25.Bölüm

25.3K 1.1K 106
                                    


Keyifli okumalar🧚‍♀️

"Sen seviyor musun yani şimdi bu adamı?"

"Bilmiyorum," dedim elimdeki kalemi oynatırken. Sevda'nın düğününün üstünden tam üç gün geçmişti ve o üç gün içinde, zaten karışık olan kafam daha çok karışmıştı. "Kafam çok karışık. Fatih'e karşı ne hissettiğimi bilmiyorum ama onu her gördüğümde dudaklarım kendiliğinden kıvrılıyor, kalbim çok hızlı atıyor. O kadar güzel bakıyor ki; bakışlarında kaybolmaktan kendimi alıkoyamıyorum. Bir bakışı bile daha önce hiç hissetmediğim şeyleri hissetmeme yetiyor."

Belki de ilk kez birisiyle bu konuyu açık açık konuşuyordum ama artık bunun vakti gelmişti. Hislerimin ne olduğunu anlamayı çok istiyordum. Melek'ten ses gelmeyince derin bir nefes alarak ayağa kalktım. Bütün Istanbul'u gözlerimin önüne seren camdan dışarıya baktım, dalgın dalgın. Aldığım nefesi dışarıya bırakarak devam ettim, "Belki de sadece basit bir hoşlantıdır ama ben bu hoşlantıdan bile deli gibi korkuyorum."

"Neden? Neden korkuyorsun Hazal? Fatih'le güzel bir başlangıç yapmadığınızı biliyorum ama o adam anlattığına göre seni çok seviyor. Anladığım kadarıyla sen de ona karşı boş değilsin. Neyin korkusu bu?" Dedikten sonra derin bir iç çekiş sesi geldi telefondan. "Biliyorum çok zor şeyler yaşadın ama artık senin de mutlu olman lazım Hazal. Üzülmekten korkuyorsun ama şimdi de mutlu değilsin."

"Ya daha çok üzülürsem? Ya pişman olursam? Sonrasında keşke demek istemiyorum."

"Bunu denemeden bilemezsin."

"Anlamıyorsun!" Dedim, kendi etrafımda bir tur dönerken. "Ben o adamla zorla evlendim, şimdi ona karşı bir şeyler hissetmem..."

"Gururun değil mi? Gururuna yediremiyorsun ama bu işin gururu olmaz. Bak elbette aşkta da gurur yapılacak mevzular vardır ama emin ol bu durum gurur yapılacak bir şey değil Hazal."

"Ama-"

"Aması falan yok! Bu adam seni kısıtlıyor mu? Şiddet mi uyguluyor sana? Aşağılıyor mu?"

"Hayır, Fatih asla böyle birisi değil. Herkese karşı bir saygısı var onun."

"O zaman neyini zorluyorsun Hazal? Eğer Fatih sana bu saydıklarımdan birisini yapsaydı ve sen buna rağmen Fatih'e aşık olsaydın; o zaman sana gurursuz diyebilirdim. Ama bu gurursuzluk değil, aksine çok güzel bir şey. Sen hissettiklerini sadece bir hoşlantıdan ibaret sayabilirsin ama bana kalırsa hislerin hoşlantıdan çok daha ötesi."

"Daha da ötesi?"

"Ya aşık oluyorsun ya da çoktan aşık olmuşsun."

Melek'in sakince söylediklerinden sonra kaşlarım çatılmıştı ve gözlerimi deminden beri boş boş izlediğim insanlardan çekilmişti.

"Saçmalama! Bu kadar kısa bir süred-"

"Aşık olmak için belli bir zaman dilimine ihtiyacın yoktur Hazal."

Ve o an beynimde Fatih'in sözleri yankılandı. "Benim seni sevmem için aylara ya da yıllara ihtiyacım yok. Bir kere gözlerine baksam yetiyor."

Belki sevgi ve aşk farklı kavramlardı ama ikisi de aynı kapıya çıkıyordu.

"Her şeyi akışına bırak. O an içinden ne yapmak geliyorsa onu yap. Sonuçta hangi şeyin sonunda keşke demiyoruz ki?"

"Öyle mi diyorsun?" Diye sordum kararsız bir sesle.

"Kesinlikle. Şimdi benim kapatmam lazım. Sen de artık düşünme, dediğim gibi her şeyi akışına bırak."

DİKENLİ AŞK (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin