Keyifli okumalar 🧚♀️Fatih'in kapıya dönük olan bedenine, Ahu arkasından sarılmıştı ve Fatih'in yüzünden bile ne kadar şaşkın olduğu anlaşılıyordu. Özellikle gözleri beni bulunca şok içinde aralanmıştı.
Gözlerimi gözlerinden çekip Ahu'ya diktiğimde yüzünde oluşan şeytani gülümsemeyi gördüm. Saniyeler içinde yüzündeki gülümsemeyi sildi ve mahcup bir şekilde kollarını Fatih'in bedeninden ayırdı. Bakışlarım Fatih'i bulduğunda yutkunarak bana baktı ama ben bu sefer de bakışlarımı Ahu'nun üstüne dikmiştim. Bu kız tam bir şeytandı!
Yüzümde oluşan hayal kırıklığı ve hayret dolu ifadeyi sildim. Şimdi sırası değildi. Bu kadının yanında salak gibi davranacak değildim.
"Yanlış anlamayın lütfen Hazal Hanım." dediğinde alayla baktım yüzüne. "Ayağım takılınca destek almak için Fatih Bey'e tutunmuştum." Bakışlarını mahcup bir şekilde yere çevirdi.
Tabii canım ayağındaki spor ayakkabılarla, düz bir tabanda ayağın takılmıştı! Ben de inanmıştım zaten.
Fatih hemen yanıma geldiğinde üstümde olan endişeli bakışlarını hissetsem bile dönüp ona bakmadım.
"Yanlış anlaşılacak bir durum yok tatlım." deyip yüzüme samimiyetsiz bir gülüş yerleştirdim. "Ben kocama güveniyorum ve küçük oyunlara," dediğimde gözlerimde sahte olduğu belli olan bir üzüntü oluşmuştu. "Ah pardon! Küçük yanlış anlaşılmalara anlam yükleyerek, bu güveni yok sayamam. Öyle değil mi?""Ö-öyle tabii ki ben çıkayım artık." Dediğinde açık olan kapıdan çıkıp kapıyı kapattı.
Alaydan sıyrılan gözlerim, Fatih'i bulduğunda gözlerimden adeta ateş çıkıyordu. Az önce bu kapıyı Fatih'e sarılmak için açmıştım ama benim yerime o bedene sarılan başka bir kadını görmüştüm. Nasıl sinirlenmeyecektim Allah aşkına?
"Bu kadından uzak durduğun hâlin buysa gerisini düşünemiyorum."
"Yanlışlı-"
"Cidden mi?" diyerek sözünü kestiğimde gözlerimi sinirle kapatıp açtım. "Cidden o kadının sana yanlışlıkla sarıldığını mı düşünüyorsun?"
"Hazal bak gerçekten düşündüğün gibi değil. Eğer Ahu'nun ima ettiğin gibi bir niyeti olsaydı ben bunu anlardım." Bana doğru bir adım atarak söylediklerinden sonra, bir adım geri çekilerek aramızdaki mesafeyi tekrar eski hâline getirdim.
"Ben sana daha dün o kadından hoşlanmadığımı ima ettim ama bugün gördüğüm manzara..."
"Biliyorum hoş bir görüntü değildi ama olayların benim dahilim dışında geliştiğini sen de biliyorsun." Benim aksime onun sesi yeterince sakin çıkıyordu ve bu beni daha çok delirtiyordu.
"Sen bana Volka-"
"Şu herifin adını ağzına alma diye kaç kere söyleyeceğim sana?" Aniden sözümü kesip gürlediğinde omuzlarımı daha da dikleştirdim.
"Daha adamın adını söylemeden bile sinirleniyorsun." Dedim alayla. "Ben sırf sen istedin diye, belki benim görmediğim bir yanlışlık görmüştür diye Volkan'dan uzak durdum ama sen..." dediğimde az da olsa sakin olmaya çalışıyordum ama başaramıyordum.
"Aynı şey değil!"
"Aynı şey!" Dedim direterek. "Sen Volkan'dan rahatsız oluyorsun, ben de Ahu'dan rahatsız oluyorum ama fark ettim de haklısın ya aynı şey değil. Çünkü sen beni hiç Volkan'la sarılırken görmedin!"
"Hazal!" Dediğinde sesi o kadar yüksek çıkmıştı ki irkilmiştim ama yine de dik dik gözlerine bakmaya devam ettim. Ne zaman bu kadar yakınıma geldiğini bile anlamamıştım. Kehribarları sinirden kopkoyu olmuştu. Alnında ve boynunda hızla atan damarları da sinirini kanıtlar nitelikteydi. "Benim sabrımı sınama! O adamın bakışlarının bile sana değmesine katlanamadığımı bildiğin hâlde teninin tenine değmesin-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKENLİ AŞK (Tamamlandı)
General FictionGözümden akan birkaç damla yaşı da başparmağıyla sildi. "Yemin ederim, yaralarını teker teker yeni bir yara açmadan sararım Hazal. Bıkmadan, usanmadan sararım." dedi gözleri dolu doluyken. "Senden hiçbir karşılık beklemem. Bana sadece yaralarını sar...