Fırtına Öncesi

333 41 76
                                    

"Ve doğal olarak PlayStation için bir düz ekran televizyona ihtiyacımız olacak." dedi Louis.

Verandada serilmişlerdi. Harry, yemek yapma skeci çekimleri için içerde kapların ve tencerelerin seslerini duyabiliyordu. Louis bahçe sandalyelerinden birinde yatıyordu ve Harry de onunla sandalyenin kolu arasına sığışmıştı. Vücudunun yarısı Louis'nin üstündeydi ve kafasını da omzuna yaslamıştı. Bu haftaki sıcak günlerden biri olduğu için ve üstlerindeki hoodieler ve paylaşılan vücut ısısıyla günbatımından sonra burada kalmak çok kötü değildi.

"Düz ekran televizyon mu? Tamam, elbette." diye tekrar etti Harry tembelce. "Ama ne hakkında konuşuyordun?"

"Londra apartmanımız, bana ayak uydur." dedi Louis.

Ve Harry bunu hatırlıyordu, evet, bu kadar erkenden bile beraber bir apartman alma hakkında konuşuyorlardı. Eğer grup olarak elenseler bile beraber kalmaya çalışacaklarına söz verdikleri ilk canlı şovlar kadar erken.

Harry o zaman çok büyümüş ve olgun olduğunu düşünüyordu. Şimdi, sekiz yıl sonra, annesinin ve Gemma'nın onun eve dönmesini beklediklerinin hiç aklına gelmediğini fark etmişti. Asla dönmemesinin onlar için biraz şok olduğunu fark etmemişti.

Louis onu dürttü. "Dinliyor musun? Niall onun oynaması için FIFA'mız olmazsa asla ziyarete gelmeyecek Haz."

"Mutfakta yemek olduğu sürece Niall gelecektir." diye düzeltti onu Harry.

Louis bir süreliğine düşündü ve sonra, "Haklısın. Liam ama? Benim işgal ettiğim bir apartmana onu getirmemizin tek yolu video oyunları olur."

"Ne? Bu doğru değil." dedi Harry. Louis'nin yüzüne bakmak için sandalyede döndü. "Hâlâ senin ve Li'nin birbirinizden aslında nefret etmediğinizi daha fark etmediğinize inanamıyorum."

"Ne?" Louis'nin sesi şüpheciydi ama masmavi gözleri hâlâ dışarının ışığında çok yumuşaktı. Harry, Louis'nin ona bakma şekillerini bir ömür yetecek kadar incelemişti ve bu da onun favorilerinden biriydi, gözleri o fark etmeden yumuşak ve hassaslaşıyordu.

"Aslında," diye araya girdi Harry. "Şey, sana söylemek istediğim bir şey var."

"Gelecek eğlence sistemimizden daha önemli bir şey mi?" Louis kaşlarını kaldırdı. "Ciddi olmalı o zaman."

"Evet, şey," dedi Harry. "Aslında olay..."

"Ne olayı?" dedi Louis Harry'nin devam etmesini uzun bir süre bekledikten sonra.

"Sana daha önce söylemek istedim. Gerçekten istedim, söz veriyorum. Demek istediğim, büyük olasılıkla bana inanmayacaksın bile ama-"

Başka biri, Louis'nin onun karmakarışık konuşmasını hâlâ kesmemesinin küçük bir mucize olduğunu düşünebilirdi. Ama Louis ona karşı her zaman böyleydi, Harry hiçbir şey söylemiyor olsa bile Harry'nin her dediği dünyadaki en önemli şey gibi davranıyordu.

Ve bu yüzden Harry kararlı bir şekilde ona baktı ve bir şeyler söylemek için ağzını açtı-

Hiçbir şey söyleyemedi.

Çünkü doğru dürüst bir kelime söyleyemeden bile mutfağın kapısı aniden açıldı ve Mary ikisine mutfak önlükleri atıp kapıyı tekrar arkasından kapamadan, "Buraya gelin çocuklar. Akşam yemeği kendi kendini yapmayacak." dedi.

Harry içerde mutfağa doluşan yarışmacılara baktı ve sonra da tekrar Louis'ye baktı. Louis hâlâ yumuşak bir şekilde Harry'e bakmaya devam etse de gülmeden duramadı.

Harry ikisini devirmeden sandalyeden kendini ayırmayı başardı ama çok uzağa gidemeden Louis onu geri çekti.

"Böyle gidebileceğini düşünüyor olamazsın." Louis ona dikkatlice baktı. "Darmadağınıksın, saçların çok kıvırcık."

all over again || larryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin