Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmazsanız çok sevinirim :)Mor ve ötesi / Bir derdim var
Arkamdan gelmeyi bırakmıştı. Derin bir nefes aldım. Ama nefesim kalbime ağır geldi.Kalbim istemiyordu artık nefes almayı.
Yorulmuştu kalbim, dayanamıyordu kalbim, bitsin artık bu çile diyordu...
Nihayet konağın kapısının önüne geldiğimde kalbime inat tekrar derin bir nefes aldım. Konağın kapısını açtım ve aldığım nefesi tekrar dışarı bıraktım.
Özlem, mutluluk ve hüzün içeren gözlerim halamı, amcamı, yengemi, eniştemi, Atahan'ı ve Barış'ı bulmuştu. Zaten onları göreceği için mutlu olan ruhum az da olsa ferahlamıştı sanki. Halam, amcam ve yengeme sarıldıktan sonra enişteme baş selamı vermekle yetinmiştim. En sevdiğim kuzenlerim Atahan ve Barış'a da sarıldım. Çok özlemiştim hepsini...
Ama bildiğim bir gerçek vardı ki onlar buraya benim evlilik meselem için gelmişlerdi. Belki beni onlardan korumaya gelmişlerdi, ki bu çok düşük bir ihtimaldi dedemin önünde kimse duramazdı. En büyük ihtimal ise beni bu evliliğe ikna etmeleriydi. Ama bu imkansızdı. Beni asla istemediğim bir evliliğe ikna edemezlerdi.
Benim bu evlilik olmayınca kaybedeceğim birşey yoktu çünkü. Aksine bu evlilik olursa kaybedecek birçok şeyim vardı. En başta kendimi kaybederdim ben. Ruhum ölürdü benim...
"Ne bu sessizlik matem havası gibi? Hem Yusuf nerede ya? Ben onun için geldim. Çirkin Hazal'ı görmek için gelmedim buraya!" dedi Barış. Ciddi ama her an gülecekmiş gibi bir surat ifadesi vardı. Gözlerinde ise hüzün, o da öğrenmişti olanları. Belki de bana bir anlığına unutturmak istemişti her şeyi. Ama unutmazdım nasıl unutabilirdim ki?
Dedemin bana vurmak için havalanan elini, Berat'ın yaptığını, beni babamın katilinin çocuğuyla evlendirmek istemelerini. Bunları asla unutamazdım.
Barış'la aramız hep böyleydi birbirimizle hep didişirdik. Bizim sevgimizi gösterme olayımız da buydu işte. Birbirimize laf atmak.
"Keşke gelmeseydin," dedim sinir bozucu bir gülümseme ile ve ekledim. "Ben de sana meraklı değildim zaten."
Birbirimize gıcık bakışlar atarken aramıza halamın sesi girdi."Ay tamam susun! Yine başlamayın Allah aşkına!" Herkes halamın bu dediğine gülerken ben tebessüm etmekle yetinmiştim.
"Neyse Hazal, sen bir yanıma gelir misin canım? Bir şey konuşmamız lazım." Halamın ne konuşacağını çok iyi anlamıştım.
Atahan bana destek olmak istercesine eliyle sırtımı sıvazladı. Ona dönüp merak etme, dercesine gülümsedim ve halamın arkasından benim odama doğru yürüdüm.
Odama geldiğimizde halamla birlikte yatağımın üstüne oturduk. Halam bana bakmadan konuşmaya başladı.
"Hazal, Berat'ın yaptığından da babamın seni evlendirmek istediğinden de haberim var." Tam ağzımı açmış 'biliyorum' diyecektim ki halamın "Lütfen sözümü kesmeden dinle beni." demesiyle susmak zorunda kaldım. "Hazal evlenmek istemediğini çok iyi biliyorum hele ki babanın katilinin çocuğuyla evlenmek istemediğini... Baban benim sığındığım en büyük limanımdı. Belki de babamdan daha çok babalık yapmıştır bana. Abim çok harika bir insandı Hazal. Bu kan davasıydı ve birinin ölmesi gerekiyordu. O kişi de baban oldu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKENLİ AŞK (Tamamlandı)
General FictionGözümden akan birkaç damla yaşı da başparmağıyla sildi. "Yemin ederim, yaralarını teker teker yeni bir yara açmadan sararım Hazal. Bıkmadan, usanmadan sararım." dedi gözleri dolu doluyken. "Senden hiçbir karşılık beklemem. Bana sadece yaralarını sar...