"Oo Chan! Görünüşe göre pasif olan sendin ha?"
Baek hyung muydu o? Rüyada mıydık? Dün yaşadıklarımız gerçek miydi? Kris neredeydi? Babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi?
İç sesimin saçma sapan sorularını es geçip gözlerimi araladığımda bana bakan Tao ve Baek ikilisini görmüştüm. Pardon bize bakan demeliydim.. Çünkü Kris benim yatağım da çıplak bir şekilde yatıyordu. Üzerime baktığımda benim de çıplak olduğumu görmüştüm. Bir saniye o zaman dün gerçek miydi?!
"Ne oluyor ya?"
Kris huysuz bir şekilde kalkıp söylendiğinde başımla karşımızdaki ikiliyi göstermiştim.
"Kris hyung sizden hızlısı mezarda yalnız?"
Tao konuştuğunda ikili kahkahalarla gülmeye başlamıştı. Bir saniye ben bu repliği bir yerlerden hatırlıyordum sanki..
Siz söylemiştiniz ya Chan.
Vay şerefsizler bizim onlara söylediklerimizi bize mi satıyorlardı?! Biz sıçtık, sen sıvatma Rabbim.
"Ne saçmalıyorsunuz be?"
"Chan ikinizde çıplak bir şekilde yatakta yatıyorsunuz. Ayrıca yerlerde eşyalarınız ve sömürülmüş bir boynun var. Bence inkar etmek yerine kabullenmelisin ha?"
Tabii ben Baek'in dediklerinide çok mantıklı bulmuştum. Kris duyduklarıyla bana dönerken ilk önce boynuma bakıp gururlanmış sonrada üzerimize bakmıştı. Çıplak olduğumuzu yeni farketmişti anlaşılan. Beni hızla yatırıp üzerimi örterken çatılan kaşlarıma engel olamamıştım. Ne alakaydı şimdi aq?
"Hyung ne yapıyorsun?"
Kris beni umursamadan Tao'ya döndüğünde kapıyı göstermişti.
"Çıkın odadan giyineceğiz!"
"Ah tabii! Kris hyung ve sevdiğini kıskanma huyları, unutmuşum. Oldu o zaman, biz odada bekliyoruz."
Tao konuşup kucağındaki Baek'le kapıya yöneldiğinde ben dediklerini idrak etmeye çalışıyordum. Bir saniye o sevdiğini kıskanma huyları mı demişti? Sevdiğini? Kris hyung beni kıskanıyorsa seviyor muydu yani? Cidden mi? Derhal roman havası açın çünkü oynamam gereken konular vardı!
"Kalk Chan üstünü giyin."
Tabi kalkayım da önümde sen varsın o nasıl olacak?
Yatakta kalkıp aşağıya atla.
E mantıklı tabii.
İç sesin dediğini yaparak yatakta ayaklandığımda yukarıdan şöyle bir odayı süzmüştüm. Kris hyungun yatağı orada yatmadığı için hala toplu dururken yerlerde ise kıyafetler ve boxerlar vardı. Bir saniye ne? Boxerlar mı vardı?
Kafamı eğip kendime baktığım da altımında üstüm gibi çıplak olduğunu yeni yeni anlamıştım. E ama ben şansımı sikerdim şuan. Gözlerim ister istemez Kris'i bulduğunda yüzündeki seksi gülüşüyle beni süzdüğünü görmüştüm.
Ee domates Yeol, naber koçum?
İyi iç ses senden?
Bende iyiyim. Bu aralar çok kızarıyorsun pişik mi oldun ne?
Ne kadar da komiksin sen öyle şerefsiz iç ses!
Oyalanmayı bırakıp hızla aşağıya indiğimde boxerımı ayağıma geçirmiştim. Güzel utanmıştık icabında. Kris'e döndüğümdeyse yüzündeki gülümsemesiyle beraber oda yataktan kalkmıştı. Dün o şehvetle anlayamamıştım ama şuan bakıyordum da.. Kocamda erik gibiymiş he! Yavrum bu ne seksilikti böyle! Gözlerim benden bağımsız bacaklarına doğru süzülürken o bacakların bana doğru geldiğini görmüştüm. Başımı yukarı kaldırdığımdaysa Kris burnumun ucundaydı.