.

Sarışın çocuk ona sırıtırken kendi kitaplarını almak için raflara yöneldi. "Ee, tatil nasıl geçiyor?"

Will de kitaplarını sepete atmaya başlarken omuz silkti. "Sıradan. Hogwarts'ta olmayı özledim."

Felix arkadaşına yandan bir bakış attı. "Yani derslerden başını kaldıramamayı mı özledin? Ya da dört binanın öğrencileriyle tartışmayı mı? Tabii sen de haklısın, alışkanlık olmuş olmalı."

Kızıl çocuk keyfini bozmadan sırıttı. "Onları alt etmek? Evet alışkanlık haline geldi."

"Senin bir Slytherin olmana neden bu kadar şaşırdık anlamıyorum." diye homurdandı Felix. "Resmen alnında yazıyor." Sözlerinden sonra ikisi de gülmüştü.

Kitap dolu sepetleriyle birlikte girişe, ailelerinin yanına doğru yürümeye başlarken Will arkadaşına doğru eğildi. "Bu sene Hogwarts çok eğlenceli geçecek."

"Neden?" diye merakla sordu Felix. Ancak Will ona sırıtarak bakmakla yetinmişti.

"Kimseye söylemeyeceğime dair söz verdim. Artık dönem başlayınca öğrenirsin."

Felix çatılmış kaşlarıyla süzdü arkadaşını. "Madem söylemeyeceksin neden meraklandırdın ki?"

Will kıkırdadı. "Nedeni alnımda yazıyor."

Felix ona laf yetiştirecekti ki, kendisinden önce annesi konuştu. "Kitaplarını aldın mı, canım?"

Will bakışlarını kendilerine seslenen kadına çevirdiğinde Ollivander'ın dükkanının önünde gördüğü kadını bir an için tanıyamamıştı. Sonra hatırladı, kadın tıpkı o gün olduğu gibi kibir ve ciddiyetle bakıyordu. Ancak bu kez bakışlarında başka bir şey daha vardı. Tiksinti? Küçümseme? Will hangisi olduğuna karar veremedi. Belki de ikisi de vardı.

"Evet anne," Felix annesini cevaplarken Will'in bakışları kadının yanında kendisini inceleyen iri yarı, sarışın adamdaydı. Onun Thorfinn Rowle olduğunu anlaması zor değildi. Adam Felix ve annesi gibi sarışındı, epey yakışıklıydı ve tam anlamıyla kocamandı. Uzun boylu, kaslı bir adamdı.

Babası ve arkadaşı arasındaki garip bakışmayı fark ederken "Sizi tanıştırayım," diye atıldı Felix. "William Potter. Will, bunlar annem ve babam, Diana ve Thorfinn Rowle."