28.BÖLÜM

275 7 0
                                    

Derslerden dolayı bölüm gecikti kusura bakmayın canlarım.

Bu arada gerçekten beklediğimden hızlı yükseliyoruz.

Hayde bölüme geçelim artık.

Yüzüme bırakılan sulu öpücükler ile gözlerimi açtım. Gün ışığı o kadar keskindi ki direk yüzüme vuruyordu. Gözlerimi hızla kapayıp geri açtım. Gür bir kahkaha ortama yayılınca kafamı yana çevirdim. Arınç oturmuş bana bakarak gülüyordu. Komik bişey mi olmuştu da benim haberim yoktu?

Meraklı bakışım ile ona bakıyordum ama o hala gülmek ile meşguldü. Bir adama bu kadar güzel yakışır mıydı gülmek ya? Ah Allah'ım sana geliyorum. Kendine gel Asel ne diyorsun kızım. Kafamı iki yana sallayıp kafamda ki düşünceleri attım. "Neye gülüyorsun Arınç? Söyle bende güleyim" dedim ciddiyetle.

Kahkası kesilmişti ama gülümsüyordu. "uyanınca baya komik oluyorsun" dedi gülümsemesinin arasından. Ne alaka şimdi normal uyanmıştım işte. "nesi komik acaba?" dedim tek kaşımı kaldırarak. "güneşin sana vurup senin gözlerini yavru bir kedi gibi kapayıp açman mesela komik" dedi tekrar kahkaha atarak. Bugün bu enerji ona nereden gelmişti acaba? Bu işin ucunda bir şey vardı ama hadi hayırlısı.

Oturduğum koltuktan kalkıp banyoya girdim. İşlerimi hallettikten sonra aynada yüzümü incelemeye başladım. Gitgide rengim solmuş elmacık kemiklerim belli olmaya başlamışlardı. Bu aralar çok bişey yiyesim gelmiyordu. Sonuçta bir adamı vurmuştum. Bu benim için kolay bişey değildi. Banyodan çıkıp mutfağa ilerledim.

Arınç çoktan bir şeyler hazırlamaya başlamıştı. Bende yanına gidip tezgahta duran domatesleri yıkayıp doğramaya başladım. "Asel" dedi kısık çıkan sesiyle. Elimdeki bıçağı bırakıp ona döndüm. "efendim" dedim. Oda dönüp göz göze gelmemizi sağladı. "bugün ağalar toplanıyor oraya gideceğim" dedi dişlerini sıkarak. Bir anda değişmesinin nedeni buydu demekki. İşte asıl sorun buydu bana ne olacaktı. "ne olacak Arınç şimdi?" dedim endişeyle.

Ne kadar bizi korumak istesemde sonuçta birini vurup öldürmüştüm. "sen sıkma o güzel canını her şey halledeceğim güven bana" dedi elini saçlarımda gezdirerek. "sana sonsuz güveniyorum" diyip sıkıca beline sarıldım. Eğer halledeceğim diyorsa kesinlikle yapardı. "Arınç" dedim geri çekilirken. "söyle güzelim" dedi önündeki ocağı yakarak. "eylülde gelsin mi?" dedim sevecenlikle. En azında biraz ortam değişirdi. "ben arayayım eğer kahvaltı yapmamış ise gelsin" dedi cebindeki telefonunu çıkarırken.

"Yusuf Eylül nerede?" dedi. "kahvaltı yaptı mı?" düz bir ifadesi vardı ve ben hiç bir şey anlamıyordum. "Eylül yanımıza gelsin beraber yicez bugün" dedi ve telefonu kapattı. Demek ki Eylül daha kahvaltı etmemişti. Ben patatesleri kızartmaya başlarken Arınç'ta kahvaltılıkları hazırlıyordu. Çayıda hızla demledikten sonra masayı hazırlamaya başladım.

Kapı çalınca hızla gidip açtım. Karşımda kırmızı etek üstüne beyaz bir gömlek giymiş küçük bir kız çocuğuydu. Gömleğinin uçlarını eteğinin içine sokmuştu. Bir genç kız edası ile karşımda duruyordu. "hoşgeldiniz küçük hanım" dedim gülümseyerek. "hoşbuldum asel abya" dedi peltek konuşmasıyla. "hadi gel bakalım içeri"dedim elimi uzatarak. Eylülde elimi tutarak beraber mutfağa girdik.

Arınç bizi görünce elindeki tabakları masaya bırakıp Eylül'ü kucağına aldı." benim prensesim ne kadar güzel olmuş böyle "dedi Arınç o minnacık yanaklarını öperek." babam giydiydi beni"dedi sevecenlikle. Yine gözlerim dolmuştu. Küçücük yaşta annesiz kalmış bir çocuk ama bir o kadar güçlü bir kız çocuğuydu. "ben çok acıktım haydi oturun artık" dedim yalandan isyan ediyordum.

Oturmadan hemen bir bardağa meyve suyu doldurup Eylül 'ün önüne bıraktım. Sandalyeye oturup eylül ve kendi tabağıma kahvaltılıklardan koydum. Arınçta çaylarımızı doldurup oturdu. Sessizce kahvaltımızı yaparken o ses sessizliği bozmuştu. "siz ney zaman evyeniceksiniz" dedi çatalına batırdığı peyniri yerken. Arınç ile birbirimize bakıp buruk bir tebessüm ettik. "en kısa zamanda prenses" dedi Arınç önüne dönerken. "asel abya" dedi Eylül. Kafamı ona çevirip tebessüm ettim. "söyle güzelim" dedim. "sen bebeyini annesiz bıyakma oluy mu?" dedi gülümseyerek. Küçücük bir kız bunları nereden biliyordu. Gözlerim çoktan dolmaya başlamıştı.

Oturduğum yerden kalkıp Eylül'ün yanına gidip diz çöktüm. Elini avucumun içine aldım. "sana söz bırakmicam. Sende şunu unutma annen seni gözyüzünden izliyor. Ve seni çok seviyor." dedi minik elini öptüm. "geyçekten izliyoy mu?" dedi heyecanla. "tabii ki izliyor. Ama şimdi kahvaltımızı bitiriyoruz tamam mı?" dedim.oda kafasını salladı. Bende geri yerime oturup tekrardan yemeğe başladım.

Biz Eylül ile salonda televizyon izlerken Arınçta odada hazırlanıyordu. Az bir zaman kalmıştı ve ben gittikçe huzursuzlanıyordum. Umarım kötü şeyler olmazdı. Bana bişey olmaması için elinden geleni yapacağından emindim. Ondan hiçbir şüphem yoktu. Ancak ağalar nasıl bir tepki verecekti hiçbir fikrim yoktu.

         Arınç siyah takım elbisesi ile merdivenden iniyordu. Her zaman ki gibi yüzü ifadesizdi. Belkide ne olacağını oda tam kestiremiyordu. Her şeye hazırlıklı olmalıydım, olmalıydık. Yerimden kalkıp merdivenin önünde durdum. Arınçta inip tam karşıma geçti. "her şey eskisi gibi olacak" dedi ve saçlarıma küçük bir buse kondurdu. "inşallah" diyebildim sadece çünkü bu saatten sonra hiçbir şey diyemezdim.

        "şimdi gidiyorum bir iki saate dönerim." dedi burukça tebessüm ederek. Bende kafamı olumlu anlamda salladım. Kenara çekilip geçmesi için yol verdim. Kapının ardından kapanmasına kadar öylece baktım. Umarım her şey dilediğimiz gibi olurdu. İlk defa birini bu denli sevmiş ve aşık olmuştum. Onu yeni bulmuşken kaybetmeyi hiç istemiyordum.

          Televizyon izlediğini zannettiğim Eylül koltuğa kıvrılmış bir şekilde uyuya kalmıştı. Hemen yanına gidip yastığını düzeltip üstüne ince bir örtü örttüm. Baş ucuna oturup saçlarını okşamaya başladım. Acaba ilerde Arınç ile olacak çocuklarımız nasıl olacaktı? Düşüncesi bile çok güzeldi. Ancak her şey bu olayın sonucuna bağlıydı.

       Bütün geleceğim ağaların kararı ile şekillenecekti. Benim tek ümidim Arınç Ataman...



        Çok geç oldu biliyorum lütfen kusura bakmayın.

             Yükselmeye devam.

        Sizleri seviyorum ❤️🌵

VAVEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin