|Tao'nun ağzından|
Beş dakika önce uyanmama rağmen hala hareket etmeden kendimle kavga ediyordum. Uyurken insanın neden çişi gelirdi ki? Hayır ben o tuvalete bugün zibilyon kez Baek'i getirmiştim. Sen neden o zaman gelmedin de şimdi beni uykumdan uyandırıyordun, sevgili çişim?
Sağıma dönüp yatakta doğrulurken Baek, ellerini başının altında birleştirmiş öylece tavanla bakışıyordu. Hala mı uyuyamıyordu?
"Hyung neden uyumuyorsun?"
Baek uzaklara dalmış olsa gerek, bir anda yerinden sıçramıştı.
"Aklım çıktı Tao, aniden konuşulur mu?"
"Çok haklısın hyung. Bir dahakine direk konuşmak yerine amuda kalkarak konuşacağım, nasıl fikir?"
İmalı sorumun mantığına dayanamayıp güldüğümde oda gülmüş ve ellerini başının altından çekmişti.
"Sen niye kalktın?"
"Çişim geldi."
"Hadi ya, hadi gidelim o zaman."
"Seninde mi var?"
"Belki biraz."
Başımı onaylarcasına sallayıp ayağa kalkmıştım. Zaten sormam bile bir hataydı..
"Gel bakalım."
Baek'i kucağıma aldığımda anında kolları boynumdaki yerini almıştı. Tam şuan gelini öpebiliyor muyduk?
Az sonra tuvalete vardığımızda kucağımdaki tatlı şeyi lavaboya oturtmuştum.
"Sen burada bekle ilk ben gireyim, yoksa her an altıma yapabilirim."
Dediklerimle Baek'in dudakları kıvrılırken başıyla onaylamıştı. Ama ben o gülüşü ham yapardım..
"Tamam bekliyorum."
İşimi halledip hemen çıkarken ellerimi yıkayıp hala oturan hyunguma dönmüştüm.
"Gel hyung sıra sende."
Baek'i kucağıma alıp adımlarımı kabine çevirdiğimde elini göğsümde hissetmiştim. Bakışlarım ilk önce elini sonrada yüzünü bulmuştu.
"Tuvaletim yok ki benim."
"Ne demek yok, o zaman neden geldin?"
"Bütün gün beni tuvalete taşıyıp bekledin, birazda ben seni bekleyeyim dedim. Çok iyi düşünmüşüm değil mi?"
Duyduklarımla kahkahalarıma engel olamazken herkesin uyuyor olduğu gerçeği umrumda bile değildi.
"İyi düşünmüşsün de yine taşıyan taraf ben oldum yalnız."
"Rahatsız mı oldun? Tamam indir beni, ben kendim giderim."
Baek kollarını çözüp kucağımdan inmeye çalışırken onu daha sıkı tutmuş ve gözlerinin içine bakmıştım.
"Öyle bir şey demedim hyung. Please, götümüzden uydurmayalım. Şimdi rahat dur ve odaya gidelim."
"Diyemezsin zaten beni bu hale getiren sensin sonuçta."
Acı gerçek bir kez daha beni bulurken aklıma fazlasıyla moraran ayağı gelmişti. Bakışlarım ister istemez sarılı ayağını bulurken dolan gözlerime engel olamamıştım.
"Tao öyle demek istemediğimi biliyorsun. Dolmasın gözlerin lütfen.."
Başımı sallayıp onu onaylarken Baek boynumdaki kollarını sıkılaştırıp bana sarılmıştı ve ben bu sarılmaya karşılık veremezsem bu gece asla uyuyamazdım. Onu tekrar lavaboya oturtup sıkıca beline sarıldığımda gözlerim kendiliğinden kapanmıştı. Sevdiğin kişiye sarılmak en iyi ilaçtır diyen kişi kimse, tam şuan bir çeyreklik takmak istiyordum ona.