all over again || larry

"Sizce Biz Hiç Ayrılır Mıyız?"

Harry yanında birinin manevra yapmasıyla uyandı.

"Hmm?" Sabah gün ışığına karşı gözlerini kırptı. "Kalkma zamanı mı?"

"Hayır hayatım, biraz daha uyu." dedi Louis dağınık yataklarından kendini çıkarırken.

"Tamam" diye geveledi. Louis battaniyeyi tekrar omuzlarına getirip etrafına sıkıştırdığında gözlerinin kapanmasına izin verdi, sonra Louis aşağı atladığında ranza sallandı.

Harry tekrar uykuya sürüklenirken, arkasında birinin kıyafetleri karıştırdığını ve odadaki banyonun kapısının açılıp kapandığını duydu.

Ve sonra aniden kapının çarparak açılmasıyla ve yüksek sesli bir "Evet bu One Direction'ın odası! Hadi o tembel oğlanları uyandırabilir miyiz diye bakalım." sesiyle uyandı.

Harry, odanın diğer tarafından Zayn'in uykulu sesinin "Ne sikim oluyor?" dediğini duydu.

Harry istemeden yorganı indirdi ve kapıda duran Konnie'yi gördü. Diğer üst ranzada, en az Harry'nin hissettiği kadar yorgun ve şaşırmış görünen Niall'la göz göze geldi.

Liam yatağındaki bavulunu karıştırıyordu. Şort giyiyordu ve ya spordan gelmiş ya da spora gidecek gibi görünüyordu. Louis elinde bir lens kutusuyla odadaki banyodan odaya geri girdi.

"Şey," dedi Liam. "Neler oluyor?"

"Siz oğlanları uyandırıyoruz." dedi Konnie, odaya girerken yüzünde yüzsüz bir gülümseme vardı. Kamera ekibi onu takip etti.

"Ben uyanıktım." diye itiraz etti Liam. "Tam spora gitmek üzereydim."

"Şey, bu beklemek zorunda." dedi. Kamera sağa sola dönüp dağınık odayı çekti. "Hepinizin çekmesi gereken bazı skeçler ve parçalar var."

"Seni o çocuk programı, Blue Peter'dayken daha çok sevmiştim." diye mırıldandı Harry ve yastığına doğru geri düştü.

***

O sabah daha sonra bütün yarışmacılar Londra Zindanları'nın dışarısında içeri girmek için kendi sıralarının gelmesini bekliyorlardı. Ya da daha çok içeri girmeden önce fanların gelmesini böylece onların saldırısına uğrarken fotoğraflarının çekilmesini bekliyorlardı.

Louis'nin kolları Harry'nin beline dolanmıştı ve Harry de onun sweatshirtle kaplı rahat göğsüne doğru yaslanıyordu. İçeride kendilerini bekleyen çığlık atan hortlakları ya da üzerileri kana bulanmış cellatları düşünmemeye çalışıyordu.

"Yorgun musun Hazza?" diye sordu Louis.

Harry, "Hayır." dedi ama sonrasında esnedi. Şarkılarında değişiklik yaparken sabah erken saate kadar ayakta kalıp uyumamışlardı.

"Aw, zavallı delikanlı." dedi Louis. Kelimelerinde dalga geçen bir hava vardı ama sesi hâlâ merhametliydi. Harry'nin etrafındaki kollarını sıkılaştırdı. "Çok uzun sürmez."

"Hâlâ sadece o aptal taklitleri ve skeçleri yapmak için bizi sabahın köründe uyandırdıklarına inanamıyorum." diye belki de o sabah onuncu kere şikayet etti Zayn.

"Ya da diğer ismiyle bilindiği şekilde dokuz buçukta." diye düzeltti Liam, o da onuncu kere.

Zayn ona doğru iyi olmayan bir şeyler homurdandı.

Sonra bir süre sessiz kaldılar. Liam telefonunda bir şeyler yazıyordu ve Zayn de birine bakıyormuş gibi kalabalığı tarıyordu. Harry, arkalarında Katie ve Treyc'nin Rebecca'nın bu hafta evini ziyaret etmesi ve başka hiç kimsenin gidememesi hakkında konuşup şikaye ettiklerini duydu.

Harry arkasına dönüp aralarında çocukları olan, ve hatta küçük çocukları olan tek kişinin Rebecca olduğunu onlara hatırlatırdı ama olduğu yerde çok rahattı.

"Hey!" dedi Niall yarışmacı kalabalığının arasından tekrar onların yanına gelip. "Louis, Xtra Factor için yaptığımız şeyi hatırlıyor musun? Hani senin Take That'in yeni şarkısını oyladığın olanı?"

"Evet Neil, yaklaşık bir saat önce çektiğimiz şeyi hayal meyal hatırlıyorum." dedi Louis kuru bir şekilde.

"Şey, pekala," dedi Niall aldırmadan. "Matt dedi ki Robbie Williams ve diğerlerinden biri bu sabah radyodaymış ve bizim hayranlarımız olduklarını söylemişler!"

"Gerçekten mi?" dedi Zayn onlara dönerek.

"Ha." dedi Liam.

"Onlar yeni bir araya gelmediler mi?" diye sordu Harry. Bunun bu zamanlarda olduğunu düşünüyordu. Take That'in 2018'de hala beraber olup olmadığını hatırlamıyordu.

"Evet, düşünebiliyor musunuz, on beş yıl ayrı olduktan sonra bir araya gelmeyi?" dedi Niall. "Bu neredeyse benim hayatta olduğumdan daha uzun."

"Tam bir bebek!" diye cıvıldadı Louis.

"Sizce biz hiç ayrılır mıyız?" diye sordu Niall.

"Tanrım, biz sadece beş dakikadır falan bir grubuz." diye itiraz etti Zayn. "Hatta burada bir haftayı daha bile göremeyebiliriz."

Louis, Zayn'in kafasının tepesine vurmak için Harry'nin etrafından uzandı. "Tabii ki biz ayrılmayacağız. Yetmiş yaşında olduğumuzda bile hâlâ şarkı söylüyor olacağız."

"Yaşlı ve şişko olduğumuzda bile mi?" Niall güldü.

"Aynen öyle." dedi Louis. Harry'nin omzundan ona doğru eğildi. "Öyle değil mi Kıvırcık?"

Harry "Şey, evet." diyerek ona katıldığını ifade etti. Liam'ın onun yönüne baktığını yakaladı ve uzağa baktı.

Ve tam o anda hayranlar sonunda oraya ulaştı.

***

Ertesi gün, Harry ve diğer oğlanlar sahnenin merdivenlerindeki başlama noktalarına yerleştirilmişlerdi. Simon jüri masasında, kollarını göğsünde kavuşturmuş şekilde oturuyordu. Savan, normalde Cheryl'in oturduğu koltukta, onun yanındaydı. Brian salonun diğer tarafında Wagner'la konuşuyordu ama Simon onun burada olmamasından dolayı endişeli görünmüyordu.

"Hazır mısınız çocuklar?"

Hepsi birbirleriyle bakıştı. Hiçbiri Savan'a ya da Simon'a şarkıda değişiklikler ve düzenlemeler yaptıklarını söylememişti.

Ama Louis "Her zaman Simon Amca!" diye bağırdı.

Simon kıkırdadı ve Savan başını salladı. Savan da arenanın üstündeki kontrol kabininde olan teknisyenlere bir işaret yaptı.

Total Eclipse of the Heart'ın başı çalmaya başladı. Liam mikrofonunu kaldırdı ve şarkıyı söylemeye başladı.