8.BÖLÜM

827 19 0
                                    

Bölüm şarkısı Kadr- Zalim Dünya

  
    Annem hızla ırmak'ın yanına gidip sıkıca sarıldı. Irmak kafasını annemin boynuna gömmüş hıçkırarak ağlıyordu. Kötü bişey olduğu çok belliydi ama ona ne olmuş olabilir ki? "Irmak"dedim sesim kısık çıkmıştı ama o beni duymuştu. Hızla annemden ayrılıp yanıma doğru geldi. Ayakta zor duruyordu, elimi elinin içine alıp yavaşça yere çöktü.

    Yalvarır gibi bana bakıyordu. "Asel kardeşim "dedi hıçkırarak konuşuyordu ve bu hali oldukça kötüydü. "Irmak noldu?"dedim merakla kafasını sağa sola sallamaya başladı. "Bunu sana söyleyemem ama şunu bil ki bir daha asla karşına çıkmayacak sana söz veriyorum"dedi ve hızla ayağa kalkıp arkasını dönerek odadan çıktı.

     Ne demekti bu nasıl bir daha karşıma çıkmayacaktı? Biri bişey mi yapmıştı ona yada bişey mi demişti? Hızla kafamı anneme doğru çevirdim kafasını eğmiş yere bakıyordu kimin ne yaptığı belli olmuştu. "Ne dediniz?"diye bağırmaya başladım. Annem hızla kafasını kaldırıp bana baktı elimi tutmaya çalışınca geri çektim.

    Buna şaşırmış olacak ki kaşlarını kaldırmıştı. "Kızım biz"dedi ve konuşmasına izin vermeden bağırmaya devam ettim "çıkın odadan hemen çıkın "dedim gözlerim dolmuştu. Tamam o bana bağırmış olabilir ben onu affetmeyecek olabilirdim ama ona böyle davranmaları gerekmezdi. Ne kadar bağırmakta suçlu da olsa oda bir insandı ve onun da kalbi vardı. Belkide kendine kötü şeyler yapmıştı ve bu ailemin suçu olabilirdi.

     Kimse bişey demeden teker teker odadan çıktılar. Artık daha fazla dayanamayıp gözyaşlarımı serbest bıraktım. Bu aralar fazla ağlamıştım ama bu olanlar akla zarardı. Düşündükçe sinirlerim bozuluyordu ve dayanamayıp belki rahatlarım diye ağlıyordum ama canım daha çok yanıyordu. Her ağlayışımda aklıma o gece olanlar geliyordu. Arınç'ın konuşması kulaklarımda çınlıyordu ve ben bu sesi bir türlü susturamıyordum.

     O gece ki hali, göz göze gelişimiz, kahve verdiğimde ki hissettiğim kokusunu bir türlü unutamıyordum. Simsiyah gözlerindeki parıltı unutulmayacak kadar güzeldi ve akla zarardı. Sorun şuydu ki artık bunların hiç birini hatırlamak dahi istemiyordum. O gece olanlardan sonra nefret etmeye başlamıştım. Bunun telafisi dahi olmayacaktı belkide buradan tekrar gitmeliydim. Bir daha onunla karşı karşıya gelmek istemiyordum.

     Irmak ne kadar karşıma çıkmayacağını söylese de inanmadım. Kafam çok karışıktı ve kimseye inanasım gelmiyordu yine biri üzecek, kıracak diye çok korkuyordum. Bunu bir daha göze alamazdım hepimiz için benim gitmem iyi olacaktı ve kendime yeni bir hayat kuracaktım. İlk işim bir iş bulup çalışmak sonra da ne gerekiyorsa o olacaktı.

    Kapı açılınca kafamı hemen çevirdim. Gelen kişiyi görünce şaşırmıştım geleceğini tahmin etmemiştim. Kıpkırmızı gözleri ile ağlamamak için kendini zor tutan Zenan teyze vardı tam karşımda. İlk ırmak şimdi de Zenan teyze ortada kötü bişey olduğu açıkça belliydi ama bunu ırmak bana söylememişti belki Zenan teyze söylerdi.

     Yavaşça yanıma yaklaşıp zorla tebessüm etti "Asel kızım"dedi kafasını yere eğmişti. Bu hareketi kalbimi acıtmıştı "Zenan teyze iyi misin?"dedim merakla hiç iyi gözükmüyordu ama sormasam da olmazdı. Yavaşça kafasını kaldırıp bana baktı "özür dilerim kızım benim salak oğlum yüzünden oldu. Sen beni anne yerine koydun kızım bu yüzden bana güven sana söz Arınç bir daha karşına çıkmayacak zaten çıkamaz"dedi son sözünden sonra hıçkırarak ağlamaya başladı. Ne kadar ağlamamak için çabalasa da sonunda pes etmişti.

     Zenan teyzenin elini tutup bana bakmasını sağladım."noldu ona zenan teyzem söyle bana"dedim tebessüm ederek aslında ondan nefret ediyordum ama bir yanım ne olduğunu merak ediyordu. "Sen onu düşünme kızım o cezasını çekiyor zaten"dedi sakince ağlaması kesilmişti. "Zenan teyze şu koltuğa otur ve lütfen anlat"dedim yatakta oturur vaziyete getirdim kendimi.

    Zenan teyze dediğimi yapıp yanımda ki koltuğa oturdu. Hafif bir öksürük yapıp konuşmaya başladı " Arınç hastaneye kadar seninle gelmiş. Bartu'da sinirle bizim oğlana bağırmış galiba çocuk haklı da zaten sonra Arınç çiftliğe gitmiş" hafifçe yutkunup konuşmaya devam etti " bizim çiftlikte atlara bakan çetin efendi ışıkları yanık görünce şaşırmış kapıya vurmuş. Bir zaman kapı açılmayınca tekrar vurmuş kapı açılır açılmaz yere yığılmış Arınç şimdi hastanede "dedi gözlerinden birer birer yaş dökülüyordu.

    Sıkıca elini tuttum gözlerinin içine baktım "kötü bişey yok demi ?"dedim merakla işte şimdi sözlerin tükendiği noktaydı "doktorlar böyle giderse uyanamaz diyorlar çok içmiş kızım "dedi hızla ayağa kalkıp odadan çıktı. Bu çok saçmaydı Bartu bağırdı diye gidip içecek değildi. Kocaman adamdı kardeşi yaşındaki çocuğun sözlerine aldırış edecek değildi ya bu işte başka bişey vardı.

     Hastaneden taburcu olalı bir hafta olacaktı. Eve geldiğimden beri odamdan çıkmıyordum. Yemekleri odama getiriyorlardı ama bir lokma bile yemiyordum. Annem bu duruma ne kadar kızsada canım hiç bir şey istemiyordu. Zenan teyzenin anlattıklarından sonra hala o günün şokunu yaşıyordum. Her seferinde bir umut ırmak telefonunu açar diye arıyordum ama cevap vermiyordu.

     Bu durum iyice canımı sıkmıştı. Yavaşça yatağımda doğrulup komidi'nin üzerindeki telefonumu alıp uzun zamandır girmediğim Instagram hesabıma girdim. Aklıma ilk gelen şeyle arama butonuna basıp Arınç ATAMAN yazdım ilk sırada çıkınca kalbim daha hızlı atmaya başlamıştı. Derin bir nefes alıp üstüne tıkladım. İşte şimdi tam karşımda o muhteşem yüzüyle duruyordu.

     Teker teker fotoğraflarına bakmaya başladım. Fotoğraflarının çoğunda yüzü gözükmüyordu. Bazen arkası dönük bazen yüzünün yarısı gözüküyordu. Dikkatimi bir fotoğraf çekmişti ve bu fotoğrafta gülüyordu. Fotoğraf Mardini en güzel şekilde görebileceğiniz bir tepede çekilmişti. Üstünde mavi bir tişört ve siyah pantolon vardı. Bu hali ile yine de çok yakışıklıydı.

     Fotoğrafın altındaki yazıya baktım. Gelme üstüme zalim dünya yazıyordu. Diger yorumlara bakmaya başladım. Hepsi aynı şeyler yazmıştı çok yakışıklı falan filan tabi Arınç hiç birine cevap vermemişti. Belkide hayatında biri vardı bu yüzden cevap vermiyordu. Hemen çıkış yapıp telefonu komidi'nin üzerine geri bıraktım.

     Yavaşça ayağa kalktım. Aynanın karşısına geçip boynumdaki ve yüzümün belirli yerlerindeki morluklara parmağımın ucuyla dokunmaya başladım. Dokunduğum her morluk bana o geceyi hatırlatıyordu. Kapı açılınca hemen aynadan kendime bakmayı bıraktım. "Abla kapıyı çaldım ama ses vermeyince korktum"dedi bu bartuydu demek ki aynaya bakarken dalmıştım.

     Elimi git der gibi sallayınca bir şey demeden kapıyı kapatıp çıktı. Her ne kadar Arınç'a kızsamda bir o kadar bartuyada kızgındım. Sırf kalbini kırmamak için onu kendimden uzak tutuyordum. Telefonum çalınca hemen elime aldım. Sonunda ırmak arıyordu hemen açtım "ırmak"dedim tereddütle bir süre ses gelmeyince iyice merak etmiştim. Derin bir nefes aldı "sen sormadan ben söyleyeyim Asel durumu gittikçe kötü şu an müsait değilim görüşürüz"dedi ve cevap vermemi bile beklemeden yüzüme kapattı.

     Günlerdir arıyordum daha bugün beni aramıştı onda da bişey dememe izin vermemişti. Kapanan telefona boş boş bakıyordum. Mesaj gelince hemen WhatsApp'a girdim ırmak bir fotoğraf yollamıştı. Hemen mesaja tıklayıp fotoğrafa baktım. Yüzünde yaralar olduğu belliydi bantlar vardı. Esmer teninden eser yoktu bembeyazdı ve bissuru cihaza bağlıydı. Cansız orada öylece yatıyordu.

    Hayır Arınç ATAMAN sen ölemezsin bırakıp gidemezsin...

   

     Bölümün geciktiğini biliyorum lütfen kusura bakmayın.

    Umarım beğenirsiniz 🙏

    Seviliyorsunuz 🌸

     Dikkat edin kendinize canlarım ♥

VAVEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin