all over again || larry

Bir Uyarı ve Eksik Bir Şeyler

Bittiğinde, Simon'ın kafası yana doğru eğilmişti ve Savan da kaşlarında bir çatıklıkla onlara bakıyordu.

"Bu sizi bu şarkıyı söylerken duyduğum son seferden çok daha iyi." dedi Simon. Gülümsemesi keskindi. "Bu son günlerde çok çalışıp alıştırma yapıyormuşsunuz."

"Ama bu tam bizim alıştırma yaptığımız gibi değildi." diyerek dikkati çekti Savan.

"Birkaç yeri değiştirmek istedik." dedi Liam. "Hepimizin seslerini duymanızın daha iyi çalışacağını düşündük."

Harry onun yanında kafasını sallayarak onayladı. Şarkı yine de çalıştıkları gibi olmamıştı ama kulak içlerindeki geri bildirimin azlığıyla ve neredeyse bomboş arenanın ekosuyla da anlamak zordu. Zayn'e arka çıkmaya başladığında, çok yüksek sesli duyulduğunu düşünmüştü ve biraz geri çekilmeye çalışmıştı. Bu garipti çünkü genelde diğer oğlanların üstünde söylemesi gerektiğinde çok fazla efor sarf etmesi gerekiyordu, bu şekilde olmuyordu.

"Pekala, bu bir ilerleme." dedi Simon. En yakın kameranın üzerinde olduğundan emin olmak için bir bakış attı ve sonra gruba geri döndü ve "Bu riski göze aldınız ve iç güdülerinize güvendiniz. Önemli olan da bu." dedi. Onlara sıcak bir şekilde kafasını salladı. "Sizi bir araya koyduğumda çok müthiş işler yapacağınızla ilgili içimde bir ses vardı ve siz de bunun doğru olduğunu kanıtlıyorsunuz."

Ama sahneyi ve çekime devam eden kameralardan ayrıldıklarında, Simon geldi ve "Belki de yeterince açık olamadık ama bana danışmadan gidip değişiklikler yapamazsınız. Bunu bir canlı şovda yaparsanız, kesinlikle bir problemimiz olur."

"Değişiklikleri beğendiğinizi zannetmiştim." dedi Liam.

"Yine de onlar hakkında bana danışmanız gerekiyor." dedi Simon. "Bu sefer işe yarayacak çünkü bize kamera için güzel klipler verdi. Ama gelecekte asla beni olayların dışında bırakmayın."

***

Prova zamanları görünüşe göre yemeğin geldiği zamana ayarlanmıştı. Sahne arkasındaki yiyecek içecek masasına gittiklerinde oradaki son kişilerdi ve insanların almadığı sandviçlere mahkumlardı.

Niall iki eli için anında birer sandviç aldı ama Louis burnunu kırıştırarak hepsine tek tek bakıyordu.

"Bunların hepsi salatalık." diye yakındı.

"Hepsine dokun ya o zaman, niye dokunmuyorsun?" diye çıkıştı Liam aksi bir şekilde. Kendine bir tane almak için Louis'nin üzerinden uzandı.

"İçinde en az besin değeri olan bir şeyler bulmaya çalışıyorum." Louis burnunu çekti. Ama sonunda teslim olup bir salatalıklı sandviçe karar kıldı ve aldı.

Harry bir sandviç aldı ama ne olduğunu gördüğünde onu Louis'ye verdi. "Bak, benle takas et Lou. Bu peynirli."

"Ah, işte oldu." dedi Louis iç çekerek. "Sonunda minimum besin değeri."

Harry sandviçle birlikte ona bir paket cips verdi ve kendine bir portakal ve su aldı.

Boş bir makyaj alanına yerleştiler. Liam ve Zayn sandalyelere oturdu ve Niall da yemeğini çiğnemeye devam ederken mutlu bir şekilde yere oturdu. Louis zaten dar pantolonu kalçasını daha da saracak bir şekilde bacakları çapraz, makyaj masasında oturuyordu.

Harry arkasını duvara yaslarken dikkatle başka yere baktı. Bu yeterliydi, onun oğlanının tekrar yanında olması yeterdi, bunu kendisine hatırlattı. Ona o yönde sahip olmasına ihtiyacı yoktu, zaten ona o yönde sahip olmanın Louis için doğru şey olacağından emin değildi.

"Pekala, Simon mutlu muydu kızgın mıydı?" diye sordu Zayn. "Anlayamadım bile."

"İkisi de? Hiçbiri? Bilmiyorum." dedi Harry. Beceriksiz portakal soyma çalışmasında büyük bir  parça kabuk kopardı. "Ama bir şeyler değişikti. Çalıştığımız gibi duyulmadık."

"Böyle düşünen tek benim zannetmiştim." dedi Niall ağzında bir avuç cipsle.

"Sadece burada olduğumuzdan dolayı öyle değil mi?" diye sordu Louis. Harry'nin portakal kabuğu parçalarını toplamasına yardım etmek için elini uzattı. "Sahnede olduğumuzda her şey farklı duyuluyor."

"Tekrar auto-tune falan mı yapıyorlar?" Liam, Harry'e baktı. "Bunu anlar mıydık?"

"Büyük olasılıkla hayır." dedi Harry. "Seyircilere nasıl duyulduğumuzu anlayamayız. Kulak içlerimiz çok kötü."

"Çünkü çok fazla kulak içi kullandın ya, seni züppe." Louis sırıttı ve kaburgasını dirseğiyle dürttü.

"Hey!" Harry onu geri dirsekledi. Ama Louis'nin ışıldayan gözlerine gülümsemeden edemedi.

Bütün mekanlar aynı kalitede malzemelere sahip değildi ama gelecekte kendi ekipleri genelde onları yeterince iyi çalışır hale getiriyorlardı. Ve, şey, Harry bu geçen birkaç ayda bir stadyum turundaydı. On binlerce insan sadece bir şov için bilet aldığında her şeyin en kalitelisini alıyordunuz. Bu yüzden Harry, her şey göz önüne alındığında gayet adil olduğunu düşünüyordu.

"Kulak içlerimiz kişiye özel ya da başka bir şey olmadığı için şikayet etmiyorum." diye kendini savundu. "Ve burada, kalabalıktan canlı yayın almamıza da gerçekten ihtiyacımız yok ama bize hoparlörlerden çıkan şeyi bile vermiyorlar. Sadece bizi doğru zamanda tutmak için gerekli olan arka müziğin bile minimumu var."

"Onda da boktan bir iş yapıyorlar." diye mırıldandı Zayn. Bu, Harry'e Zayn'in bunla problemler yaşadığı belli belirsiz anıları getiriyor.

"Bu kadar şeyi nereden biliyorsun?" diye Harry'e sordu Niall.

Harry tereddüt etti çünkü iyi bir bahanesi yoktu. Liam'la göz göze geldi ve Liam, Harry'nin şimdi diğerlerine doğruyu söylemesi için mükemmel bir zaman olduğunu düşünür gibi kaşlarını kaldırdı. Ama Harry kararlı bir şekilde kafasını salladı ve sessizce Liam'ın eşlik etmesini rica etti gözleriyle.

Liam iç çekti ama gönülsüz bir "Onları eski grubunla kullanmamış mıydın?" diyerek Harry için durumu idare etti.

Harry daha iyi bir neden düşünemiyordu bu yüzden sadece "Evet." dedi ve ailelerinden oluşmayan sadece üç izleyici topluluğuna performans vermiş olan White Eskimo'nun böyle bir sisteme yatırım yapmasının ne kadar gülünç olduğunu oğlanların bilmemesini umdu.

"Şarkı eksik duyuluyor gibiydi." dedi Niall düşünceli bir şekilde. "Simon'ın iyiydi demesine rağmen."

"O zaman önce nedenini bulmamız gerekiyor ve sonra da bunu çözmemiz." dedi Liam.

"Hiç kimse kontrol kabininin yolunu biliyor mu?" diye sordu Harry, Louis'ye bakarak.

Louis gücenmiş gibiydi. "Sen beni ne sanıyorsun Bay Styles? Bütün binayı en iyi saklanma noktaları için baştan aşağı gözden geçirmemiş biri mi?"