"Chan, o mumu aldığın yere bırak!!"
Kris nerede olduklarını bilmediğim bir yerde doğum günü çocuğunu, Tao'yu, oyalarken bizde Baek ve Sehun'la beraber onların odasını hazırlıyorduk. Gerçi ben daha çok kolaya üfleyebilmek için mum aşırmaya çalışıyordum ama Baek mumları sayıyla aldığından anında anlıyordu.
"Hangi mumu ya? Ben mum falan görmedim."
Baek ellerini beline koyup derin bir nefes verirken aldığım mumu yerine geri koymuştum. Bu bakış üzerine karşı çıkarsam sikecekmiş gibi geliyordu ve bilirsiniz ki bu mükemmel götünde bir sahibi vardı..
"Aşk olsun hyung!!! Bir mum için beni mi kırıyorsun?"
"Evet seni kırıyorum amına koyayım, sayıyla aldım diyorum anlamıyor musun?!"
Yalandan bir burun çekmeyle arkama döndüğümde masanın üzerinde ki paketten balon alıp şişirmeye başlamıştım. Tamam ya anladım ben zaten.. Chanyeol kim ki?
"Chan?"
Baek'in az öncekine nazaran sakin sesini duyduğumda cevap vermeden balon şişirmeye devam etmiştim. Madem mum daha önemliydi, gidip onunla konuşsundu yani!
"Chan cevap versene Allah'ın belası?"
"Saçmaladığınızın farkında mısınız?"
Varlığını bile unuttuğum Sehun'un konuşmasıyla ona döndüğümde savunma iç güdüm anında dışarı yansımıştı.
"Bir mum bile benden daha değerli Sehun, ne saçmalamasından bahsediyorsun?"
"Ya kaç defa söyleyeyim sayıyla aldım diye?"
"Ha bir eksik ha bir fazla ne farkeder? Ama mum benden daha değerli tabi sende haklısın!"
Trip atan kuzu modumu on yaparken içimde hunharca gülen ergenede engel olamıyordum. Ya acayip eğleneceli bir aktiviteydi bence trip atmak.. Ama atmak! Çünkü aksi olunca max seviye sinirle bir küvet suda karşınızdakini boğmak istiyorsunuz..
"Bak ne diyeceğim Chan hyung, Tao üfledikten sonra pastadan mumları çıkaracağız ya o zaman alsan istediğin mumu?"
Mantıklı..
Yani bencede ama ne güzel trip atıyorduk..
Chan!
"Tamam bana uyar.."
"Banada!"
Sehun derin bir nefes çekip seslice şükrettiğinde gülerek balonları şişirmeye devam etmiştim. Uzun uzun verdiğim hava sayesinde balon şişerken bağlamak için ağzımdan çıkardığımda balon canlı bomba edasında patlamış ve korkudan yerimde sıçramıştım.
"Ananı avradını sikeyim senin! Ne diye patlıyorsun amına koyayım, ne güzel bağlayacaktım!"
Ben içimdeki korkuyu balona söverek söndürürken tanıdık kahkalar odayı dolduruyordu. Şerefsizler..
"Ulan Tao 18'ine girmiyor mu? Ne bu balonlar falan, ergen miyiz aq?!"
"Evet?"
Sehun'un kısa ama net cevabı bana yine mantıklı geldiğinde hak verircesine kafamı sallamıştım. 18'inde çıtırında bir ergendim bende sonuçta..
"Tamam hak verdim.."
"Sehun!! Chan!! Boş yapmayı bırakıp görevlerinizi yapsanız, Kris hyung daha fazla Tao'yu oyalayamaz.."
Baek'in uyarısı üzerine boşu kesip pakette ki balonları tek tek şişirmiş, odada ki açık alanlara gelişi güzel bir şekilde bırakmıştım. Nasıl göründüğünü anlamak adına geri geri kapıya yaklaştığımda bakışlarımı odada gezdirmiştim. Yani..
