last day

173 28 16
                                    

Selam! Bu gece kurgularımın hepsine birer bölüm yazmaya çalışıyorum, diğer kurgularımı okuyorsanız onlara da göz atabilirsiniz. İyi okumalarr!
Ps: Bölüm biraz kısa ve geçiş niteliğinde oldu, birkaç bölümdür yaşadığımız yoğunluktan sonra biraz hafif gelebilir:")

Babam, yüzünde gerçekçi olması için oldukça çaba gösterdiği belli olan bir kızgınlıkla odama girdiğinde bakışlarımı ona çevirdim. Gevşek bir yumruk halindeki elini yüzüne götürüp hafifçe öksürdüğünü farkedince dikkatimi çekmek istediğini anladım ve walkmanimin kulaklıklarını gönülsüzce kulağımdan indirdim.

"Grace seni görmek ve yeni yılını kutlamak için gelmiş."

Söylediği şey yüzünden şaşkınlığımı gizleyemeden yattığım yerden doğruldum ve "Pekala."dedim. Babam, odamın kapısını aralık bırakarak çıktığında Grace'in neden geldiğini anlamlandırmakla meşguldüm. Arkadaşlığımızı düzeltmeye çalışacağını düşünsem de, artık bundan umudumu kesmek üzere olduğum bile söylenebilirdi. Bu yüzden, bu beklenmedik ziyaret karşısında yatağımdan ayaklarımı sarkıtarak arkadaşımın odaya girişini izledim ve cevapları ondan alabilmeyi umdum.

Grace, başının üstünde bir at kuyruğu halinde görmeye alışık olduğum siyah saçlarını dalgalar halinde omuzlarına bırakmış, kırmızı boğazlı kısa bir elbise giymişti. Elinde küçük, yeşil çam ağaçlarının bulunduğu desenle kaplanmış karton hediye kutusunu odamın girişindeki çalışma masamın üstüne bırakırken gülümsemeye çalıştı.

"Bana hediye mi aldın?"diye sordum. Sonra da bu sorunun ne kadar saçma olduğunu düşünerek "Yani, şey, teşekkür ederim ama.."dedim, "Benim sana bir şey alma fırsatım olmadı henüz. Gördüğün gibi, ev hapsindeyim."

Omuzlarını silkerek yanıma geldi ve yatağımın neredeyse ucuna oturduğunda kollarımı boynuna doladım. Onda bildiğim, tanıdığım ve öteki yarım olarak adlandırabileceğim kadar yakın bulduğum Grace'ime dair bir şeyler bulma umudum hala bir yerlerde canlanmak için hazırda bekliyordu ve ona istese yeniden bir şans verirdim. Hafızamdaki Grace için, onun hatrına.

"Sorun değil."dedi, kollarımın arasından sıyrılmadan ellerini sırtıma koyarken, "Yılbaşında birbirimize hediye almamızı ne kadar sevdiğimizi hatırlarsın diye düşündüm."

Yüzüne bakabilmek için kollarından sıyrılıp ellerimi omuzlarına yerleştirdim. Kaşlarım istemsizce çatıldığında bakışlarını benden kaçırdı. "Yani.."dedi, "İkimizle ilgili çoğu şeyi unutmuş gibisin."

Ona böyle düşündürdüğümü farkedemediğim için yüreğimi son derece yakıcı bir ateş kavururken omuzlarımın düştüğünü hissettim. Grace, ince dudaklarını birbirine bastırmadan önce "Bazen ikimizle ilgili hiçbir şeyi, hiç hatırlamadığını düşünüyorum hatta."dedi, "Bu çok garip, Iris."

Ona neyin garip olduğunu açıklamayı ve sorunun onunla değil, benim yaşadığım saçmalıkla ilgili olduğunu anlatmayı çok istedim. Hatta bunu o an o kadar çok istedim ki, ağzımı açabilsem her şey dökülecekti ağzımdan.

"Grace çok üzgünüm."dedim, sesimi yeniden bulabildiğimde. Bana doğru döndürdüğü vücudu, yeniden bir omuz silkmesiyle sarsılırken "Önemli değil." dedi, "Yine de bu geceki partide yanımda olmanı isterdim."

Yılbaşı partisi. Tabii ya. 90lar gençliğinin partiden fazla sevdiği ne vardı ki? Belki kola?

"Bunu ben de çok isterdim."dedim, "Yine de Fiona yokluğumu farkettirmeyecektir eminim ki."

Sesimdeki kırgınlığı ve ima dolu tınıyı farkedince güleceğini düşünsem de gülmedi ve bakışlarını benimkilerle buluşturmakla yetindi. "Yapma, Iris."dedi, "Ona kötü davranamayacağımı biliyorsun."

morning glory/ cthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin