Yüzleşme

376 48 64
                                    

Oğlanlar, huzursuz ve gergin bir şekilde Simon Cowell'ın bekleme odasında en azından bir yarım saattir bekliyorlardı ve hâlâ Simon gelmemişti. Garip olan şey onlarla buluşmak için orada olmaması değildi -saat anca yeni on biri geçiyordu ve Harry, Simon'ın nadiren on ikiden önce kalktığını biliyordu- ama onlarla bekleyen hiçbir kamera ekibinin olmamasıydı.

Harry sesli bir şekilde, "Neden bugün hiç kamera ekibi yok?" diye sordu.

Simon'ın asistanı masasından kafasını kaldırmadan, "Bugün sizle olamayacak kadar meşguller." diye cevap verdi.

Ki bu Harry'e doğru gelmiyordu çünkü Simon X Factor kameraları önünde olma şansını hemen hemen hiç kaçırmazdı. Ve Harry de kamera ekiplerinin zaten oğlanları etrafta takip etmeye yatkın olduğunu hatırlıyordu. Herhangi bir zamanda en azından beşinden biri büyük ihtimalle bir şamatanın içindeydi ya da öyle değilse bile en azından anlık bir reklam kısmı çekimine heveslilerdi.

Harry diğer oğlanlara göz attı. Diğer herkes telefonlarını çıkarmıştı. Yanında Liam yüzünde ciddi bir ifadeyle Twitter'ına bir şeyler yazıyordu. Zayn, Liam'ın diğer tarafındaydı, uykulu bir şekilde ekrana bakarken elini tekrar tekrar saçından geçirip düzeltiyordu. Louis, Harry'nin yanında koltuğun koluna ilişmişti, haylaz haylaz Liam'ın koltuk değneklerinin yaslandığı duvara doğru hafif bir şekilde tekme atıyordu. Niall gergin bir ritimle parmaklarını koltuğun koluna hafifçe vuruyordu.

Harry de şifresini vermemek için çıkardığı yaygaradan sonra büyük olasılıkla Twitter'ına bir şeyler paylaşmalıydı. Ama hayranlar için neşeli bir şeyler bulması için odadaki huzursuzluk fazla elle tutulabilirdi.

Hepsi, kamerada önündeki birkaç kısa kelime dışında Simon'ın, cumartesi günkü performanslarında ona karşı geldikten sonra onlarla hiç konuşmadığının farkındalardı. Harry sonuçların gerçekte ne kadar şikeli olduğunu bilmiyordu- ama her halükarda, eğer hayran oyları herhangi bir işe yarıyorsa ya da sadece Simon'ın oyu bir işe yarıyorsa da bir süre güvendelerdi, çünkü Simon Belle Amie'nin de elenmesiyle yarışmacısı olmayan tek jüri olmak istemezdi.

Ama Harry aynı zamanda Simon'ın elinde tuttuğu güçten çoğu insandan daha haberdardı.

Ama şu an bunun hakkında yapabileceği hiçbir şey yoktu. Bu yüzden Liam sessizliği bozduğunda sweatshirt'ünün cebinden iPod'unu çıkarmakla meşguldü.

"Dünden Telegraph'taki yazıyı gördünüz mü?"

"Ne yazısı?" diye sordu Niall.

"İşte." Liam doğruldu. "Biri bana retweetledi. Belle Amie'nin oylarla eleneceğini tahmin etmişler, şarkılarına tabutlarda başladıklarında kendi kendilerine uğursuzluk getirdiklerini söylemişler. Görünüşe göre haklılarmış."

Duraksadı ve Zayn'e göz attı. Bunun Zayn'in- şey Geneva Zayn'in nesiyse, Zayn'in yiyişme partneri?- eşyalarını toplayıp kız grubunun kalanıyla bugün ayrılmak zorunda kaldığını düşününce okuyabileceği en hassas şey olmadığının farkına varmış olmalıydı.

"Üzgünüm." dedi Liam üzgün bir şekilde.

Zayn sadece omuz silkti.

"Aynı zamanda Wagner'ın şarkısına da 'deli karışımı' demişler." diye ekledi Liam. Ve sonra ekranı aşağı kaydırırken durdu. Harry bu lafın yerinde olduğunu düşündü. "Katie'nin Lady Gaga gibi olduğunu söylemişler. Aiden'ın Thriller performansını beğenmemişler ama Cher ve Matt'in iyi olduğunu düşünmüşler."

Biraz daha kaydırdı ve sonra durdu ve "Bekle. 2005'in kazananı Shayne Ward'ın bizim şarkıları canlı söylemeyip ağız oynattığımızı söylediğini biliyor muydunuz?"

Harry bunu hatırlamıyordu ama bu ne Shayne'in ne de başkalarının onlar için yıllar boyunca söylediği tek şeydi.

"Ne?" diye sordu Zayn.

"Puşt." dedi Louis. "Bizim hakkımızda başka bir şey demişler mi?"

"Bizimle ilgili güzel bir şey var mı?" diye sordu Niall.

Liam tekrardan telefonuna baktı. "Şey, onun açık bir şekilde yanlış olduğunu söylüyorlar şeyden sonra- görünüşe göre buna bizim 'mikrofon kazamız' diyorlar. Ve, şey, kırmızı göz kaleminin bizi hepimiz bir göz enfeksiyonu kapmış gibi gösterdiğini söylemişler."

Harry elinin arkasına gülmesini durduramadı. Louis onun omzunu ittirdi.

"Güzel bir şey sordum." diye mızmızlandı Niall. "Benim zavallı kalbim bunları kaldıramaz."

"Pekala." Liam telefonundan onlara baktı. Dudağında belli belirsiz bir gülümseme vardı. "Aynı zamanda şu ana kadarki en iyi performansımız olduğunu da düşünmüşler."

***

Simon onları oturduğu yerden uzun süre izledi. O soğuk bakışları alan kişi olma konusundaki yıllarca olan deneyimine rağmen, Harry yine de kendini içten içe kıvranırken buldu.

"Çocuklar," dedi Simon sonunda. "Aramızda geçen belli bir konuşmayı hatırlar mısınız -oh, sadece birkaç gün önceydi- hani bana danışmadan başka değişiklikler yapmayacağınıza anlaştığımız?"

Hiçbiri konuşmadı.

"Ve bana danışmadan canlı bir şovda değişiklikler yapmanın büyük bir problem olacağını."

Harry, bu toplantı için onlara katılan Savan'a bir bakış attı ve o da mutlu görünmüyordu. Birebir ilişkilerinde her zaman yeterince uyumlu olmuştu ama asla onların kendi müziklerini kontrol etme teşebbüslerinde özellikle yeni düşüncelere açık olmamıştı.

"Bu bizim hatamız değildi." diye başladı Liam zayıf bir şekilde. "Bizim mikrofonlarımız-"

"Ah, doğru, sizin mikrofonlarınız." dedi Simon. "Bu hoş bir hikaye tabii sağlam bir kaynaktan aldığım bilgiye göre mikrofonlarınızla ilgili hiçbir problem yoktu."

Açıkça Harry'e baktı.

"Belki de hangisini kimin tuttuğu dışında?"

"Bu benim hatamdı." Louis oğlanların diğer tarafından araya girdi. "Değiştiren kişi bendim-"

"Hayır." Harry onu yüksek sesle kesti.

Yüzleşmelerden nefret ediyordu ve asla onlarda iyi değildi ve Simon'a karşı asla kazanamayacağını biliyordu. Ama siktir et, Louis'nin suçu üstlenmesine izin veremezdi.

"Harry yapma-" diye başladı Louis.

"Hayır." Harry hâlâ Simon'a bakarak yerinde doğruldu. "Bendim. Tam çıkmadan önce Louis'ye benimle mikrofonunu değiştirttim. O, bunun hakkında hiçbir şey bilmiyordu."

"Bu doğru mu?" diye sordu Simon. Bir kaşını kaldırdı ve odaya baktı. "Peki ya diğerleriniz? O performansın ortasında Harry'e mikrofonlarınızı ödünç veren ikiniz de vardınız."

"Evet çünkü onun mikrofonu kısıktı." diye atladı Niall. "Kimse onu duyamayacaktı."

"Harry'nin mikrofonu kısık değildi." dedi Simon anlamlı bir şekilde. Tekrar Harry'e baktı ve Harry de kendini gözlerini kaçırıp başka bir yere bakmamaya zorladı.

"Hayır." dedi Harry. "Louis'ninki öyleydi. Her nedense benimkinin sesi fazla açıktı."

"Grubun vizyonuna uymak için ses dinamiklerinde değişiklikler yapmak normaldir." dedi Savan ilk defa konuşarak.

"Grubun vizyonu da," dedi Simon hâlâ Harry'e bakarak. "Senin asıl lider solist olman, eğer bu aşikar değildiyse."

"Tabii ki aşikardı." dedi Harry. Ellerini yumruk yapıp bacaklarına koydu. Şu an neredeyse onların etrafında sıkılaşan zincirleri hissedebiliyordu ve eliyle bacağını sıktı. "Ama bu bizim nasıl çalıştığımız değil. Hepimiz eşitiz. Biz bir grubuz."

"Siz, bizim kurduğumuz bir grupsunuz." dedi Simon, sesi soğuktu. "Biz One Direction'u oluşturduk çünkü sizin potansiyeliniz vardı. Ama belki de umduğumuz kadar parlak bir geleceğiniz yoktur."

"Simon'ın demek istediği," Savan yatıştırıcı bir hareketle araya girdi. "Yaptığınız tercihler sadece beşinizi etkilemiyor. Buna yatırım yapan başka insanlar da var."

all over again || larryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin