Bilinmeyen Numara: Bana uyar.
Bilinmeyen Numara: Hatta uğraşmayın konum atayım direk gelin. ;)
Bilinmeyen Numara: *konum*
|Chanyeol'ün ağzından|
Gelen mesajların ardından Kris telefonu cebine atıp odadan çıktığında hepimiz ona yetişmeye çalışıyorduk. Tabii ben mesajları gördüğüm ve sebebini bildiğim için koşarken arkada ki koşan ekip sadece an'a uyum sağlıyordu.
"Kris hyung neler oluyor, bir dursan!!"
Vazgeçtim, meraktan koşuyorlarmış..
"Duramam!"
Sehun sözlü şansını denerken ben konuşmak yerine önüne geçmek için daha hızlı koşmaya başlamıştım. Çünkü şu zamana kadar Kris'i durdurabilecek etkiye sahip bir cümleye rastlayamamıştım. Merdivenlerin sonunda nihayet ona yetişebildiğimde dışarıya attığı bir kaç adım sonrası önüne geçip kollarını tutmuştum.
"Bir dur amına koyayım! Tao'ya sakin ol derken keyfimizden mi sakin ol dedik sanıyorsun sen?!"
"Çekil önümden Chan!"
"Biri ne olduğunu açıklayabilir mi?"
Baek soran gözlerle bize bakarken diğerlerininde ondan pek bir farkı yoktu.
"Kris onu bulunca ağzına sıçacağıyla ilgili bir kaç mesaj attı. O gerizekalı da konum attı, bana uyar diye."
"E tamam, gidelim o zaman!"
Tao'nun şaşırtmayan desteği üzerine derin bir nefes almıştım. Bunlar ne zannediyordu kendilerini?
"Arkadaşlar isterseniz bir etrafınıza bakın, okul sınırları içerisindeyiz! Yurtta her gece yoklama alındığını da hatırlatmam gerekiyor sanırım."
"Arkadan kaçalım.."
E yok artık, sende mi Sehun!
"Mantıklı."
Kris arkaya doğru gitmek için hareketlenirken bu sefer de kolundan tutup durdurmuştum. Baek'te Tao'nun önüne geçtiğinde şimdi nasıl durdurabilirim diye düşünüyordum. Bunların bir of tuşu falan yok muydu anasını satayım!
"Chan bırak.."
"Arkadaşlar çocuk konum attıysa bu kendine güvendiği anlamına gelir. Sizce de gitmek fazla riskli değil mi?"
Konuş be Lu hyung!
"Sanmıyorum Lu, o kadar takip etmiş. Bence çocuk yurtta kaldıklarını çoktan biliyordur. Çıkamayacaklarını bildiğinden de böyle bir şey yapmış olabilir."
Biz Lu hyung'tan yürürüz, vazgeçiririz diye düşünürken Sehun'un kendi fikrini belirtmesi bütün umudumuzu çöpe atmıştı. Şu durumdan kurtulur kurtulmaz kesinlikle Sehun'la olan kardeşliğimi gözden geçirmeliydik. Bu bizden olamazdı!
"Sehun haklı, yoklama saatinden öncede dönmüş oluruz zaten. Yani Chan, ben o çocuğu sikmeden bu gece gözüme uyku girmez, üzgünüm!"
Kris sakin tutmaya çalıştığı sesiyle kolunu kurtardığında arkaya doğru koşmaya başlamıştı. Ardından Tao'da koşarken tüm bıkmışlığımla yeniden sesli bir nefes almıştım.
"Peşlerinden gitmeliyiz."
Sehun cümlesi ardından peşlerine takılırken geriye kalan biz üçlüde eli mecbur arkaya doğru koşmaya başlamıştık. Dua edelim de Sehun haklı olur, başımıza bela almadan geri dönerdik!
***
"Konum burayı gösteriyor."
Dakikalardır koşup sonunda vardığımız pekte tekin görünmeyen mekanı gördüğümde ellerimi dizime koyup soluklarımı düzenlemeye çalışmıştım. Bu ne uzak bir yerdi amına koyayım? Koş koş dalağım içeride yer değiştirmişti resmen!