~2~

891 49 88
                                    

"Chan!"

"Hm?"

"Chan, kalk hadi!"

"Hıhım.."

"Chan saat sekiz, birazdan tören başlayacak. Bence kalkıp giyinmelisin."

Saat mi sekiz?! Allah'ım ben bu saate kadar uyuyup nasıl uyanamamıştım? Kendimden beklemediğim bir hızla doğrulduğumda üzerime eğilmiş Kris'le burun buruna gelmiştim. Neden bu kadar yakındık? Neden bana doğru eğilmiş bir şekilde bana bakıyordu?

Neden ben? Neden sen? Neden biz?
Sorgula..

Dur bir saniye hatlar karıştı. Şuan uykulu ve yetişememe endişesinde olan ben saçma sapan iç sesimle birlikte hala Kris'e bakmaya devam ediyordum. Film sahnelerindeki klişe bakışma sahnesini yaşıyorduk resmen. Yalnız benim tam şuanda almam gereken bir nefes, O2 ile beslemem gereken organlarım var karşımdaki beyfendi!

Nefes alırsan etkilendiğini düşünür, almazsan da ölersin. Ölmek için gençsin, başarabilirsin! Fighting!

Ben kendi düşüncelerimde kaybolurken fazla nefessiz kalmış olacağım ki Kris konuşmak için dudaklarını aralamıştı.

"Nefes al Chan."

Yüzüme sıcak nefesini vererek konuştuğunda gözlerimi kapatarak mümkünmüş gibi nefes almaya çalışmıştım. Tabii başaramadığım için gücümü kaybedip yatağa geri düştüğümdeyse Kris kahkahalarla gülmeye başlamıştı. Şerefsiz!

"Ya gülmesene hyung!"

Bağırmama karşılık daha fazla güldüğünde yastığımı alarak ona doğru koşmaya başlamıştım. Gebertmem gereken bir hyungum vardı sonuç olarak. Tam yaklaşmış kafasına geçirmek üzereyken Wu şerefsiz Kris benden önce davranmış ve koşarak odadan çıkmıştı. Onun gidişiyle kafamı saate çevirmiş gördüğüm görüntüyle şok olmuştum. Aq saat sekizi on geçiyordu ve törenin başlamasına tamı tamıma 5 dakika vardı. Allah'ım sen yetişme gücü ver ne olur! Zamanı falan yavaşlat Allah'ım, amin..

Hızlıca giyinip saçlarımı dahi düzeltmeden okulun önüne koşarak geldiğimde ben hariç herkes toplanmıştı resmen. Ya ben anlamıyordum siz nasıl geç kalmıyordunuz? Ben okulun yanı başındaki yurdundan geç kalıyordum okula, siz evde kaçta kalkıyordunuz yetişmek için?

Ellerimi dizime koyup soluklarımı düzene soktuktan sonra töreni yapıp sınıflara geçmiştik. Her zaman ki gibi inekler öne geçmiş hocaları beklerken ben en arkaya tek başıma kurulmuştum.

"Hoca geliyor!"

Heh, Baek! Her sene yaptığın gibi bu senede çizgini bozmayıp hocanın geldiğini haber verdiğin için teşekkürler kardeşim. Sen olmasan ben iki dakika sonra göreceğim hocanın geleceğini nasıl öğrenirdim..

Bir de bunu her ders için yapıyordu biliyor muydunuz? Üç senedir her gün her ders başı Baek'in hoca geliyor sesini duyuyordum. Bir kaç dakika sonra hoca kapıda belirdiğinde ondan çok yanındaki kişiye odaklanmıştım.

Kris miydi o?

Bence Kris!

Oha kapıdan içeri yürüyorlar.

Yani bizim sınıfta.

Bir sene bu dev yakışıklıyla beraberim yani iç ses!

Dünkü dualarım kabul olmuş karşımda dağ taş meteor gibi dururken kalkıp dans etme isteğime engel olmuştum. Aynı sınıfta olamasaydık da üzülmezdim gerçi.. Sonuçta bugüne bugün oda arkadaşıydık!

"Günaydın arkadaşlar."

"Günaydın hocam."

"Yeni ve sizinle birlikte son senemizin açılışını yapmaktan onur ve gurur duyuyorum."

KOLA? krisyeol~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin