4.3

1K 133 86
                                    

"Merak etme fazla zorlanmayacaksın. Göz açıp kapatana dek bitecek."

Abisinin eğlenerek söylediklerine karşı William yarım ağız gülerek "Kendine haksızlık etme," diye seslendi. "Birkaç dakika dayanabileceğinden eminim."

Harry şaşırarak kaşlarını kaldırdı. "Kendine bu kadar güveniyor musun?"

William elindeki ince asayı yüzünün hizasına kaldırırken sevimlice sırıttı. "Asama da güveniyorum."

Her seferinde şakaya vurarak geçiştirmeye çalışsa da William büyü yeteneğini gerçekten önemsiyordu. Harry Hogwarts'a başladığından beri yaptığı şey buydu. Sihirle ilgili öğrenebildiği her şeyi öğrenmek. Hogwarts'a başlayana dek bunu pratiğe dökememişti çünkü hem asası yoktu hem de muggle okulundayken de evdeyken de büyü yapması imkansızdı.

Hogwarts'a başlayınca işler değişmişti tabii. Sonunda pratiğini yapabileceği büyülerin işlevini ve asa hareketini önceden bilmek derslerde epey işine yaramıştı. Tabii beşinci sınıftan önce saldırı büyülerini öğrenmesi imkansızdı. Burada da devreye Profesör Snape'le olan dersleri giriyordu. Snape ona şimdiye dek hiçbir büyüyü yapmayı öğretmemişti ama pek çok lanet üzerinde konuşmuş, o lanetten nasıl  korunacağı, ne durumlarda yapmaması gerektiği gibi pek çok şey öğrenmişti. 

Ayrıyeten üzerinde konuştukları her büyüyü yapmayı da denemişti William. Evet iksir ustası ona pratiğini öğretmemiş olabilirdi ama tek başına denememesi gerektiğiyle ilgili de hiçbir şey söylememişti. Hem sihrine güvendikten sonra insanın yapamayacağı hiçbir şey yoktu değil mi? O bir Slytherin'di. Eğer seçmen şapka ondaki hırsı ve ışığı görmeseydi onu oraya yerleştirmezdi.

"Tamam... Tamam..." Sirius geçiştirir bir edayla seslendi. "Yarış yapmıyoruz çocuklar, sadece sizdeki ışığı görmek istiyorum. Birbirinizi yenmeye çalışmak yerine eğlenmeye bakın olur mu?"

Harry başını sallayarak onayladı vaftiz babasını. Hemen ardından kardeşine dönerek birkaç adım geriledi. Şimdi aralarında düello yapmak için makul bir mesafe vardı. "Önden buyur, kardeşim."

William itiraz etmeden sadece omuz silkmekle yetindi. İlk saldırı avantaj demekti, reddetmek aptallık olurdu.

"Pekala, sizi nazik olmanız konusunda tekrar ve son kez uyarmak zorundayım çünkü kızıldan gerçekten zor izin aldım. Bunu mahfetmeyin."

Sirius son kez yeğenlerini uyardığında biraz gerilerinde Remus'la birlikte bekleyen Lily "Sirius kesinlikle haklı," diye seslendi. "Beni izin verdiğime pişman etmeyin."

Yaşlarının henüz on üç ve on beş olması o an için üç yetişkin için de önemsiz bir ayrıntıydı. Gençlerin Hogwarts müfredatından çok çok daha ileride büyü bildiği ve yapabildiğinin en büyük örnekleri kendileriydi. 

Lily kuralcı olsa da çocuklarına büyüyü hiçbir zaman tamamen yasaklamamıştı çünkü bu onların doğasıydı. Gözetim altında oldukları müddetçe kendilerini geliştirme konusunda hep destek olurdu. Bu konuda Harry William'dan yaz tatili kadar daha avantajlı olsa da kadın küçük oğluna güveniyordu. Diğerleri pek göz önünde bulundurmasa da Harry Hogwarts'a başladıktan sonra William'ın büyüyle ilgilenmeye başlamasının epey işine yarayacağını biliyordu. Kendisi de bir muggle doğumlu olarak yazları doğru düzgün büyü denemeleri yapamamıştı ancak sadece okudukları bile okulda işene yaradı.

Sirius eliyle son bir işaret vererek geriye, arkadaşlarının yanına giderken iki kardeş eğilerek birbirlerini selamladı. William başlarda potansiyelini bir süreliğine saklayarak abisini rehavete düşürmeyi planlasa da şimdi vazgeçmişti. Panik ve şaşkınlık zafer sarhoşluğundan çok daha etkili olabilirdi. Hem belki hem panikletir hem de onu kazanacağına  inandırabilirdi, kim bilir?

How Dark? | William F. PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin