24.BÖLÜM

293 6 0
                                    

Bölüm Şarkısı Cengiz Özkan- Değme Felek.

   
         Asel Korkmaz

        Gözlerimi gün ışığının yüzüme vurmasıyla yavaşça açtım. Tavan ile bakışmaya başladığımda tahtadan olduğunu fark ettim. Burası benim odam değildi. Hızla yatakta doğrulup ayağa kalktım. Burayı ilk defa görüyordum ama çok güzeldi. Odanın tam ortasında kocaman bir yatak, sağ tarafında şömine, kocaman camın önünde de  koltuk vardı. Odaya ayrı bir hava katan tahta tavanda çok şık bir avize vardı.

          Kapıyı açıp odadan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

          Kapıyı açıp odadan çıktım. Yavaş adımlarla kocaman koridorda ilerlemeye başladım. Gittikçe burnuma güzel kokular geliyordu tabi buda acıkmamı sağlamıştı. Ama açlıktan önce merak ettiğim bir şey vardı. Ben birini vurmuştum ve onun ne durumda olduğunu bilmiyordum. Ama ilk önce buranın neresi olduğunu öğrenmem gerekiyordu.

     Mutfak olduğunu tahmin ettiğim yerin önüne gelmiştim. Kapının önünde durduğum da ufak çaplı bir şok yaşamıştım. Altında siyah pantolonu üstünde beyaz tişörtü vardı. Önünde duran domatesleri dikkatle doğruyordu. Onu ilk defa böyle görüyordum. Peki ya bana kızdığı halde neden beni buraya getirmişti?

      "yanıma gel Asel" dedi domatesleri doğramaya devam ederken. Arkada gözü falan mı vardı beni nasıl görmüştü? Ürkek adımlarla yanına gittim. Birazcık uzağında durup ona baktım. Bir şeyler demesini bekliyordum. "Asel bir anlık sinirle söyledim gitmemin sebebi sana daha fazla bağırmamak içindi" dedi elindeki bıçağı bırakıp bana dönmüştü.

       Belliki daha fazla kırmamak için gitmişti. "Arınç o-na ne oldu?" dedim sesim o kadar aciz çıkmıştı ki ben bile bu sesin bana ait olduğuna inanmadım. "bilmiyorum canım haber almadım" dedi elinin birini yanağıma koyup okşama ya başladı. Yavaşça gözlerimi kapattım. Eğer o ölürse neler olacağını tahmin edemiyordum.

      Kaslı kollarını sıkıca bedenime sardı. Bende ona sarılıp başımı göğsüne koydum. Gözyaşlarımı daha fazla tutamadım ve serbest bıraktım. Arınç hayatıma girdiğinden beri aksiyon eksik olmamıştı. Ben okumuş öğretmen olmuştum o minicik çocuklara birşeyler öğreteceğim diye o kadar heycanlanırken ben birini vurmuştum. "şşş güzelim ağlamak yok geçicek" dedi Arınç tek eliyle saçlarımla oynuyordu.

        Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Ne kadar garipti ilk başta ondan nefret etmiştim hatta ona iftira atmıştım ama sonra ölümü bile göze alırım dediğim kadar aşık olmuştum. "Arınç seni seviyorum" dedim zorla tebessüm ederek. Dudaklarını alnıma koyup küçük bir öpücük bıraktı. "bende seni seviyorum" dedi o muhteşem gülüşünü ortaya çıkararak.

      "hadi şimdi bir şeyler yiyelim güzelim" dedi kollarını benden çekerek. Kafamı tamam anlamında sallayıp Arınç'a yardım etmeye başladım. Her şeyi masaya koyduktan sonra karşılıklı sandalyelerimize oturduk. Canım hiç birşey istemiyordu ama Arınç onümdeki tabağa ne bulmuşsa doldurmuştu. "onlar bitecek" dedi ağzına salatalık atarken. "ama yani" dedim tabağa bakarak. "Asel bitecek dedim" dedi kaşlarını çatarak. Daha fazla itiraz etmeden yemeye başladım.

      Zorda olsa hepsini yemiştim. Hatta bir ara Arınç ağzıma bile tıkamıştı. Şimdi ikimizde salonda duran kocaman koltukta oturuyorduk. Başımı göğsüne koyup kalbinin ritmini dinliyordum. "Arınç" dedim kısık çıkan sesimle. "efendim" dedi erkeksi sesiyle. "şimdi bana ne olucak?" dedim yerimde kıpırdayarak. "hiç bişey olmayacak ben varım yanında şimdi bu konuyu kapatalım" dedi dişlerini sıktığını biliyordum. Kafamı tamam anlamında sallayıp yine aynı sessizlik oldu.

        "aselim ne yapalım bugün?" dedi Arınç sessizliği bozarak. "burayı bana gezdirir misin?" dedim kafamı göğsünden kaldırarak. "olur, dolapta kıyafetler var üstünü değiştirebilirsin" dedi tebessüm ederek. "tamam ben hemen geliyorum" dedim ayağa kalkarak. Tekrar o odaya çıktım. Kapıyı açıp içeri girdim. Sol taraftaki dolabın kapağını açtığımda ağzım kocaman açılmıştı. Burada dolusuyla kıyafet vardı ve hepsi birbirinden güzel ve pahalıydı.

      İçlerinden en beğendiğim  çiçekli elbiseyi alıp giydim. Altına hasır sandeletlerimi giyip saçıma son kez baktıktan sonra hazırdım. Aşağı inip Arınç'ı yanına gittim. "hadi çıkalım" dedim gülümseyerek. Ama Arınç elindeki telefona öyle dalmıştı ki beni duymamıştı. Yavaş adımlarla arkasına geçip neye daldığına baktım.

       Bu doğru olamazdı o, o ölmüştü ben katildim. "ben katilim" dedim kısık çıkan sesimle. Arınç hızla ayağa kalkıp bana döndü. Bana yaklaşırken elimi dur anlamında kaldırdım. "yaklaşma Arınç lütfen yaklaşma" dedim gözyaşlarım çoktan firar etmişti.

       Artık o eski masum Asel yerine katil bir Asel vardı...



          Evet bir bölüm daha bitti.🌺

    
       Sizce bundan sonra asel'e ne olucak?

          Beğeni ve yorumu sakın unutmayın 🍁
      

VAVEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin