13.BÖLÜM

523 10 0
                                    

Bölüm şarkısı Konul Kerimova- Ağır cinayet

ASEL

Telofonumun sesiyle hemen uyandım. Arayana baktığım da yağmurdu tabi ya ben nasıl unutmuştum. Bugün Mardin'e gelecekti. "Efendim canım"dedim bişey belli etmeden "kızım ben geldim sen yoksun"dedi "hemen geliyorum sen bekle"dedim hızla yataktan kalkıp bonyodaki işlerimi hallettim.

Papatya desenli elbisemi giyip saçlarımı açık bırakmıştım. Telefonumu, cüzdanımı alıp odadan çıktım. Hızla merdivenleri inmeye başladım. "Kızım nereye"dedi annem "yağmuru almaya gidiyorum"diyip hızla konaktan çıkıp elbisemin cebindeki anahtarı çıkarıp arabayı çalıştırdım.

On dakika sonra havalimanına gelmiştim. Aracı park Edip yağmuru aramaya başladım. Görüş alanıma girince adımlarımı hızlandırdım. "Hoşgeldin kuzum"dedim gülerek karşılığında sıkıca birbirimize sarıldık. "Hadi arabaya gidelim"dedim ve yürümeye başladık.

Bavulu bagaja koyup sürücü koltuğunda ki yerimi aldım. Arabayı çalıştırıp konağa doğru sürmeye başladım. "Kızım burası çok güzel"dedi yağmur sesi küçük bir çocuk gibi çıkmıştı. "Öyledir"dedim gülerek "evini çok merak ediyorum"dedi kahkaha atarak. Evimi merak etsen nolur be yağmur içimdeki yangını merak etsen keşke...

"Hoşgeldin kızım"dedi annem tüm sevecenliğiyle "hoşbuldum efendim"dedi yağmur annemin elini öpmüştü. "Efendim de ne demek sen bana duru teyze de yeter"dedi annem yağmur başını olumlu anlamda salladı."anne biz odama çıkıyoruz"dedim merdivenlerden çıkıp odaya girdik.

Yağmur bavulunu açıp içinden bir çerçeve çıkardı. Üniversite de ilk yılımızın sonlarına doğru çekildiğimiz bir fotoğraftı. Arkamızda kerem ve uygar vardı. Önlerinde de yağmur ve ben vardık birbirimize sarılmış kocaman gülümsüyorduk. Onlar bana üniversite yıllarında verilmiş en büyük hediyelerdi. "Bu fotoğrafı çok seviyorum"dedi yağmur "bende"dedim gülerek. Elindeki çerçeveyi alıp komidi'nin üzerine koydum.

"Kerem ve uygar nasıl?"dedim yüzümdeki gülümseme gitmiş yerine hüzün gelmişti. "Çok iyiler onlarda seni soruyorlar özlemişler"dedi "bende çok özledim en kısa zamanda Ankara'ya gidip görücem onları"dedim başımı yere eğmiştim. "Asel anlatıcak mısın?"dedi merakla işte şimdi herşeye yeniden başlıyordum.

İki saat boyunca yağmura her şeyi anlatmıştım. Yüzü şekilden şekile giriyordu. Tabi takıldığı tek nokta onu sevdiğimi kabul etmememdi. "Asel sevmediğin bir adamla asla evlenemezsin vazgeç"dedi yağmur ısrarla hep aynı şeyi söylüyordu. "Oda nişanlı"dedim gözlerim dolmuştu. Yavaşça yanıma yaklaşıp sarıldı.

Odanın kapısı çalınca ayağa kalkıp kilitli olan kapıyı açtım. "Lan bu kapı neden kilit.."dedi Bartu ve sustu. Baktığı yeri az çok tahmin edebiliyordum ama ne yazık ki olmazdı. "Pardon kusura bakmayın"dedi az bişey kekelemişti. "Ne var Bartu"dedim kaşlarımı çatarak aslında içimden gülüyordum. "Ben yemek hazır diyecektim"dedi gözleri hala aynı noktadaydı. "Tamam geliyoruz"dedim kendimi gülmemek için zor tutuyordum.

Yağmura baktığımda kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu. "Hadi yemeğe inelim"dedim tebessüm ederek. Beraber odadan çıkıp avludaki masaya doğru ilerledik. Masaya otururken dedemin olmadığını farkettim hemen "dedem nerede?"dedim "bir yemeğe davet edildi orada"dedi babam ve konuşmaya devam etti "hoşgeldin kızım"dedi yağmur başını sallayarak selam verdi. Herkes yerine oturmuş yemeklerini yiyordu tabi Bartu yağmuru izlemekten yemeğini yiyemiyordu.

VAVEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin