misbehavior

221 34 61
                                    

Heyyoo! Sizi geri kazanıyor olmak harika, lütfen tatlış yorumlarınızı da esirgemeyin benden. Umarım beğenirsiniz, sizi seviyorumm, iyi okumalar!

Ps; Bu bölüm sevgili Grace'im için. Umarım seversin bebeğim:")

"1980'de iktidara gelen İşçi Partisi, 3 dönemdir ülkemizi başarıyla yönetmektedir."

Defterimin kenarını karalama işine ara vermeden, "Fazla uzun sürmeyecek."diye mırıldandım. Sınıfta Bayan Peterson'ın adımlarını hemen dibimde hissedebileceğim kadar derin bir sessizlik oluşunca sakince başımı kaldırdım. 

Ellerini disiplini sağlamak konusunda kararlı olduğunu kanıtlamak istercesine önünde birleştirirken, "Bayan Foster?"dedi, "Ne söylediyseniz yüksek sesle söylemek istersiniz belki de?" İnce kaşlarını kaldırıp beklentiyle yüzüme bakarken çoktan kendi aralarında sohbet etmeye başlayan sınıf arkadaşlarıma göz attım. 

"İşçi Partisi," dedim, dudaklarımı dilimle ıslatırken, "Seneye gerçekleşecek seçimde yerini Liberal Parti'ye devredecek."

Bayan Peterson alt dudağını sarkıtırken yüzünde oluşan alaycı ifadenin pekala farkındaydım. Calum'la ortak aldığımız tek ders bu olduğu için hemen ensemde hissedebildiğim nefesi, yerimde huzursuzca kıpırdamama sebep oldu. Dinlediğini biliyordum.

"Pekala, Bayan Foster.."

 Bayan Peterson, sınıfta oluşan uğultuyu biraz olsun düzenlemek adına bana sırtını dönerek küçük topuklu ayakkabılarını zemine sertçe vura vura ilerledi ve "Bize seçimin neden seneye yapılacağını açıklamak ister misiniz?"dedi. Yaslandığı küçük kürsüden destek alırken beni herkese rezil etme ve sözde bilmişliğimi kanıtlama derdinde olduğunu hissedebilmiştim.

Elimi, tutmakta olduğum kalemle birlikte havada savururken bana doğru çevrilen birkaç yüze baktım. "Çünkü seçim var?"

Yok muydu? 

"Görünen o ki, sizin dışınızda kimsenin seçim olacağından haberi yok." Sınıftaki gülüşmelerden destek alarak bu gürültüye alaycı bir kahkaha da o ekledi, "Başkan da buna dahil."

Kafamda küçük bir hesap yapınca erken seçim haberinin bundan birkaç ay sonra verileceğini ve henüz planlanan bir sonraki seçimin 2000'de olduğunu hatırlayıp yüzümü buruşturdum. "Evet ama olacak."

Sonrası ise henüz girdiğim ikinci tarih dersinde yeni tarih öğretmenimizle girdiğim laf dalaşı, inatlaşma ve onun tabisiyle "saygısızlık" sonucunda gönderildiğim müdürün odasıydı.

Ve işte buradaydım. Eteğimin pileleriyle oynuyor, diğerini üzerine attığım bacağım karıncalandıkça oturduğum yerde kıpırdanıp bacak değiştireceğim kadar uzun süredir de burada bekliyordum.

Calum Lanet Olası Hood, tartışma boyunca tartışmayı hararetlendirmek ve bunu dersi boş geçirmek için bir fırsat olarak gören sınıfın aksine, hemen arkamdan durmadan koluma dokunmuş ve benim onu dinlemem dahilinde sakinleşebilmem için bir fırsat yaratmaya çalışmıştı.

Ben de o yokmuş gibi davranmıştım, orada değilmiş gibi. Koluma dokunduğunda kolumu çektim, seslendiğinde bakmadım. Onu kız arkadaşıyla görmeye devam ettiğim süre boyunca da bu böyle olacaktı, duygularıma teslim olmayacaktım. Bu kez, olmayacaktım. 

Bir şey daha vardı ki, onu kız arkadaşıyla görmeye başladığım günden beri geri dönüş yolumu arıyordum. Tuttuğum bir dilek, gittiğim bir falcı falan yokken ne diye burada olduğumu bilemiyordum; bu yüzden de nasıl geldiğimi bilmeden dönüş yolunu bulmak imkansıza yakındı. Odama bir katili arayan dedektifler veya polisler gibi bir pano hazırlamayı da düşünmüştüm ancak ev halkı tarafından durmadan gördüğüm delirmiş muamelesi yeterli düzeydeydi. Babamın her akşam yemekte yamuk bir gülüşle ergen oluşuma bağlayarak geçiştirdikleri, bir üst düzeye taşınırsa onu da şüpheye düşürürdü ve beni koruyamaz duruma gelebilirdi.

morning glory/ cthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin