Querencia // T.K

1. BÖLÜM

Kral Jeon öfkeliydi, hem de fazlasıyla öfkeliydi. Bunun tek sebebi ise karşısına geçip ona , mutluluk içerisinde hamile olduğunu söyleyen kızıydı. Kral Jeon aptal değildi. Elbette kızının bir sevgilisi olduğunun farkındaydı fakat bunu hiçbir zaman önemsememişti. Kendisi genel olarak kraliyet işleri ve ortalıkta gezinen nam-ı dışında hiçbir şeye önem vermeyen katı hatta cani denilebilecek bir adamdı.

 Buna rağmen aslında belli edemese bile eşine ve çocuklarına karşı sevgi beslerdi. Fakat bunu asla göstermez, işin sonunda isimlerine herhangi bir zarar gelmeyecekse ne yaptıklarını sorgulamazdı. Zaten ailesi ve halkı onu nasıl bir adam olduğunu çok iyi bildikleri için onu kızdıracak bir şey yapmaya asla cesaret edemez; ailesi saray içinde onun belirlediği kurallar içerisinde yaşarken, halkı ise onun korkusundan ticaret dışında diğer krallıklarla muhatap olmazlardı.

Ondan korkmayan ve belki de onun sınırlarını aşmayı umursamayan tek kişi, en küçük kızı Hyun Jae'idi. Hyun Jae onu asla dinlemez, kendi bildiği yoldan sapmaz ve her zaman istediğini alırdı. Fakat asla mantıksız bir harekette de bulunmazdı. Kralın en küçük kızı başına buyruk davranışlar sergilese bile kesinlikle çok akıllı, eşsiz bir güzelliğe sahip, nazik, fazlasıyla güçlü ve bir o kadar da cesur bir kadındı. Bu sebeptendir ki Kral Jeon'un karşısına geçmiş ve Kim Krallığı'ndan gelen bir tüccarla yaklaşık bir yıldır sevgili olduğunu, ondan hamile kaldığını ve onunla evlenmek istediğini söylerken oldukça rahattı. Fakat maalesef ki rahat olan tek kişi Hyun Jae'idi. Çünkü Kral Jeon çok öfkeliydi. Kızının sadece öylesine bir şeyler yaşadığını düşünerek her şeyi göz ardı etmiş ve kim ile birlikte olduğunu daha önce hiç sorgulamamıştı bile. Şu an öğrendikleri ise bundan fazlasıyla pişman olmasına sebep olmuştu. 

Öncelikle Kim Krallığı ile her ne kadar politik ve ticari açıdan hiçbir sorunları olmasa bile Kral Jeon, Kim Krallığı'na karşı fazla katı ve temkinliydi. Bunun en büyük sebeplerinden birisi ise Jeon Krallığı dışında tamamen saf kan bir kraliyet soyuna sahip olan tek Krallığın, Kim Krallığı olmasıydı. Burada sorun yoktu, hatta kızı kraliyet soyundan birisi ile birlikte olsa gurur bile duyabilirdi. Asıl büyük sorun, kızı Kim Krallığı'ndan gelen basit bir tüccar ile birlikteydi. Bu da yetmezmiş gibi bu tüccar bir vampir değil, bir insandı. Eğer bu çocuk doğarsa tüm aile isimleri lekelenecek idi. Evet işte Kral Jeon'un bu kadar öfkeli olmasının en büyük sebebi tam olarak buydu. 

Öfke ile ayağa kalkıp, ona hala sevinç ve umut dolu gözlerle bakan kızına karşı sertçe baktı ve acımasızca konuşmaya başladı:

O çocuk bu dünyaya gelmeyecek Hyun Jae ! Daha önce bu krallıkta vampir melezi olan bir bebek doğmadı. Üstelik o bebeğin babası, basit bir köylü olduğu yetmezmiş gibi bir de insan.Bu rezalete asla göz yummayacağım ve onu derhal aldıracağız !

Annesi ile konuştuktan sonra, her ne kadar annesi ona bunun olacağını söylese bile, babasının bu kadar da acımasız olamayacağını ve torununu kabul edeceğini söyleyerek sevinçle babasına koşan genç kadın hayal kırıklığı ile babasına baktı. İçinde bir yerlerde o da böyle olacağının bilincindeydi aslında. Bu yüzdendir ki sevgilisini babası ile konuşmadan önceden uyarmış ve ona, onu sınıra yakın bir yerlerde beklemesini, gerekirse kaçacağını ve ne olursa olsun sevgilisi ve bebeği ile mutlu bir yuva kuracağını söylemişti. Bu yüzden içi rahattı çünkü biricik aşkı, onun alnına narin bir öpücük kondurarak onu bekleyeceğini söyledikten sonra ikisini şefkat dolu bir kucaklamaya çekmişti.  

Güzel kadın bunları düşünürken, ne olursa olsun babası tarafından kabul görmemenin kırıklığı ile ağlamaya başlamış, zavallı kadına, kendisini açıklama izni bile vermeyen cani kral ise korumalarına seslenip genç kadını alıp şifacıya götürmelerini emretmişti. Güzel kadın, ellerini karnına sarmış bir şekilde hayretle babasına bakarken gelen korumaları fark etmiş ve öfkeyle konuşmuştu:

Babası bir insan olabilir fakat bebeğimi benden almanıza asla izin vermeyeceğim ! Unutmayın ki kral Jeon, her ne kadar güçsüz bir kadın gibi gözüksem bile ülkedeki tüm vampirlerden, hatta senden bile daha büyük bir güce sahibim. Bu yüzden bunu kendin istedin.

Konuşmasının hemen ardından, ona doğru koşan korumalara bakarak tehlikeli bir şekilde sırıtmıştı. Genç kadının yüzünde oluşan tehlikeli sırıtış ile duraksayan korumalar tereddüt ile birbirlerine bakmışlardı. Bütün krallıkta bilinen bir gerçek vardı ki o da kralın küçük kızı Hyun Jae'nin çoğu vampirden daha güçlü oluşuydu. Hyun Jae okumayı, araştırmayı ve kendini geliştirmeyi fazlasıyla seven bir kadındı. Bu sebeple sürekli eski kitapları karıştırır ve gücüne güç katacak pek çok karışım yapar, kadın olmasını önemsemeden ise sıkıldıkça korumaların savaş idmanlarına katılırdı. Bitkiler ve formüller hakkında fazlasıyla bilgi sahibi olması onu hep ön planda tutuyordu. Çünkü genç kadın bu bilgilerini, dayanıklılığını ve gücünü arttırmak için kullanıyor ve bu sırlarını ise tamamen kendisine saklıyordu. Bu sebepten ötürü var olan vampirlerin hemen hemen hepsinden güçlü sayılırdı. Korumaların ise duraksamasını ve ondan korkmalarını tam olarak bu yüzden yadırgamıyordu.

Fakat Kral Jeon o kadar öfkeliydi ki bu gerçeği göz ardı ederek korumalara tekrar bağırmıştı. Onun sesi ile kendine gelen korumalar ise mecburen kadına doğru hamle yapmışlardı. Güzel kadın henüz sadece bir kaç haftalık olan hamileliğinden ötürü, kendisini engelleyecek bir karına sahip olmamasına şükür ederek kendisine doğru koşan korumaların arasından sıyrılmış ve tam bulunduğu koca salonun kapısına geldiği zaman ise, kullanmamak adına umut ederek yaptığı karışım şişesini sakladığı yerden çıkarmıştı. Küçük şişenin kapağını açıp hızla salonun ortasına atarken herkes afallayarak kadının ciddi anlamda hızlı bir şekilde çıktığı kapıya bakmış, ardından salona küçük şişeden yayılan kokudan etkilenerek yavaşça uykuya dalmaya başlamışlardı. Genç kadın yaptığı karışım sayesinde uykuya dalan kişilere baktıktan sonra, en azından kimse zarar görmedi diye sevinerek babasına bakmış ve Kral Jeon'un bayılmasına saniyeler kala nefret ile konuşmuştu:

Elveda... Baba...

Herkes tamamen etkisiz hale geldikten sonra, öncesinde içtiği karışım sayesinde diğerlerinin aksine hiçbir şekilde etkilenmeyen kadın, odasına gidip kendisine hazırladığı ufak çantayı da alarak saraydan çıkmış ve kendisini bekleyen sevgilisinin yanına hızla vardıktan sonra göz yaşları içerisinde ona sarılmıştı. Genç tüccar, kolları arasında ağlayan güzel sevgilisine sıkıca sarıldıktan sonra, saçlarını okşayarak öpmüş ardından ise biraz geri çekilerek ona güzel bir gülümseme sunarak konuşmaya başlamıştı:

Benim güzel sevgilim.... Belki sana bir kraliyet hayatı sunamayacağım fakat tüm kalbimle söz veriyorum ki sen ben ve bebeğimiz çok mutlu olacağız. Sizin için çok daha fazla çalışacak ve ikinizi de daima seveceğim.

Hyun Jae ise ufak bir kıkırdama ile sevgilisinin dudaklarından öperken söylenmişti:

Sevgilim, kraliyet hayatı umurumda bile değil. Eğer öyle olsaydı şu an kolların arasında değil, o berbat sarayda olurdum. Sevgine ve sana sonsuza kadar güveneceğim. Şu an tek istediğim ellerimden tut ve güzel bir hayata adım atalım hm?

Buna karşılık genç adam sevgilisinin elinden tutup onunla birlikte Kim Krallı'ına gidebilecekleri bir araca binerken, iki sevgili de çocuklarını, doğduktan sonra kendi aşk hikayelerinden bile daha büyük bir aşk hikayesi yaşayacağı ülkeye kendi elleri ile götürdüklerinin bilincinde olmadan yeni bir hayata doğru adım atmışlardı. Eh zaten bunun bilincinde olsalardı da hiçbir şey değişmezdi, çünkü her ikisi de sonsuza kadar minik oğullarına destek olacak ve onu daima seveceklerdi. Tıpkı Kim Taehyung'un seveceği gibi....

Merhabalar, bir anda kitap yazma isteğinin gelmesi ile böyle bir işe girişmiş bulunmaktayım... Umuyorum ki okunur çünkü ben bunun için çok hevesliyim. Fazla okunacağını sanmıyorum aslında ki bu konuda gözü yükseklerde birisi değilim. Tek istediğim, aşklarına aşık olduğum iki genç için alternatif bir evren oluşturup, onlara en az benim kadar aşık olan kişiler ile paylaşmak. İlk bölüm çok sıkıcı gelmiş olabilir çünkü Taekook ile ilgili hiçbir şey yoktu lakin olayları biraz baştan almak istedim. Çok yakın zamanda ikisinin aşkını elimden geldiği kadarıyla güzelce yazmaya çalışacağım. Umarım ki kitap okunur ve beğenilir. Şimdiden okuyan herkese teşekkür ederim