Törenin gerçekleşmesi üzerinden bir kaç hafta geçmiş, tüm misafirler kendi ülkelerine geri dönmüştü. Bunlardan birisi olan Kral Jeon ise taht odasında oturmuş, derin düşünceler içerisinde baş kumandanından bir haber beklerken, babasının ve ordunun garip hareketlerinin farkında olan Myung Soo ise temkinli bir şekilde etrafı gözlemliyordu.
Babası, Kim Krallığı'nda gerçekleşen taç giyme töreninden geri döndüğü andan beri çok garip tavırlar sergiliyordu. Elbette orada neler olduğuna az çok hakimdi. Törende gerçekleşen tartışma ve Kral Jeon'un yeni Kraldan özür dilemesi tüm ülkeler arasında çoktan yayılmaya başlamıştı bile. Bu durum kendi ülkeleri dahil pek çok ülkeyi de hayrete düşürürken, herkesin dilinde ise yalnızca kralın eşinin sergilediği cesaret dolu tavırlar dolaşıyor, pek çok kişi ise henüz tanımadıkları bu gence saygı duymadan edemiyordu.
Myung Soo bunu ilk duyduğunda ciddi anlamda en çok hayrete düşen kişi olabilirdi. Kardeşleri arasında en büyüğü olan Myung Soo, henüz küçük yaştan beri babasının yanında eğitim alan, ordu yönetimini elinde tutan kişiydi. Doğduğu andan beri tahtın varisi olarak yetiştirilen Myung Soo, Kral Jeon'a en yakın olan kişi olabilirdi. Bu nedenden ötürü babasının bu durumuna şaşırmadan edemiyor, onun bu kadar sakin bir tavır sergileyip, üzerine bir de Kim Krallığı ile olan anlaşmalarının süresini daha da uzatmasını anlamlandırmaya çalışıyordu.
Onun tanıdığı Kral Jeon kesinlikle bu değildi. Çocuklarına ve eşine karşı bile oldukça katı olan babasının, tüm Krallıkların içerisinde bulunduğu büyük bir törende resmen bir çocuk tarafından alt edilmiş olmasına rağmen tek yaptığı şeyin yalnızca özür dilemek olmuş olması, üzerine bir de her zamanki dik ve sert halinden eser kalmamışçasına sürekli derin düşünceler içerisinde dolaşıyor olması çok garipti ve Myung Soo bunun nedenini öğrenmek zorundaymış gibi hissetmekten kendisini alıkoyamıyordu.
Öylece durmuş, taht odasının kapsından sessizce babasını izlerken, bir anda uzaktan duyduğu ayak sesleri ile hızlı bir şekilde hareket etmiş, uzun koridorda bulunan kolonlardan birisinin ardında gizlenmişti. Gelen kişiyi görebilmek adına, kolonların ardından göz ucuyla bakarken baş kumandan koridorun başında görülmüş, elinde tuttuğu kağıtları karıştırarak hızlı adımlarla ilerlemeye devam etmişti. En sonunda ulaşmak istediği yeren varan kumandan taht odasına girdiği gibi ardından da kapıyı kapatırken, Myung Soo saklandığı yerden çıkmış, oldukça sessiz adımlar ile kapıya yaklaşırken tüm odağını duyma yetisini arttırmaya adamış ve içeriden gelen sesleri dinlemeye başlamıştı.
"Herhangi bir şey bulabildin mi ?"
Derin bir iç çekme sesi ile beraber kumandanın umutsuzluk dolu ses tonu duyulmuştu:
"Maalesef efendim. Hakkında herhangi bir bilgiye sahip değiliz."
Kral öfke ile ayaklanıp kumandanın üzerine doğru ilerlerken, sinir dolu ses tonu tamamen yükselmiş, taht odasının duvarlarına çarparak büyük bir yankıya sebep olmuştu.
"Ne demek herhangi bir bilgiye sahip değiliz ?! Bu kadar basit bir şeyi bile bulamayacaksanız sizi neden yanımda tutuyorum ki ?!"
Kumandan, gerginlik dolu bir iç çekmeden sonra elinde bulunan kağıtları karıştırmaya başlamıştı.
"Efendim çok haklısınız fakat gerçekten herhangi bir bilgiye sahip değiliz. Bahsettiğiniz kişi ve ailesinin varlığına dair herhangi bir bilgi yok. Hatta öyle ki, Kral Taehyung'un reşitlik kutlamalarına kadar, bulmamı istediğiniz kişi ve aile bireylerinden kimsenin haberi bile yokmuş."
Kral Jeon'un çatılı kaşları ve sinirli ifadesi git gide bozulup, yerini düşünceli bir hale bırakırken, bu sefer daha sakin bir ses tonu ile konuşmuştu:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia // T.K
FanfictionVampir Kral Taehyung ve onun güzeller güzeli ruh eşinin hikayesi Soft fic