Querencia // T.K

22.BÖLÜM

 Tüm yemek salonunda büyük bir sessizlik hakimdi. Herkes beklemedikleri bu çıkış karşısında sessiz kalmayı tercih edip, olacakları sakin bir şekilde izlemeye devam ederken, Kral Jeon hala daha şaşkınlık içerisinde karşısında duran genç çocuğa bakıyordu ki, çocuğun dediklerini idrak etmeyi başladığı an şaşkınlıkta havaya kalkmış kaşları an be an aşağı doğru inmiş ve çatıklaşmaya başlamıştı. Kral Jeon'un yüzünde oluşmaya başlayan ifade herkesin daha da gerilmesini sağlarken Kral Jeon ayağa kalkmış, yönünü Jeongguk'a doğru çevirerek öfke ile genç çocuğa bakmıştı.

 "Asıl sen haddini bil ! Ben kaç yıldır yaşıyorum, kaç yıldır bir ülke yönetiyorum haberin var mı senin ? Söylediklerimde tamamen haklıyım. Bu işler çocuk oyuncağı değil ve siz iki ergen bu işin altından kalkabileceğinizi mi sanıyorsunuz ?! "

 Kral Jeon'un öfke içerisinde gürleyen sesi tüm salonda yayılmışken, salona yaklaşmak üzereyken sesleri duyan Namjoon ve Seok Jin bir anlık afallamış, ardından yavaş hareketleri bir kenara bırakarak tüm hızlarını kullanıp neredeyse bir kaç saniye içerisinde salona girmişlerdi.  Gördükleri manzara karşısında ne olduğunu anlamaya çalışan ikili, gözlerini sırasıyla, öfkeli Kral Jeon, şaşkınlıktan öylece kala kalmış Taehyung ve en az Kral Jeon kadar öfkeli görünen Jeongguk üzerinde gezdirdikten sonra neler olduğunu anlamaya başlamışlardı.

 Kral Jeon ile ilgili yayılmış söylentileri bilmeyen yoktu ve Namjoon ile Seok Jin de şu an, bunların ne kadar doğru olduğunu bizzat anlıyorlardı. Tamamen güç bağımlısı ve hırslardan oluşan bir Kralın, Taehyung'u kabul etmemiş olması onları şaşırtmamıştı fakat kimsenin onu taktığı da yoktu. Hepsi, Taehyung'a sonsuz bir güven ile bağlıydı ve şimdi ise kendileri ile hiçbir alakası bulunmayan bir Kralın, küçük kardeşlerini aşağılarcasına konuştuğunu görmek ikisinin de öfkelenmesini sağlamıştı. 

 Seok Jin sinirle Kral Jeon'a doğru bir adım atma girişiminde bulunurken, Namjoon'un eşini durdurmak gibi bir düşüncesi yoktu, hatta aksine o da sevgili eşine katılmayı düşünüyordu ki Jeongguk onları bir kez daha şaşırtmış, herkesin olduğu yerde çakılı kalmasını sağlayacak kadar sert bir ses tonu ile resmen Kral Jeon'un üzerine yürümeye başlamıştı. Taehyung bir anda elleri arasından kayıp giden eşi ile dumura uğrarken onu durdurmak adına öne uzanmış, fakat aldığı tek dönüt eşi tarafından hırsla kendisinden uzaklaştırılmak olmuştu.

 "Yaşınızı ya da kim olduğunuzu umursamadığımı zaten çoktan belirttiğimi düşünüyorum Kral Jeon. Ayrıca burada, Kim topraklarında bulunup, bir de bulunduğunuz toprakların Kralını, benim biricik eşimi aşağılarken ne düşünüyordunuz ki ? Sessiz kalıp size saygı göstereceğimizi mi ? Ayrıca nereden biliyor olabilirsiniz ki !? Siz Taehyung'u tanıyor musunuz da onun işleri batıracağı ile ilgili ithamlarda bulunabiliyorsunuz ?"

 Hala daha adım adım üzerine yürümeye devam eden öfkeli çocuk ile farkında olmadan bir adım geriye atan Kral Jeon, tamamen gözü kararmış bir şekilde konuşmaya devam eden çocuğu izliyordu. Bu sırada ise apar topar salona gelen Yoongi ve Hoseok, Jeongguk 'un öfkeli haline şok içerisinde bakarken, onun bu haline ilk kez şahit olan Namjoon ve Seok Jin'de onlardan farklı değildi. Hiç kimse, bu kadar naif ve sevimli bir çocuğun, bu kadar öfkeli ve gözü kara birisine dönüşebileceğini tahmin etmezdi ve eh, zaten tahmin edilmesi çok kolay bir durum da değildi.

 Yoongi ve Hoseok hala daha anlamsızca olanları izlerken, Namjoon ve Seok Jin'in yanına ilerlemeye karar vermiş ve neler olduğunu sormuşlardı. Seok Jin ise olan hiçbir şeyi kaçırmak istemezmişçesine onları susturduktan sonra odağını tekrar Jeongguk'a vermiş ve onu izlemeye devam etmişti.

 "Kral Jeon... Eşimden özür dileyeceksiniz"

 Jeongguk'un buz gibi bir ses tonu ve donuk bakışlar eşliğinde söylediği şey ile Kral Jeon' da öfkelenirken sessiz kalmayı tercih etmişti. Onun şu an umurunda olan tek şey çocuğun yüzünde gördüğü benzerlikti. Gerçi farkındaydı ki tek benzerlik bu değildi. Çocuğun gözlerinde gördüğü öfkeli bakışlar, gözü kara bir karaktere sahip olması, hatta ses tonu bile o kadar benzerdi ki, Kral Jeon düşünmeden edemedi. Gerçekten olabilir miydi ?

 Bu düşünce, göğsünün içerisinde bir yerlerde istemsiz bir dinginliğin oluşmasına sebep olurken düşünmeden edemedi, eğer düşündüğü şeyler gerçekten doğru ise Kral Jeon, bu çocuğun kendisine karşı çıkma cesaretinde bulunmasına da pek şaşırmayacaktı açıkçası. Düşüncelerini doğrulamanın tek yolunun, çocuğun huyuna gitmek olduğunu bilen Kral Jeon ise bakışlarını Taehyung'a çevirirken, herkes gerginlikle olanları beklemeye başlamıştı fakat herkesin beklentisinin aksine Kral Jeon gayet sakin dururken, dudaklarından ise yalnızca tek bir cümle dökülmüştü.

 "Özür dilerim Kral Taehyung."

 Kral Jeon'un, hiç kimsenin beklemediği bu tavrına karşın, Kral Dae Jo-Yeong bile şaşkınlık içerisinde kalırken, bakışları yavaş yavaş sakinleşmeye başlayan genç çocuğa kaymış ve açıkçası çocukla gurur durmadan edememişti. Sonuçta daha önce hiç kimse Kral Jeon'un geri adım attığını görmemişti ve dolayısıyla bunu başaran birisini gördüğü anda da saygı duymadan edememişti.

 Taehyung da çok farklı bir durumda değildi. Bebeği gibi sevdiği biricik eşinin içerisinden bu kadar sert birisinin çıkması ve kendisini koruması, Taehyung'un eşine olan saygı ve sevgisinin arttığını hissetmesine neden oluyordu. Jeongguk'un hiçbir zaman bu kadar baskın birisi olabileceğini düşünmemişti ama şimdi bakıyordu da, Jeongguk ona destek çıkamamaktan korktuğu zamanlar kesinlikle fazlasıyla yanılıyordu çünkü Taehyung biliyordu ki, Jeongguk'un onun için yapma cesaretinde bulunduğu şey, pek çok kişinin cesaret edebileceği bir şey değildi. Fazlasıyla güçlü ve safkan bir Kralı karşısına almak... Ve onun bebeği kendisini o kadar seviyordu ki, bir an bile düşünmeden ortaya atılmış, tüm cesareti ve dik duruşu ile eşini korumuştu.

 Bunları düşünmek bile Taehyung'un içini kıpır kıpır ederken, Kral Jeon'un özrünü ufak bir baş hareketi ile kabul ettiğini göstermiş, hemen ardından da bakışlarını, az önceki halinden eser kalmamış bir şekilde sevimli sevimli sırıtarak yanına gelen ve uzanıp elini, minik elleri arasına  alan eşine çevirmişti. Tüm bunlara şahit olduktan sonra, Jeongguk'u fazla kızdırmamaya karar veren Taehyung, kendisine yavru kedi gibi davranan minik eşine gülmekten kendisini son anda alı koymuş, yemekten sonra ise Jeongguk'un bu vahşi halini onunla konuşması gerektiğini de aklında bir kenara yazmıştı. 

 Bu konuşmayı kesinlikle yataklarında yapmaları gerektiğini de dip not olarak bir köşeye yazdıktan sonra bakışları, hala daha şaşkınlıkla Jeongguk'a bakan hyunglarına kaymış, ardından bu saçma ortamda daha fazla gülmeden duramayacağını bildiğinden ötürü hızla konuşmaya girerek yemeğin artık başlaması gerektiğini söylemişti.

 Herkes yavaş yavaş az önce yaşanan anların gerginliğinden sıyrılmaya başlarken, masada ufak sohbetler dönmeye başlamıştı. Seok Jin, Namjoon, Yoongi ve Hoseok'da masada yerlerini alırken hepsinin odağında ise yalnızca Jeongguk vardı ve hiç birisi de  kendisini hayran hayran Jeongguk'a bakmaktan alı koyamıyordu. Evet, Yoongi bile tam olarak öyle bakıyordu...

  Anın getirisi ve biricik eşine söylenen aşağılayıcı sözlerden ötürü bir anlık kendini kaybeden Jeongguk ise, üzerindeki bakışlarla yavaş yavaş kendisine gelmeye başlarken odağını önündeki tabağından ayırmıyor, utancından kafasını bir yerlere gömmemek adına gayet rahatmış gibi davranmaya çalışıyordu. Ayrıca az önce belli başlı kişilerin saygısını kazandığının da gayet farkındaydı. Hatta öyle ki masada bulunan yüzlerce küsur yaşındaki bazı Kralların bile kendisine saygıyla baktığının farkındaydı ve kendisini rezil edecek bir harekette bulunmak istemiyordu. Özellikle de henüz bir kaç dakika önce gayet kendisinden emin birisiymiş gibi durduktan sonra.

 Herkes yavaş yavaş kendi hallerine dönerken, masada hala daha düşünceler içerisinde olan tek bir kişi vardı. Kral Jeon kesinlikle emindi ki, bu çocuğu çok daha yakından tanımalıydı. Bunun için neler yapması gerektiği ile ilgili kafasında türlü düşünceler dönerken iç çekmeden edemedi, anlaşılan Kim Krallığı ile uzun yıllar daha anlaşmalar yapmak ve onlara yakın olmak zorunda kalacaktı.

 Selam çiçeklerimm 🌸 Bu da böyle bir bölümdü işte. Kafam çok saçma sapan yerlerde cidden ve batırmaya başladım yavaş yavaş sanırım, bu nedenle bir sonraki hafta yeni bölüm gelmeyebilir belki. Size saçma sapan bölümler sunmak istemiyorum çünkü. Neyse bebeklerim sizi çok seviyorum bunu unutmayın tamam mı ? Okuyup beğenen ve yorum yapan herkese de çok teşekkür ederim, özellikle yorumlarınızı okumak beni o kadar mutlu ediyor ki anlatamam 🤧💜 Diğer kitabıma da göz atmayı unutmayın lütfen. Kendinize de çok çok iyi bakın güzellerim. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere, hoşçakalın 👋👋👋