7.Bölüm

33.6K 1.3K 175
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen

Emir Can İğrek/ Zemin

Sabah uyandığımda hâlâ gece olanların gerçekliğini sorguluyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sabah uyandığımda hâlâ gece olanların gerçekliğini sorguluyordum. Fatih bir anda sanki çok kötü bir şey yapıyormuşçasına beni bırakıp hızlı ama sessiz adımlarla ayrılmıştı yanımdan.

Bense zaten o an ayrı bir şokun içindeydim. Ben nefret ettiğim bir kişinin kollarında ağlamıştım. O kadar mı çaresizdim? O kadar mı gözüm hiçbir şeyi görmüyordu? O kadar mı unutmuştum karşımdaki kişinin kim olduğunu?

Üstelik onun da ağladığını hissetmiştim. Âdeta duygusal bir çöküntü yaşamış gibi hissediyordum.

Tavana boş gözlerle bakarken gözüm komodinin üzerindeki saate kaydı. Saat 9'a geliyordu. Normalde kimse beni uyandırmadığı müddetçe asla uyanmazdım bu saatte ama bugün anlamsız bir şekilde uyanmıştım. Bugün yataktan asla ama asla çıkmak istemiyordum.

Yatakta boş boş geçirdiğim iki saatin ardından elimi yüzümü yıkayıp pijamalarımın üstüne bir hırka geçirdim. Saçlarımı toplamaya bile mecalim yoktu. Salona girdiğimde babaannemin oturduğunu gördüm. Babaannem İstanbulluydu. Dedemin babasının arkadaşının kızıymış, babaannem. Görücü usulü olan bir evlilikti ama birbirlerine olan sevgi ve saygıları gözlerinden okunuyordu.

Beni gördüğü zaman benden gözlerini kaçırdı. Babaannem benim için çok çok başkaydı. Biliyordum o da çok karşı çıkmıştı bu evliliğin olmasına. Gülümseyerek yanına gittim ve dizine başımı koydum. Ne zaman böyle yapsam saçlarımı okşardı. Yine öyle yaptı.

"Hasta mısın sen yüzün bembeyaz olmuş?"

"Hasta değilim ama üzerimde çok büyük bir halsizlik var." dedim güçsüz bir sesle.

"İyi olursun inşallah."

Biraz daha sessiz kaldıktan sonra aklımdan geçen o soruyu sordum.

"Babaanne?"

"Ha kızım?"

"Fatih... sence nasıl birisi?"

Saçımı okşayan eli durdu bir süreliğine, belki de beklemiyordu bu soruyu sormamı.

"Bak Hazal, seninle açık konuşacağım."

'Tamam" dedim ve bende oturur pozisyona geçtim.

"Ben de istemiyorum onunla evlenmeni. Ben de isterim sevdiğin birisiyle mutlu bir evlilik yapmanı. Kader işte. Demek ki kaderinde varmış kızım. Fatih senin babanın katilinin oğlu olabilir ama onun ne suçu var? Fatih öldürmedi babanı. Fatih'in tek suçu o adamın çocuğu olmak değil mi? Fatih çok efendi birine benziyor hem zengin de." dedi son söylediğine kendisi de gülerken.

En son söylediği kelimeler sadece bir alaydan ibaretti. Çünkü Fatih ne kadar zenginse ben de o kadar zengindim. Hem öyle olmasa bile maddi durumu beni ilgilendirmezdi.

DİKENLİ AŞK (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin