Alışveriş Gezisi

625 67 35
                                    

"Cüzdanım bile yanımda değil" diye yakındı Niall arabada. Fountain Studios'dan ayrılan son arabadalardı ve onlar London trafiğinde ilerlerken güneş batıyordu.

"Benim de." dedi Zayn. Harry'nin cüzdanı da yanında değildi ve odaları olan dağınıklıkta onu nerede bulacağından bile emin değildi.

Niall, sanki stüdyoda onlar için verilen yemeklerin hepsini yememiş gibi "Ya acıkırsam ne olacak?" diyerek endişelendi.

"Sadece bir sandviç aşır." diye önerdi Louis. "Ben güvenliğin dikkatini dağıtırım."

"Bir sandviç çalmayacaksın." dedi Liam.

"Bir kase çorbaya ne dersin? Kapüşonlunun altına sokabilirsin. Her zaman dökülme tehlikesi var ama Liam sandviçlere hayır diyorsa-"

"Hiç kimse hiçbir şey çalmıyor." diye tekrarladı Liam.

"Zaten Topshop'a gidiyoruz." dedi sürücüleri yardımcı olmak için. "Orada yemek yok."

"Hayııııırr." diye sızlandı Niall daha da üzgün duyularak.

"Bana biraz borç verir misin?" dedi Zayn Liam'a dönüp. "Yeni bir tişört almak istiyordum."

"Bunun o çeşit bir alışveriş gezisi olduğunu düşünmüyorum." dedi Harry araba bir anda dönerken. Louis'nin zıplamasını azaltmak için Louis'nin bacağını kavrayıp belindeki kolunu daha da sıkılaştırdı. Ama bu nafile bir uğraştı.

Louis araba yolculuğu için kucağına oturduğundan beri Harry zihinsel dengesini sağlamak adına zor bir zaman geçiriyordu. Harry'nin aleti bütün gün kasılıp durmuştu -bu ya Louis'yle yenilenen yakınlığından ortaya çıkan Pavlovyan bir tepkiydi ya da aleti de tekrardan bir ergendi- ve gidebiliyorken gizlice tuvalete gidip hızlı bir şekilde işini halletmediği için ciddi pişmanlıklar duyuyordu.

Gerçi çok da işe yarayacağından emin değildi. Kucaklarında Louis'nin poposuyla hiçkimsenin metanetini ve sakinliğini koruyamayacağına bahse girerdi.

Bu hâlâ onu belli belirsiz dayanıksız yapıyordu. Aralarındaki altı yıl kesinlikle en büyük yaş farkı olmaktan çok uzaktı. Harry'nin "ilişkilerinin" yarısındaki yaş farkından çok daha azdı. Ama Louis onun hâlâ 16 yaşında bir okul çocuğu olduğunu düşünüyordu ve her halükarda Harry hâlâ bunun Önce mi yoksa Sonra mı olduğunu bilmiyordu. Önce olduğuna daha sıcak bakıyordu çünkü Louis şu ana kadar bir kere bile onu öpmek için gizlice kaçmaya çalışmamıştı.

"Ne çeşit bir alışveriş gezisi olacak o zaman?" diye sordu Liam.

Oxford Caddesine benzeyen bir yere döndüklerinde Harry cevap vermekten kurtuldu. Araba hemen çığlık atan kızlar ve kamera ekiplerinin parlak ışıklarıyla çevrildi.

"Bu çeşit." dedi sürücüleri. Arabayı durdurdu ve arkaya bir avuç dolusu kalem uzattı. "İyi eğlenceler çocuklar."

Güvenliklerden biri Liam'ın tarafındaki araba kapısını açtı. Diğer oğlanlar neden burada bu kadar insan olduğunu ve ne yapmaları gerektiği hakkında sorular sorarak anında dışarıya tırmandı. Harry onları suçlayamazdı. İlk seferinde kendisinin de aynı panik ve heyecanlı halde olduğuna emindi. Ama bu sefer, Harry Niall'ı fark etti. Arka koltukta ortada oturuyordu ve batan akşam güneşinin ışığında hala hayalet kadar beyaz görünüyordu.

"Nialler?" dedi Harry. Niall paniklemiş gözlerini Harry'e çevirdi.

Çığlık atan kalabalığın arasında anca duyulabilecek bir şekilde "Dar alanlarla çok iyi değilim." diye itiraf etti.

"Biliyorum." dedi Harry. Kolunu sıktı.

"Biliyor musun?"

"Evet." Gelecekte, her şey çok üstüne geldiğinde Niall'ın güvenliğe haber verebilmesi için bir sinyal bulmuşlardı. Ama zaten o zamana kadar işini gerçekten yapan ve kalabalıkları güvenli bir mesafede tutan güvenlikleri olmuştu. Şu an olduğu gibi onları reaksiyon görüntüleri için yalnız bırakanlar değil.

"Ne yapacağım?" diye sordu Niall titrek bir sesle.

Sürücleri tekrar onlara seslendi: "Dışarı çıkacaksın, yapacağın şey bu. Arabayı hareket ettirmem gerekiyor."

Harry ne yapacağı hakkında düşündü, sonra Niall'la açık kapının arasına oturmak için Niall'ın üstünden tırmandı. Niall'ın elini tuttu ve "Sadece benimle kal." dedi.

Niall titrek bir baş sallamasıyla cevap verdi. Harry elini sıktı ve onu kapıdan dışarı çıkardı.

Dışarda çığlıklar daha yükses sesliydi ve kalabalığın üzerinde kamera ışıklarının flaşları vardı. Harry oradaki fanların sayısını anlamak için yeterince uzun değildi. Bu yüzden ona uzatılan ilk kağıdı aldı ve kıza gülümseyerek imzasını karaladı. En azından bunun için yeterince iyi kalemler vermişlerdi, garip ve tükenmez kalemler değil.

Harry birkaç tane daha imzaladıktan sonra bir grup kızla selfie çekinirken Niall'ı da kendine çekti. X Factor video kameralarından birini gördü ve bir kolunu Niall'ın omzuna attı. Kameraya gülümsedi ve el salladı, görüntüler için tekrar çekim yapmak zorunda kalmamaları için bunun yeterli olduğunu umdu.

Niall'ı elinden çekerek kalabalığın arasından geçti. Yeterince iyi yerleştirilmiş gülümsemeler ve teşekkür etmeler, birkaç tek kollu sarılmalar ve birkaç tane daha imzadan sonra ikisini Topshop'a götürmeyi başardı.

İçeri girdiklerinden sonra kalabalığın göründüğü kadar fazla olmadığı aşikardı. Sadece dükkanın ön yarısına ip çekilmişti bu yüzden bütün fanlar küçük bir alışveriş alanına sıkışmıştı, bu da her şeyi olması gerektiğinden çok daha kaotik hale getirmişti.

Harry, gözleri kocaman açılmış ve hâlâ korkmuş görünen Niall'a baktı. Ama tam panik sınırını geçmemişti, bu yüzden Harry kızların birinden bir defteri aldı ve Niall'ın eline bıraktı. Niall daha önce hiç kağıt görmemiş gibi ona dik dik baktı.

"İmzala?" Harry kalabalığın gürültüsü arasından kendini duyurabilmek için ona doğru eğildi.

"Oh!" dedi Niall. Kalemin kapağını çıkarmaya çalışırken kapağı yere düşürmeyi başardı ama defteri yeterince okunaklı olarak imzaladı ve kıza geri verdi. Hatta geri verirken kıza gülümsedi ve eğer Niall güzel kızlara gülümsüyorsa genel olarak iyi olmalıydı. Bu yüzden Harry yanlarındaki bir grup kızla selfieler çekilmeyi bitirdiğinde, Niall ve kendi imzalamak için daha çok kağıt aldı.

Sonunda, Harry tekrardan Niall'ın elini tuttu ve bir grup fan tarafından etrafları çevrilmiş olan Aiden ve Matt'in yanına sıkışarak geçmeyi başardılar. Kalabalığın ortasına ulaştıklarında sonunda oğlanların kalanını da buldular.

all over again || larryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin