2.2

1.5K 151 83
                                    

"Birtanem,
Sirius bize Slytherin'e seçildiğin haberini verdi. Doğruyu söylemek gerekirse bunu beklemiyordum ama anladığım kadarıyla sen oraya seçileceğini zaten anlamışsın. Remus King's Cross'ta konuştuklarınınızdan bahsetti.

Bilmelisin ki hangi binada olursan ol sana güveniyorum, beni hayal kırıklığına uğratmayacağından eminim. Bunları sadece içinin rahatlaması için söylediğimi düşünme, söylediklerimde son derece samimiyim.

Biliyor musun? Hogwarts'a başladığımda en iyi arkadaşım bir Slytherin'di. Size hiç bahsetmemiştim ama belki noel tatilinde geldiğinde küçük birkaç anıdan bahsedebilirim.
Son olarak, mektubundan anladığım kadarıyla Sirius binan konusunda biraz tepkili. Senden onun geçmişte yaşadıklarını hatırlamanı ve ona kırılmamanı istiyorum. Eminim zamanla o da Harry de buna alışacaktır.

Remus da ben de sana güveniyoruz. Bizim için hâla aynı kişisin, hangi binada olursan ol.

Sevgilerimle, Lily."

William, zarif ve muntazam el yazısıyla yazılmış mektubu üst üste birkaç kez okudu. Yüzünde beliren büyük gülümsemeye engel olamıyordu.

Şimdiye dek en çok annesinin vereceği tepkiye korkmuştu, mektubu okuyunca omuzlarından büyük bir yük kalkmış gibi hafiflemişti.

"Sonunda gülüyorsun, Potter."

İrkilerek başını kaldırdığında karşısında Felix'i buldu. Sarışın çocuk ona hiç seslenmemiş gibi yemeğiyle ilgileniyordu.

"Mutlu birkaç haber işte." diye geçiştirdiğinde Felix başını kaldırarak ona bakmıştı.

"Yerinde olsam biri elimden kapmadan önce mektubu kaldırırdım. Hatta mektuplarımı herkesin içinde okumazdım bile."

Sarışın olanın sözleri üzerine tedirgin bakışlarla çevresini incelemiş, mektubu aceleyle çantasına, kitaplarından birinin arasına koymuştu.

Kısa süreli bir sessizliğin ardından tereddütle konuştu William. "Sence yaparlar mı?"

Felix, umursamazca omuz silkti. "Sen sağ kalan çocuğun kardeşisin." derken açık bir gerçeği dile getirmişti. Bakışlarını Slytherin masasında, onlardan biraz ileride oturan gruba çevirerek işaret etti. "O da Draco Malfoy. Aziz Potter'ın kardeşinin kendi binasında olmasını kullanmayacağını mı sanıyorsun?"

William o sırada sınıf arkadaşlarıyla birlikte keyifle kahvaltı yapan gence baktı. Draco'yla şölendeki küçük diyaloglarından beri hiç konuşmamıştı ancak bu şimdiden sonra konuşmayacakları anlamına da gelmiyordu.

Felix'in sözlerinin haklılık payı yüksekti. Malfoy varisi bu fırsatı asla kaçırmazdı. Daha dönemin ikinci günündelerdi, yüzleşmek için çokça zamanları olacaktı.

"Aziz Potter?" Abisi böyle bir lakabı olduğundan hiç bahsetmemişti. O daha çok sağ kalan çocuk ya da seçilmiş kişi gibileri kullanmayı seviyordu.

"Malfoy öyle seslendiğinden beri herkes kabullendi."

"Sen de benim gibi birinci sınıftasın, bir günde olaylara nasıl bu kadar hakim olabildin?" Açıklama yapan çocuğa bakarken sorgularcasına kaşları çatılmıştı.

Sarışın çocuk bilmişçe sırıttı. "Hogwarts'ta henüz ikinci günüm olabilir ama safkanlar arasında on bir yıl geçirdim, Potter. Ailelerimiz hiçbir zaman birbirinden kopmadı. Eh, sonuçta hepimiz akrabayız."

"Madem sen de diğerleri gibisin, neden bana iyi davranıyorsun?"

Onun merakla sorduğu soru Felix'i güldürmüştü. "Ben senin gibiyim, Potter. Daha doğrusu, sen bizim gibisin. Slytherin artık senin ailen, bunu göz ardı etmesen iyi olur."

How Dark? | William F. PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin