Merhaba merhabaa! Bölüm yayınlamayacağım dedim ama yine dayanamadım okuduğunuzu görünce. Oldukça hasta ve yorgunum, bu yüzden beni yorumlarınızla iyileştirirseniz çok sevinirim. Sizi çok seviyorum, iyi okumalar!
"Evet.." dedi Michael, son heceyi uzatırken "Şimdi elimizdekilere bir bakalım."
Bir dedektif edasıyla kollarını sıvarken yeşil gözlerini merakla açtı. "Calum ve Fiona."
Gündemimizi açıkladığında kollarımı göğsümde kavuşturup okul bahçesinin uzak köşesinde iki kızla sohbet eden Fiona'ya baktım. Calum yanında değildi. Michael yakınlarımızda kimsenin olmadığından emin olurken oturduğu bankta hareketlenip bana doğru eğildi. "Iris beni yanlış anlamanı istemiyorum ama.."diye fısıldadı, "Bu ilişki biraz garip."
Buna şaşırmadığımı belli edercesine kaşlarımı kaldırıp devam etmesini beklediğimde kaşlarını çattı. "Yani.. Fiona'yla okulun ilk günü sevgili oldular ve okul dışında neredeyse hiç görüşmüyorlar."
"Evet,"dedim, "Okul dışında daima bizimle."
"Seninle" diye düzenleme yaparken işaret parmağını bana doğrulttu, "Ki ne zaman tanıştıkları da belirsiz. Sonuçta Calum da Fiona da bu okula bu dönem geçti ve.."
"Bir dakika, bekler misin?" diye kestim arkadaşımın sözünü, "Calum daha önce neredeydi?"
Michael omuz silkerken "Bilmiyorum,"dedi, "Calum'u iki yıldan uzun süredir tanıyan yok. Buraya yeni taşınmış."
Aldığım bilgiyi hafızamın bir yerine atarken "Her neyse.."dedim, bunu ondan daha sonra öğrenebilirdim, "Fiona'yla ne zaman tanıştıklarını neden öğrenelim ki, neyden şüphe ediyorsun?"
Michael okul gömleğinin kravatını gevşetirken işini ciddiye aldığını belli etmek ister gibiydi. "Fiona'yla gerçekten sevgili olmadıklarını düşünüyorum."
Söylediği şey yüzünden gülmeye başladığımda bakışlarını yüzüme çevirdi. "Neden gülüyorsun ki? Gayet mantıklı. Herif ne zaman Fiona'yla olsa gözleri sende. Sadece senin yanında birlikteler. Garip değil mi bu?"
Yaptığı açıklama gülüşümü soldururken arkadaşıma baktım. Böyle bir ihtimali aklıma getirmemiştim ve doğrusu ilk söylediğinde şakaya almıştım. Calum Hood neden benim görmem için bir kızla çıkardı ki? Çok anlamsızdı.
"Yani şimdi sen.."
"Evet, Iris."dedi, bulduğu şey yüzünden gurur duyarken, "Seni kıskandırmaya çalışıyor diyorum."
Mutlu olmamı beklediği yerde düşündüğüm ve duyduğum şeylerden rahatsızlık duyduğum için şaşırmıştı. Ellerini havada savururken "Hala neyi inandırıcı bulmuyorsun, Tanrı aşkına?" diye sordu.
"Neden beni kıskandırmak için bunu yapsın ki? Çok çocukça!" diye açıklarken yüzümü buruşturdum. Yeni tanışmıştık, sonuçta. Yani, bu yüzyılda.
"Onu da hemen açıklayayım." Michael yanından geçen, manken gibi bir kıza baktıktan sonra dikkatini yeniden bana çevirirken bu hafta maviye boyadığı perçemlerini alnından ittirdi.
"Gururu incinen her erkek çocuktur da ondan." Yeşil gözlerini tüm dünya nüfusunun bildiği bir şeyi açıklamak zorunda kalıyormuş gibi devirince açıklamasını devam ettirmesi için ona bakmayı sürdürdüm. "Ve Calum'ın gururu senin yüzünden defalarca incindi. Ona kötü davranıyordun, senin astım krizinden onu sorumlu tuttuk ve tam annesinin ölümünden sonra yakındınız iyiydiniz derken okullar açıldı."
Okulların açılmasıyla ilgili ne olduğunu anlayamadan kaşlarımı çattığımda "Okulun ilk gününden Cody gelip sana barışmak istediğini söyledi."dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
morning glory/ cth
Fanfiction"uyanmak için zamana ihtiyacın var. bunu yapabileceğini biliyorsun, öyleyse yapabilirsin de. hikayen ne, sabah parıltısı?"