4.BÖLÜM

1.2K 30 3
                                    

Bölüm şarkısı Kaya Giray- Yarınım Yok

  Arınç ATAMAN

   Irmak ve isminin Asel olduğunu öğrendiğim kız mutfağa gidince yine kafamda binlerce soru dönmeye başladı. Bu konağa arada geliyordum ama bu kızı hiç görmemiştim. Bu işin ucunda bir şey vardı ama ben bunu çözecektim.

   Irmak ve Asel ellerinde tepsilerle girdiler. Herkese kahvelerini vermişlerdi son kahveyi de Asel bana uzatınca kafamı kaldırdım. Bana bakıyordu hemde çok derin. Sonra hemen bişey hatırlamış gibi yerine oturdu. Dalgın gibiydi sanki bişey olmuştu. Irmak iki kere seslenince duymamıştı.

   En sonunda kendine gelince ırmak konuşmaya başladı. "Asel diyoruz ki hepimiz dışarı çıkalım biraz eğlenelim ne dersin?"dedi. Asel biraz düşündü sonra konuşmaya başladı. "Olur ama ben iki dk odama çıkıp geliyorum"dedi ve merdivenlere yöneldi. Bu kız beni etkisi altına almıştı sanki ama ben buna izin veremezdim.

   Arkadan "gitmiyor muyuz?"diye ses gelince hızla ayağa kalktım ve arkamı döndüm. Keşke dönmez olaydım, altında ki kısacık şortla bacakları ortadaydı. Sinirle soluyordum kim bilir kaç tane p.. ona bakıcaktı. Buda beni çıldırtıyordu ama bu kız benim birşeyim değildi bu yüzden birşey diyemezdim.

  Bu gece katliam çıkarmamak için dua ediyordum. Hepimiz konaktan çıkmıştık. Asel babası Cevdet bey'den arabasının anahtarını almıştı. Bartu ve ırmak asel'le gideceklerdi. Bende Şilan yengem ve Berşan abimle gidecektim. Asel arabayı hızla sürerken bende hemen gaza bastım.

   Irmak böyle giyinseydi kızardım ama bu kız yabancıydı ve ben hiç bir şey diyemiyordum bu beni daha da çıldırtıyordu. Arabamı asel'in arabasının arkasına park ettim. Hızla arabadan indim, kafasını çevirmiş bana bakıyordu. Göz göze gelince hemen kafasını çevirdi.

   İlk dondurma yemeye karar vermiştik ve çarşıya yürümeye başladık. Tek başıma en önde yürüyordum hala çok sinirliydi resmen millete malzeme çıkmıştı. Birde bu kız büyük aşiretin torunuydu buda ona büyük cesaret veriyordu demek ki ,yoksa bu kılıkla asla burada gezemezdi.

   Dondurmacı'ya gelmiş boş masadan birine oturduk. Siparişleri verince herkes köyü bir muhabbete dalmıştı. Asel'in telefonu çalınca biriyle konuşmaya başladı. Kalabalığın sesinden kiminle konuştuğunu anlayamamıştım. O arada telefonu kapattı, dondurmalar gelmiş yemeye başlamıştık.

    Karşıda oturan adamlardan biri asel'e bakıp gülüp ic çekiyordu. Şerefsiz kızı yaşındakine bakıyordu. Sinirle masaya vurup ayağa kalktım bütün gözler bana dönmüştü. "Şu bacaklarını ört yoksa katliam çıkarıcam"dedim sinirle, burnumdan soluyordum. Asel bu tavrımdan korkmuş olucak ki tamam der gibi kafasını salladı.

    Belindeki gömleği çözüp bacaklarını örttü. Geri oturdum telefonla ilgileniyorum iş gibi yaptım ama hala içten içe kendimi yiyordum. Biraz daha muhabbet edip kalktık.

   Bu seferde bowling salonuna gitmeyi istemişlerdi. Asel pek istekli değildi belki de ona bağırmamalıydım. Belki onu korkutmuştum yada kalbini kırmıştım. Aslında onun iyiliği için yaptığımı bilseydi böyle olmazdı. Onu korumak istemiştim ama böyle olacağını bilseydim asla yapmazdım.

   Bowling salonuna gelmiştik. Asel ve ben oynamak istemediğimiz için koltuklarda oturuyorduk. Asel yine bir yerlere dalmıştı. Mavi gözlerinin içinde boş bakışlar vardı. Yan tarafta oturan çocukların konuşmaları dikkatimi çekmişti. Biraz kulak kabarttım "abi şu kızın fiziğine bak ya muhteşem"dedi kahkaha atarak.

   Bu cümle bardağı taşıran son damlaydı. Bu sefer asel'e bağırıp onu korkutmak istemiyordum. Yanına yaklaşıp kulağına eğilim bir n irkilsede geri çekilmedi. Kokusu bir an ciğerlerimi doldurunca kendimden geçtim. Ne yaptığımı fark edip hemen kendime gelip konuşmaya başladım.

  " Şu bacaklarını ört yoksa etrafta ki şerefsizler'in gözlerini oymak zorunda kalacağım" dedim sinirle tıslayarak. Hızla ayağa kalktı kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "Sanane ya yeter haddini aşma"diyerek bağırmaya başladı.

   Ben kızın iyiliği için söylüyordum o kalkmış bana bağırıyordu. Şimdi konuşma sırası bendeydi " tabi bakmaları hoşuna gidiyor"dedim tiksinircesine ama sonra ne dediğimi fark edip pişman oldum ama artık çok geçti. Eşyalarını masadan hızla arkasını dönüp yürümeye başladı. Gözden kayboluncaya kadar arkasından bakakaldım.

    Allah benim belamı versin onu üzmüştüm. Irmak yanıma gelip koluma dokununca ona döndüm. "Abi git peşinden"dedi zorla tebessüm ederek. Haklıydı gitmeliydim onu kırmıştım ve özür dilemeliydim.

    Salondan koşarak çıkıp hızla arabama bindim. Süratle arabayı kullanıyordum. Nereye giderdi bu saatte ? Aklıma eve gitmiş olabileceği gelmişti. Hızla telefonu elime alıp Cevdet beyi aradım ikinci çalışta açmıştı.

   Hemen konuşmaya başladım "Cevdet bey Asel eve geldi mi?"dedim sinirle, ilk başta ses gelmeyince korkmuştum. "Yok, gelmedi oğl.. "diyecekken devam etmesine izin vermeden telefonu kapattım. Sinirle direksiyona vurmaya başladım. Kendimden nefret ediyordum.

   İleride bir kalabalık görünce yoksa Asel olamazdı değil mi?

    Umarım beğenirsiniz 🙏

    Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın

   Love you💜

VAVEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin