Stil Eleştirmenleri

298 45 36
                                    

Harry diğer oğlanlarla buluşamadan Xtra Factor kamera ekiplerinden biri tarafından yolu kesildi. Ama görünüşe göre Konnie tarafından tutsak alınmış Louis de oradaydı. Harry'e sadece omuz silkti.

"Ben kıyafetimi daha tam seçmedim." dedi Harry. Pantolonu en azından kalçasından tamamen düşmeyecek kadar iyi olmuştu. Üstündeki tişört de üzerine olmuştu ama daha bir cekete karar vermemişti, bu yüzden kıyafetinin son hali bu değildi. Şarkıyı sonuca bağlayana kadar kıyafetin bekleyebileceğini düşünmüştü ama.

"Sıkıntı değil." dedi Konnie. "Sadece hızlı bir klipe ihtiyacımız var."

"Tamam." Harry Louis'nin yanında durdu ve baştan aşağı ona baktı. "Niye saçın yine farklı Lou?"

"Bilmiyorum." Louis dikkatlice yanlardan bayağı bir kısmı kesilmiş saçlarına dokundu. "Tam ne olduğundan emin değilim ama böyle devam ederlerse hiç saçım kalmayacak."

Harry ona küçük bir gülümseme verdi. "İyi görünüyor ama."

"Öyle mi?" dedi Louis.

Harry bu aynı stili onda daha önce gördüğünü düşünmüyordu ama ona çekingen ve nazlı bir görünüş veren alnına düşen ve yana ayrılmış saçları yine bu stilde de vardı.

"Evet, kötü değil." dedi.

"Tamam çocuklar, hazır mısınız?" diye sordu Konnie.

Böyle şeylerde normalde Louis hemen atlayan taraf olurdu ama Harry'e tereddütle bakıyordu, bu yüzden Harry ilk başlamaya karar verdi. Derin bir nefes aldı ve komik-şakacı röportaj kafa yapısına girmeye çalıştı.

Harry Louis'nin göğsüne doğru işaret etti. "Pekala, bu gece kimi giyiyorsunuz Bay Tomlinson?"

"Şey..." Louis parmağıyla dudağına dokundu. "Bu ceket Burberry miydi yoksa Armani mi? Biliyorsun, tam anımsayamıyorum."

"Hmm." Harry ceketin yakasının yıpranmış dikişleri üzerinde parmağını gezdirdi. "Bana daha çok Gucci gibi geldi."

Ceketi düzeltmek için aşağıdan çekti ve yukarıdan Louis'nin kravatı dışarı fırladı. Harry şaşırmış bir şekilde güldü. "Ve burada yarım bir kravatın da var."

"Hey, dikkatli ol." dedi Louis kravatı tekrar yerine sokarken. "Onu kendim kesmek zorunda kaldım."

"Tebrik ederim o zaman." dedi Harry ciddi bir şekilde. "Tam uzunlukta bir kravat aşırı olabilirdi." Aşağı baktı ve ekledi, "Ve güzel bir pantolonla eşleştirmişsin."

"Evet, çok teşekkür ederim."

"Bence favori kısmım ceket ve pantolonun tam olarak uymaması. Bir doğaçlama havası katıyor. Farklı tasarımcılardan mı?"

"Pantolon H&M'den." dedi Louis.

"Ah, Gucci ve H&M." dedi Harry. "Klasik bir ikili." Sırıtarak kameraya döndü. "Ve Gucci, eğer izliyorsanız bizimle iş birliği yapmak isterseniz eşantiyonları kabul ediyoruz. Size ölçülerimizi göndeririz."

"Hadi Harold, şimdi sana bakmamıza izin ver."

Louis onu yukarıdan aşağı süzerken Harry dik durdu.

"Pekala, buradaki Bay Styles gerçeği söylemek gerekirse bize tam bir şey örneği gösteriyor... Hmm, ne demeliyiz? Stil mi?"

Louis Harry'nin üstündeki tshirtün yakasını elledi ve "Üstüne güzelce oturmuş bir tişört var burada. Ve de rengi de gözlerine mükemmel bir şekilde uyuyor, sizce de öyle değil mi?" dedi.

"Bu beyaz." diye belirtti Harry.

"Evet, gözlerinin beyazına mükemmel bir şekilde uyuyor." dedi Louis. "İyi seçim Bay Styles."

"Benim de yapmaya çalıştığım buydu."

"Ve aynı zamanda erkeksi omuzlarına da çok iyi oturuyor." dedi Louis parmaklarını ceketin omuzlarında gezdirirken. "Jilet gibi."

"Öyle mi?"

Louis küçük bir anlığına gözlerine baktı, sonra pantolonuna bakmak için eğildi. "Ve gayet iyi seçilmiş bir siyah pantolon. Göz bebeklerine mükemmel bir şekilde uyuyor."

Harry gülümsemesini saklamaya çalıştı. Ama Louis eğildiği yerden kalkarken Harry hızlıca kasığını bir eliyle örttü.

Louis ona kaşını kaldırdı ama bunun hakkında hiçbir şey söylemedi.

"Pekala, oldukça iyi." diye bitirdi Louis. "Sadece gözlerinin yeşiline uyan bir ceket bulmamız gerekiyor ve sonra hazır olacaksın."

Bir iki dakika sonra kamera ekibi yanlarından ayrıldı ve Louis, Harry'nin hâlâ eliyle kasığını örttüğü yere açıkça baktı.

Harry temkinli bir şekilde elini kaldırdı. "Sadece bu kısmı geçen seferden hatırlıyorum."

"Bu geçen sefer de mi oldu?"

Harry evet anlamında başını salladı ve "Çoğu şeyi o kadar iyi hatırlamıyorum. Demek istediğim, en azından gündelik ve günlük şeyleri. Sekiz yıl önceydi. Ama bunu yaptığımı hatırlıyorum. Televizyonda popona dokunabildiğim ilk ve son zamandı." dedi.

Louis'nin gözleri bir anlığına büyüdü ve sonra "Bu sefer popoma dokunmadın." diye belirtti.

"Şey geçen sefer popona dokundum ve sonra sen de taşaklarıma vurdun."

Louis kendini tutamadan şaşırmış bir şekilde güldü. "Adil bir öç almaymış."

"Normalde buna değdiğini söylerdim." dedi Harry hafifçe somurtarak. "Ama gerçekten acıtmıştı."

Louis'nin gülümsemesi şaşkın bir hal aldı.

"Bak, çok üzgünüm." deyiverdi Harry birden. "Sana yalan söylemekten nefret ettim. Yalan söylediğimden de nefret ettim."

"Şey, tam olarak bir yalan değildi, değil mi?" dedi Louis, gözlerini yere doğru çevirdi. "Sana zaman yolcusu olup olmadığını sorduğumda hayır değilim demiş sayılmazsın pek." 

"Ama öyle davrandım-"

"Evet, öyle yaptığını biliyorum." diye sözünü kesti Louis ve sonra ondan bir adım uzaklaştı. "Hadi gidip diğer oğlanları bulalım, prova yapmamız gereken bir şarkımız olduğunu duydum."

all over again || larryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin