3.8

1K 137 74
                                    

"Aylaklık mı ediyorsun, Potter?"

Snape'in her zamanki soğuk, sakin sesini duyduğunda adımlarını durdurarak arkasını döndü. "Profesör! İyi akşamlar, efendim."

Aceleyle yanına doğru yaklaştı, tam önünde durdu. Snape, öğrencisine üstten üstten baktı. "Sana bir soru sordum. Kütüphaneden bu kadar erken ayrıldığına göre kendine fazla güveniyorsun." 

"Hayır efendim," diye cevap verdi. "Felix ve diğerleri son sınavlara çalışıyorlar. Onlarlayken farklı konulara bakamıyordum bu yüzden ortak salona dönüp tek başıma çalışmayı düşünmüştüm."

Paskalya tatilindelerdi ve gerçekten de tüm Hogwarts son sınavlara çalışıyordu. William'sa sınav konularına yeterince hakim olduğundan emindi, haftalardır zaten çalışıyordu.

Snape tek kaşını kaldırarak sorgularcasına süzdü onu. "Senin de son sınavlara çalışman gerekmiyor mu?"

William genişçe gülümsedi. "Sizin sayenizde çoğu konuya hakimim efendim. Hepsini yeterince bildiğime inanıyorum. Bu yüzden tatilimi yeni ödevlerimi araştırarak geçirmeyi düşünüyorum."

Snape sınavların yaklaşmasıyla ilgili ona elbette ki acımamış, epey bir ödev vermişti. Neyse ki okul ödevlerinin aksine uzun bir parşömene özet çıkarma gibi bir sorumluluğu yoktu bu yüzden çalışmak epey zevkliydi. Tabii yine de unutmamak adına küçük notlar alıyordu ama en azından normal ödevleri kadar yorulmuyordu.

İksir ustası çocuğun özgüvenine karşı kaşlarını kaldırdı. "Madem öyle diyorsun, eğer tam nottan aşağısını alırsan beni hayal kırıklığına uğratmış olursun."

"Uğratmayacağım efendim." Kendine güvenen bir gülümsemeyle cevaplamıştı profesörünü.

Snape son bir kez süzdü çocuğu. William'ın düşündüğünden daha zeki ve çalışkan olduğunu daha ikinci derslerindeyken anlamıştı. Çocuk şimdiye dek yaptığı sözlü sınavlarda hiç bocalamamıştı. Sonrasında anlattıklarını da her zaman ilgiyle dinliyor, notlar alıyordu. Epey ilgili ve çabuk öğrenen bir öğrenciydi. Abisinin aksine oldukça da çalışkandı. Sorumluluklarını hiç aksatmıyordu.

"Kendinden bu kadar emin olman güzel ancak sözlerinin her zaman bir sonucu olduğunu unutma. Eğer iddia ettiğin kadar iyi bir sonuç elde etmezsen sadece burnu havada bir aptal olduğunu kanıtlarsın."

William başını eğerek onayladı adamı. "Anladım profesör." İksir ustası haklıydı. Şimdi söz vermişken bir derste bile bocalarsa gerçekten rezil olurdu. Eh, neyse ki emin olmadığı şeylerle ilgili hava atacak kadar aptal biri değildi. "İzninizle."

Gitmek için hamle yapacaktı ki, iksir ustası tekrar seslenerek durdurdu onu. Yeşil gözler kendisine döndüğünde söze girdi. "Önceki ödevlerini bir sonraki dersimize sakla. Senden cumartesiye dek zihinbend ve zihnefendi araştırmanı istiyorum. Eğer sınavlardan tam not alırsan, seneye bunları öğrenmeye hak kazanırsın. Eğer alamazdan, kendini bir kez daha kanıtlayana dek benden bu büyüleri öğrenemeyeceksin. Anladın mı?"

William "Anladım efendim." diye cevapladı profesörünü. Söylediği büyülerin ne olduğuyla ilgili hiçbir fikri yoktu ama iksir ustası böyle bir şart koştuğuna göre önemli büyüler olmalıydı. Ayrıca bir gerçek vardı ki şu konuşmadan sonra sınavlardan tam not alamazsa gerçekten kendini bir kez daha kanıtlaması çok daha zorlaşacaktı.

"Şimdi git."

Profesörünün izin vermesiyle birlikte adımlarını az önce çıktığı kütüphaneye yöneltti. Yeni kitaplar alması gerekecekti ve gerçekten de büyüler onu meraklandırmıştı.

How Dark? | William F. PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin