Bir günde bu kadar rezillik cidden bana fazlaydı, bütün okula fazlaydı hatta bu ülkeye bile fazlaydı. Kantinde verdiğim patlaktan sonra sınıftaki rezilliğim yetmemiş gibi bir de iç sesimle yaşadığımız sahip muhabbetini de duymuştu!
"Ya ben iç sesimle yalnız kalmak istiyor olamaz mıyım sen niye her yere gelip benim rezil olmam-"
İçimdekileri boşaltırcasına bağırıp Kris'e dönerken onu görünce topuğuma kadar kaçan kelimelerim üzerine cümlemi unutmuştum.
"Devam et."
"Üzgünüm bağırmak istememiştim."
"Chan-"
"Chan!!"
Kris'in cümlesini nefes nefese bölen Luhan hyungu gördüğümde odağımı ona çevirmiştim.
"Ne oldu hyung?"
"Bahçede Baek Tao'yla çarpıştı baya kötü düştüler!"
"Baek mi?"
"Tao mu?"
Krisle aynı anda sorduğumuzda Luhan hyung kafasını sallayıp onaylamıştı. Koşarak bahçeye çıktığımda yerde yatan Baek'i ve üzerinde yatan Tao'yu görmüştüm. Üzerinde? Yok artık!
Tao'yla bu zamana kadar işim yoktu ama artık ona sinir olmam için bir sebebim vardı. Beni saran öfkeyle hızlıca onlara ilerlemiş ve tam önlerinde durmuştum. Tabii beni farketmemişlerdi bile. Normal şartlarda Baek'in canı yandığında ortalığı yıkması gerekiyordu, Tao'ya yavru köpek gibi bakması değil. Ben müdahale edemeden Tao yavaşça üzerinden kalktığında Baek'i doğrultmuştu.
"B-ben özür dilerim."
Baek'in kalkamadığını görünce sevgili hyungumun bacağını burktuğunu anlamıştım. Tam Tao'yu umursamadan Baek'i kucağıma alacaktım ki Tao bir anda Baek'i kucağına almış, tabiri caizse beni göt gibi bırakmıştı.
Ya okey yardım için kucağına alırsında bu bakışma nedir arkadaş? Sanırsın dizi oynatıyorduk burada.
Yalnız varya efsane bakışıyorlar.
Tao'ya sinir olmasam iç sese katılıp shiplerdim bile ama bu kadar oyun bence fazlasıyla yeterdi. Baek'i Tao'nun kucağından zorla çekip almıştım.
"Bir dahakine dikkatli ol. Baekkie'me zarar gelirse acımam!"
Yüksek sesle konuşup arkamı döndüğümde kucağımda Baek'le revire doğru ilerliyordum. Baek'se hala Tao'yla bakışıyordu.
"Önüne dön hyung!"
Baek'i uyarmama rağmen hala önüne dönmemişti ve ben yumruklarını sıkmış Kris'in yanından onu umursamadan geçmiştim. Demek ben kıskanmıştım öyle mi? Göreceğiz bakalım kim kimi kıskanıyordu!
Okulun içine girdiğimde Tao görüş alanından çıktığı için bana dönen hyungumdan efsane ötesi sert bakışlar kazanmıştım. Hayır ben hayat kurtarıyordum, onun yaptığına bakın ya!
"Chan sen ne yaptın?!! Sen o ultra yakışıklı kaslı baklavalarını yediğim süpersonik ötesi çocuğun kucağından beni nasıl alırsın?!"
"Ne yakışıklısı ne kaslısı be, ben ondan daha iyiyim bir kere."
"Ya Chan banane senden, hem kendini kandırma çocuk sana baksa direk erirsin hatta bana baksa ben direk veredebilirim."
"Saçmalama hyung."
"İlk görüşte aşka inanır mısın Chan? Ben aslında hiç inanmam ama şuandan itibaren iman ediyorum inanır mısın?"
"Tao'ya mı aşık oldun yani? O sinir şeye, benim biricik Kris'ime sarılan insana hani?"